Uzun zamandır gizemli şehir İstanbul dışında yazlık evimdeyim. Sanırım kendimi dinleme, yaşadıklarımı hatırlama fırsatını buluyorum sakin mekanımda.. Ömrümün yaklaşık 50 yılını yaşadığım İstanbul. Üniversite yıllarımın, iş hayatımın tamamını yaşadığım İstanbul. Çocuklarımın, yeğenlerimin ekmek kapısı olmalarına vesile olduğum taşı toprağı altın değerinde İstanbul. Çoğu zaman köyümden gelen yakın dostların aşmazlarında yardımcı olmaya çalıştığım dünyanın göz bebeği İstanbul. Sanki bir rüya gibi yaşadığım her güzellik. Ameliniz güzelse eğer, muhatap olduğunuz çirkinliklerin bile güzel tarafını bulmaya çalışırsınız.
Önümde bir yazı. Kahvemi yudumlarken yazıyı izliyorum:
BEKLE BİZİ İSTANBUL…
Hakkın rahmetine kavuşan büyük usta Vedat Türkali şiirli bir tasvirle ne de güzel vurgulamış:
‘’Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle
Parklarınla köprülerinle meydanlarınla
Bekle bizi İstanbul
Bekle yumruklarımız haramilerin saltanatını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul
Sen bize layıksın, biz de sana İstanbul…’’
*
500 yıllık haşmetli Süleymaniye’de ibadetimizi yaparken, Sultan Ahmet meydanında s dostlarla turlarken, Topkapı Sarayından boğazın cazibesini yudumlarken bir başkadır İstanbul.
Hatırladığımda tüylerimi diken diken eden, çoğu zaman gözlerim ıslansa da, kıt imkânlarla kaldığımız Trabzon Öğrenci Yurdunda, öğrenci evlerinde kaybettiğim sevgili dostlar…
*
Bir kokusun sen.
Lodosla gelen tuz kokusu...
Tarabya'da yosun,
Karaköy'de balık-ekmek,
Çengelköy'de salatalık,
Sarıyer'de börek,
Mısır çarşısın da baharat
Zamana inat, baharlarda hiç umulmadık bir köşeden fırlayıveren hanımeli, yasemin, ıhlamur kokusu.
Her şeyiyle benliğimi sarmış İstanbul…
*
İstanbul'un bana verdiği hazzı, dünyanın sayılı kentlerinin bile verebileceğini düşünemiyorum.
‘’Rahmetle andığım başkanımızla heyet halinde Hamburg Limanında inceleme yapmak üzere Hamburg’dayız, Bremenhafın’dayız davetli olarak. Sanırım 20 gün kadar kalmıştık. Şehrin seçkin mekânlarında ağırlanmıştık. Ayrılma zamanı gelmişti. Yetkililer bizi uğurlamak üzere havaalanına götürmüşlerdi. Unutamam hala. Yüzüm güleçti. Başkan Özcan Abi bana bakarak ne düşündüğümü söyledi. Ben de, Başkanım İstanbul’a dönüyoruz; sanırım Hamburg’un en güzel yanı İstanbul’a dönmekmiş, demiştim. Kahkahalar, gülüşmeler’’…
*
Tarihi dokusu ile verdiği manevi huzurun yanı sıra gelişmiş teknolojinin son imkânlarını bana sunmakta bu şehir. Bu şehirden zevk almak için illaki zengin olmaya gerek yok. İETT otobüsüne binmek, Şehir Hatları vapuru ile seyahat etmek, Boğazı, Haliç'i izleyip hayallere dalmak, engin tarihi maneviyatıyla Eyüp Sultan Camiinde secdeye varmanın verdiği hazzı yaşarken bir başkadır İstanbul.
Yazlığın verdiği rehavetten kurtulma zamanıdır. O çileli İstanbul’un akademik mekânlarında dostlarla buluşma selamlaşma zamanıdır. Çocuklarımla, sevenlerimle, torunlarımla buluşma hasret giderme zamanıdır. Özlediğim Çengelköy’ümdeki evimde kitaplarımla başbaşa kalma zamanıdır.
Zamanınızı duygusallığıma ortak ettiğim için bağışlayın aziz dostlar. Selamla kalın sevgiyle kalın severek kalın sağlıkla kalın her daim….