Bundan 109 yıl önce dünyanın en büyük güçleri birleşmiş ve tek bir amaçları vardı. 600 yıl vergi verdiği efendisi Osmanlı İmparatorluğunu tarihten silmekti. O kadar kinlenmişlerdi ki, yine haçlı orduları denizden, karadan, havadan, her yandan saldırıyor, Çanakkale’yi geçerek İstanbul’a, hayallerinin şehri, dünya başkentine ulaşma arzusu ile yanıp tutuşuyorlardı.
Düşman donanması bir anda 530 topu birden ateşliyor. Bu cehennem ateşi altında siperdeki Mehmetçik bombalarla kara toprağa gömülüyor ve topraktan şehadetle fışkırıyordu. Deniz yanıyor, kara yanıyor, her yer cehennem ateşiyle kavruluyordu. Deniz taarruzları beş ay sürdü. 18 Mart günü geldiğinde Cevat Çobanlı Paşanın Tophaneli Hakkı Yüzbaşısı Nusrat Mayın Gemisiyle zırhlıları havaya uçururken, Seyit Onbaşısı Mecidiye tabyasından sırtlayarak attığı 276 kiloluk mermi ile Osean zırhlısını vurmuş, boğazı düşmana kapatmış ve Çanakkale’yi geçilmez kılmıştı.
Geçemediler, vuruldular, yara aldılar, karanlık sulara gömüldüler yetmedi. Daha alacakları dersler vardı. Bu sefer Seddül Bahir, Arı burnu ve Suvla koylarından karaya çıkarak yedi ay daha göğüs göğüse savaşarak, beş yüz bin kahraman kendi destanlarını yazdılar. Kıyıda bekleyen Yahya Çavuşlar, Conk Bayırında beklemedikleri bir Yarbay Mustafa Kemal kaderleri değiştirmişti. Sanders’ten sonra en yüksek kumandan Esat Paşa Harp Akademisinde Enver, Mustafa Fevzi ve Mustafa Kemal’in hocasıydı ve savaşın stratejileri kitaplara geçecekti.
Bu savaşın nice kahraman kumandanları vardı. Alb. Kazım İnanç, Yb. Fahrettin Altay, Alb. Halil Sami, Alb. Suat bey, Yb. Selahattin Adil, Yb. Musa Kazım (Karabekir), Yb. Hüseyin Avni, Yb. Cemil Conk, Bn. Nuri Conker, Alb. Selahattin Adil, Baştabip Hüseyin bey, Süvari Yb. Esat, Yb. Ali Rıza, Yb. Recai ve Vehip Paşa. Her biri ayrı bir Çanakkale’ydi. Her biri ayrı bir destan kahramanıydı. Balkan savaşının intikamını almak için yemin etmişlerdi. Bu savaş devlerin savaşıydı ve dağlar Türk doğuruyordu. Conk Bayırı başından savaş yerine ölmeyi emreden Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal, son erine kadar vuruşan Hüseyin Avni ve kutsal sancağı teslim etmeyenler istilacı güçlere Gelibolu’yu mezar ettiler.
Bu destan, başta ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve istiklal savaşımızın kahramanlarının yaratıldığı, yeni bir millet olmanın ulusal bilincinin ve benliğinin ortaya konduğu, özgürlük ve bağımsızlığımızın ve de bu günkü güzel Türkiye’mizin temellerinin atıldığı bir destandır. Bu destan, ülkemizi istilaya gelen düşman askerlerinin, Mehmetçikle koyun koyuna yatarak, artık bizim evlatlarımızın olduğu bir destandır. Bu 19 Mayıs’ların destanıdır.
Ey küreselleşen yenidünya ve emperyal güçler, şunu çok iyi bil! Çanakkale hiçbir zaman geçilmemiştir ve asla hiçbir zaman da geçilemeyecektir.
Ey Türk düşmanı şunu bil ve aklından çıkarma, kaldırılması imkansız olan bu mermi, her seferinde aynı iman ve inançla yine Türk düşmanlarının beynine çakılacaktır. Bu kapı Türklüğün kapısı, dünya kurulduğunda var olan ve dünyaya medeniyet götüren bir ulusun kapısıdır. Hürriyet ve istiklalin kapısıdır. Bu kapı hilallerin de güneşlerin de batmadığı bir cennet vatan kapısıdır, onun içindir ki:
Dur yolcu, Çanakkale geçilmez.
Ruhları şad olsun.
Prof. Dr. İbrahim Öztek