• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • KAMU
  • SENDİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • HUKUK
  • TÜRK DÜNYASI
  • EĞİTİM MEMURLAR
  • Ara
SON DAKİKA:
01:10
İletişim Başkanlığı'na Burhanettin Duran atandı
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Köşe Yazarları
  2. Ali Kemal Gül
  3. Dini Darlık/ İnançta Körlük
Yayınlanma: 23 Aralık 2019 - 23:47

Dini Darlık/ İnançta Körlük

23 Aralık 2019 - 23:47
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Dini Darlık/ İnançta Körlük
Ali Kemal Gül
Bakış

 

İslam, Yüce Yaratıcıya aracısız inanmanın, insanı merkeze alarak her türlü sömürüyü lanetleyen bir inanç sistemidir; aynı zamanda estetiği, zarafeti içerir bir dinidir. İslami mimaride zarafetin ve estetiğin nakşedildiği cami ve türbeleri, diğer dini mekânları, kaleleri örnekleyebiliriz. Cami ve türbeler gibi İslam mimarisinin paha biçilemeyen bir hazinesidir. Çoğu ülke bu gelenekten esinlenmiştir.

Bu eserlerde İslam’ın, muhatabı insana kazandırdığı ruhsal zarafetin, estediğin iz düşümlerini müşahede etmekteyiz.

Esasında tümü İslam( Yüce Yaratıcıya teslim olma hali…) olan diğer semavi dinlerin de ürettiği mimari yapıtlarda estetiği, zarafeti, ihtişamı görebiliyoruz.

Örneğin, Roma İmparatoru 1. Jüstinyen, mimarisiyle, estetik işlemeleriyle, azametiyle meşhur Aya Sofya Kilisesini yaptırdığında, kilisenin karşısına geçerek, ‘’EY Süleyman seni de geçtim!’’ Diyecekti.

*

Aya Sofya Kilisesinin karşısında Osmanlı döneminin en ihtişamlı mimarı eseri Sultan Ahmet Camisi; hassas mimarisiyle, göz zevkini okşayan altı adet zarif minareleriyle, her türlü simetrik ince sanatın işlendiği, mihrap bölümünde değişik figürlerle işlenmiş çinilerin insanda bıraktığı hoşnutluğu, ferahlığı, zevki görebilseydi, sanırım Caminin mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa’nın karşısında Jüstinyen ‘’süklüm püklüm’’ olurdu ancak bu muhteşem eserin mimarisinde Bizans mimarisinden de yararlanıldığını fark edince gururlanırdı.

İstanbul’un merkezi yarım adasında her yöne hâkim bu iki muhteşem dini eseri yıl içinde binlerce yerli ve yabancı turist hayranlıkla ziyaret eder...

*

Jüstinyen’in meydan okuduğu; kuşlarla, cinlerle konuşabilme meziyetine haiz Süleyman Peygamberin dünya tarihinde ‘’Tanrının Tekliği’’ adına Kudüs’te yaptırdığı tapınak, Süleyman Mabedi’dir…

*

İslamiyeti din olarak seçmiş insanların, İslam’ın tarih sahnesine çıkışından itibaren yedi asır kadar hem ilim-irfan, hem de hükümranlık bayrağını şanla, şöhretle taşımışlardı. Ne yazık ki, medeniyetin öncüleri olan bu insanlar, ortaçağın başlarında bir sihirli elin gözlerine perde çekmesi sonucu tüm meşaleleri söndürüp cehalet uykusuna dalmışlardır.

Sonucu itibarıyla, İslam Âlemi’nin Emperyal Ülkelerin karşısında sergiledikleri pespaye hali gözler önündedir dünden bugüne. Çalışıp üretmeyi ve kalkınmayı, çağdaşlaşmayı emreden bir dinin mensupları olarak Müslümanlar bunu kader belleyip miskince gerinmenin ötesinde bir şey yapamamaktadırlar.

Şanlı bir maziye sahip olmanın hamasi böbürlenmeleri dışında görünen o ki dünyanın efendisi olma yolunda bırakın çalışıp gayret etmeyi, bu uğurda aklını kullanmaya bile çalışmamaktadırlar.

Kesin olarak belli olmuştur ki, İslam ülkelerinde İslam adına doğru gitmeyen bir şeyler var.

*

Kuran’ın ilk emri ‘’oku’’ olmasına rağmen İslam Dünyası çağdaş pozitif ilmin tarihi sürecinde buluşu, keşfi var mı? Örneğin, Fizik, Kimya, Astronomi, Jeoloji, Biyoloji… Gibi pozitif bilimsel çalışmalar zincirinin, buluşların neresinde katkıları oldu? Bu alanda yıllarını laboraduvarlarda geçirmiş kimsenin adını duyduk mu? Ne yazık ki yanıt ‘’hayır’’.

