Gazeteci, köşe yazarı, öğretim üyesi, icra ettiği ‘’Ceviz Kabuğu’’programıyla meşhur Hulki Cevizoğlu’ nun bir köşe yazısında ısrarla Atatürk’ün öldürüldüğünden bahseder. Merakla konuyu internetten araştırmam sırasında karşılaştığım ve Cevizoğlu’nu doğrulayıcı nitelikte ‘’Tecrübe nedir’’başlıklı bir makale dikkatimi çekti; İktidarın Suriye politikasında tecrübesizliğini de içeren ve Önemine binaen paylaşmamın yarar sağlayacağını umarım:
***
Tecrübe aynı hatayı tekrar etmemek diye özetlenebilir. Akıllı insanlar gerek kendi hatalarından ve gerek başkalarının hatalarından tecrübe ederek ders çıkarır ona göre projeler politikalar üretir uygular.
• Devletlerin, milletler arası rekabet çıkar mücadelesisin en üst ve son durumu savaştır. Savaşlar ağır bedeller ile sonuçlanır. Kazanan da bedel öder. Yenilenleri uzun zaman hegemonya altında tutmak da zordur. Kazananlar için sürekli tetikte olma durumu doğurur fakat yinede bu durum sürdürülür değildir.
•
• Osmanlı devleti üç kıtada hüküm sürerken 500 yılın sonunda üç kıta tarafından kuşatılmış duruma düştü. Almanya birinci dünya savaşında yenildi yenenler imzalar attırdılar bedel ödettiler. Aradan geçen 30 yılın sonunda Almanya silahlanması yasak olmasına rağmen silahlandı. Avrupa’yı yaktı yıktı.
• Batılı emperyalist ülkeler-yedi düvel-, Osmanlıyı-Türkleri boğma girişimi önce çanakkalede daha sonra işbirlikçilerine rağmen bertaraf edildi geri püskürtüldü. Fakat tam anlamı ile MİSAK-İ MİLLİ gerçekleşmedi, gerçekleşmeme sebebi gerek içeriden gerek dışarıdan yapılan asimetrik savaş girişimleri oldu. Ne idi bu MİSAK-İ MİLLİ, Musul Kerkük ve Hatay en belirgin koşul olmakla beraber küçük ayrıntılar da vardı.
• Mustafa Kemal ve Kurtuluş savaşı önderleri dünya şartlarını ve içerideki koşulları iyi değerlendirerek Hatay devletini ülke topraklarına kattı. Atatürklün bu hamlesini önceden bilenler dışarıdan çözemeyecekleri işleri içeriden çözme yolunu başlattı. Önce Atatürk öldü(rüldü) sonra bu planlar hızlandırıldı. Çünkü daha önce denenmiş kısmen başarmışlar di. Menemen de deneme yapılmış ve etkili olmuştu, fakat dirayetli güçlü liderlik derhal müdahale etmiş ve işbirlikçiler imha edilmişti. Bu etkili proje savaş gibi dışarıdan yapılan saldırıdan çok daha ucuz ve ülkemize zararı büyük idi. Kısa süreli girişimlerin fazla etkili olmadığı görülünce bu proje uzun zamana yayılmış acele edilmemiş kadro yetiştirme ve devlete politikaya monte edilmeye başlanmıştır. Sadece bir kesime değil guguk kuşu taktiği ile renklendirme yapılarak her kesime, sağ sol liberal demeden işbirlikçi yerleştirilmiştir. En büyük sığınma yeri de DİN olmuştur. Çünkü din toplumu etki altına alma kontrol etme ve yönlendirme gücüne sahipdir. Gün gelmiş yıllar sonra iktidar gücü bu güçlerin kontrolüne geçmiştir. Geçmişte Devleti kuranların mücadele ettiği işbirlikçiler öne çıkarılmış devletin refleksi denenmiştir. Bu duruma örnek İskilipli Atif tır. İngiliz ajanı bu şahıs Hoca kılığı ile Ankara hükümetine Kurtuluş savaşı aleyhtarı bildiriler dağıtmış ve bu ihanetin sonucunu idam ile ödemiştir.
• Hep aşama aşama iki ileri bir geri bazen kendi yaptıklarını inkâr ve eleştirme ile geçiştirerek bu günlere kadar geldik. Özellikle hedef MİSAK-İ MİLLİ hedeflerini yok etmek, yok etmekle kalmayıp bu hedefi, bölgelerden daha da uzaklaştırılmaktayız. Musul Kerkük artık rüya bile değilken Atatürklün hasta yatağından ülke topraklarına kattığı HATAY tehlikede. Bazılarına göre ne olmuş yani demeleri tecrübe-tecrübesizlik ikilemi. Tecrübe, HATAY in tek bir mermi atılmadan nüfus kaydırılması ile ülke topraklarına katılması ise, tecrübesizlik de aynı durumu ters nüfus hareketi ile HATAY in geri kaydedilmesidir. Bütün bu operasyonlar DİN eksenlidir, Sadece ülkemizde değil bölgemizde uygulanıyor ve müthiş sonuçlar alıyor müstevliler. Suriye’de savaşan tetik çeken Müslümanlar her bir ülkeden toplanmış dindar nesil parayı veren Suudi yataklık yapan eğit donat yapan Türkiye organize eden EMPERYALİST SİYONİST blok. Kim kime hizmet ediyor. Ve bunun toplumsal desteği, duyarsızlığı nereden buluyor; İşte dindar nesilden kitleden. Din, bu aşınmanın erozyonun ana mayasıdır. Düşman mızraklarına Kuran yapraklarını takarak saldırıyor biz ise düşmanı değil sadece Kuran yapraklarına bakıyor el açıp dua ediyoruz.