İslam dünyasının pozitif bilimsel çalışmalar zincirinin her hangi bir yerinde olmadığı gibi haberleri bile yoktu.

Neden yoktu? Çünkü onların gündeminde bilim yoktu. Kur’an dışı kendi inançlarının âlemindeydiler. Araştırmıyorlardı, kendilerini yenilemiyorlardı.

Kendilerini pek beğeniyorlar ama kendileriyle yüzleşip hesaplaşmıyorlardı. Tıpkı bugünkü gibi. Buna ‘’dini darlık’’ desek yanılmayız.

‘’ Din’le ilişkilendirilecek, Din dışında hiçbir şey yoktur, olamaz da…’’

*

Demem o ki, Atatürk laikliği ‘’inançta körlüğe/dini darlığa’’ öncelik veren kafalar yüzünden getirmişti, Din ve Dünya işlerini ayırmak için, hür ve bağımsız, çağdaş düşünce sistemini gerçekleştirmek için‘’ Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir’’diyecekti ve kuracağı bağımsız Türk devletinde yüzünü Batıya çevirecekti;

*

‘’Bugün Batı Hıristiyan dini, ister Protestan, İster reformist Katolik olsun, Modern Batı yaşamıyla ilişkili olarak laikleşmiş ve özelleştirilmiştir. Batı’nın evrenselleştirilmesi artık hukuken dini kurallar ile değil, laik ve bilimsel kurallarla belirlenmektedir. Genel olarak evrenselleşme çeşitli yollarla olmaktadır. Teknoloji, finans ve bilginin evrensel yayılması ile hürriyet, demokrasi, insan hakları, politik değerlerin evrensel yayılması gibi…

Modern kapitalist toplumda düzen, laik devlet ve onunla bütünleşmiş meslek grupları üzerine inşa edildi’’.

*

Kuran’ın bütününde sunduğu ‘’Dini Haritayı’’ incelediğinizde, nüzul sebeplerini içerir değişik ayetlerle gelen ve bu ayetlerin doğrudan verdiği veya işaret ettiği mesaj, sosyal problemlerin kendi zaman dilimi koşullarında çözüme kavuşturulması için akılın, mantığın, tefekkürün öne çıkartılması üzerinde defalarca vurgu yapıldığını öncelemektedir. İslam İnanç Sisteminde körlüğe, aymazlığa yer olmadığı gibi, çağdaş ilimlerin yapılması her ferdin üzerinde bir sorumluluk olduğu görülmektedir.

*

Sonuç, ‘’İnançta körlüğü’’ nü,’’dini darlığı’’nı aşamayan, Laik sistemi kavrayamayan, özgür düşünemeyen, üretemeyen, adaleti önceleyen Evrensel Hukuk Sisteminden mahrum, durmadan gericiliğin altını besleyen bir kısım İslam coğrafyası, mafyalığa soyunmuş Emperyalist Ülkelerin, ülkesinin rejimine karşı illegal fraksiyonları da kullanarak, çıkarları adına bu coğrafyalarda koşturdukları atların bıraktıkları nalınları toplamaya hala mahkûmdurlar.

*

İslam filozofu El Kindi’nin (800?-873) ‘’ Bize, yabancı bir kaynaktan ve ülkeden gelse bile bir gerçeği aramaktan çekinmemeliyiz; gerçekle yüzleşmekten utanmamalıyız. Hayatta hiçbir şey gerçeği aramaktan ona ulaşmaktan ve gerçeğin kendisinden daha değerli değildir’’ sözü burada büyük bir anlam taşımaktadır.

*

Gayba inanç olarak algıladığımız dinler değişmez kabul edilen kurallarla bir bütündür. Sosyal, ekonomik, politik kurallar zamanla toplumsal kuralların değişmesiyle devamlı değişir. Değişmez kurallara sahip din, değişen kurallarla gelişen temel dinamiklere müdahale ederek toplumu yönetmeye kalktığında aklın önüne geçer, rasyonel düşünceyi engeller, hür düşünceye, yaratıcılığa kilit vurur ve toplumun gelişimini önler.

*

Yaşadığı kentin Tanrılarına inanmadığı için İdama mahkûm edilmiş Socrates’in son sözü; ‘’Sorgulanmayan yaşam, yaşamaya değmez.’’ Diyerek vaz geçilemez bir gerçeği haykırmıştı aslında.

*

Tek adam rejimlerinin yaşaması için zamanla diktaya dönüşmesi olasılığından, halkının cehaletinden ve fakirliğinden yararlanılarak terör örgütleriyle buluşturulması kolay olan bir kısım İslam ülkelerinde çağdaşlaşmak, ileri gitmek konusunda esas mesele milli kimliğine/beliğine sahip çıkmaktır. İnanmak veya inanmamak değil, rasyonel olmak veya olmamak, aklı kullanmak veya kullanmamak meselesidir; terörüzmün de panzehiridir!

Yazarın Diğer Yazıları

  • Hoca Ahmet Yesevi'yi Anarken - 09 Temmuz 2025
  • Siyasi Bir Durum Değerlendirmesi - 02 Temmuz 2025
  • Dört Nala! - 27 Haziran 2025
  • Kadının Türk Toplumundaki Yeri - 21 Haziran 2025
  • Türk Milleti Kavramı - 09 Haziran 2025
  • Türk Milliyetçiliği Kavramı - 28 Mayıs 2025
  • 19 Mayıs 1919'un Yol Haritası - 19 Mayıs 2025
  • Sözün Gücü - 15 Mayıs 2025
  • 23 Nisan Hikâyesini Anlayarak Kutlama - 22 Nisan 2025
  • Türk Kültür Diliyle Donanımlı Birey - 19 Nisan 2025
  • Milli Şehidimiz Kaymakam Kemal Bey - 09 Nisan 2025
  • Umutsuz Anlarda Doğar Atatürk - 02 Nisan 2025
  • Bayram Tebriği - 29 Mart 2025
  • Devlet Adamlığı Samimiyetinden Mahrumsanız! - 25 Mart 2025
  • Çanakkale Savaşları - 17 Mart 2025
  • Dünya Kadınlar Günü - 08 Mart 2025
  • Olmayan Kürt Sorunu Siyasilerin Oyunudur! - 01 Mart 2025
  • Milli Bilinç - 25 Şubat 2025
  • Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi - 19 Şubat 2025
  • Devlet Adamlığı Bilinci - 05 Şubat 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 18
ilan.gov.tr
Gazete arşivi için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Köşe Yazarları
Toplu Sözleşme Sosyal Medya Anketi
Kadriye Demirel (AES Antalya il Temsilcisi , Eğitim koçu)
Toplu Sözleşme Sosyal Medya Anketi
Aziz Dolu Atabey
Aziz Dolu Atabey
Türkler bin boydur biri de Moğol'dur
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Türk Kültür Coğrafyası-1
Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
Memur Emeklisi Cezalı mıdır?
Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
Hayatın Satır Araları: Gündelik Anların Derinliği
Yusuf İPEKLİ
Yusuf İPEKLİ
Araç muayenesi
Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
Diyanetten Alkışlanacak Cuma Hutbesi
Birliğimize Kast Edenlere Verilen Değeri, Anlamak Mümkün Değil
Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı
Birliğimize Kast Edenlere Verilen Değeri, Anlamak Mümkün Değil
Avrupa Turundan Fransa Paris
Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
Avrupa Turundan Fransa Paris
Haydut Devlet İsrail Bölgede Barışı Ve İstikrarı Engelliyor
Misafir Yazılar
Haydut Devlet İsrail Bölgede Barışı Ve İstikrarı Engelliyor
Silâh Bırakma Tiyatrosu!
Orhan KILIÇOĞLU
Silâh Bırakma Tiyatrosu!
Siyonizm Nedir Ve Siyonizmin Tarihçesi
Av.Faruk Ülker Ümraniye Türk Ocağı Eski Bşk
Siyonizm Nedir Ve Siyonizmin Tarihçesi
Hoca Ahmet Yesevi'yi Anarken
Ali Kemal Gül
Hoca Ahmet Yesevi'yi Anarken
Büyük Orta Doğu Yangını
Türk Ocakları'ndan
Büyük Orta Doğu Yangını
Kerbela Çeşmesi
Şerife Güven
Kerbela Çeşmesi
Bayramın Kutlu Olsun
Köksal Cengiz
Bayramın Kutlu Olsun
Trabzon'umuzu-Rum ve Pontus diye bilenlere!..
Şevket Sezer
Trabzon'umuzu-Rum ve Pontus diye bilenlere!..
Çok Okunan Haberler
Öğretici: Açlık Sınırı 26.115 TL, Yoksulluk Sınırı 85.066 TL Olmuşken Refah Payı Şarttır!
Öğretici: Açlık Sınırı 26.115 TL, Yoksulluk Sınırı 85.066 TL...
İstanbul Emniyeti'nde yeni atamalar!
İstanbul Emniyeti'nde yeni atamalar!
Haziran enflasyonu TÜİK'e göre yıllık yüzde 35, ENAG'a göre yüzde 69
Haziran enflasyonu TÜİK'e göre yıllık yüzde 35, ENAG'a göre yüzde...
Ana Sayfa
GÜNDEM
KAMU
SENDİKA
DÜNYA
EKONOMİ
SİYASET
HUKUK
TÜRK DÜNYASI
EĞİTİM
MEMURLAR
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Gazete Manşetleri
  • EKONOMİ
  • HUKUK
  • KAMU
  • MEMURLAR
  • SENDİKA
  • TÜRK DÜNYASI
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Gazete Manşetleri
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim