Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma programında “Türkiye’de her kurumun eleştirilebilir” olduğunun altını çizerek şu tarihi sözü söylemiştir:
“Türkiye’de hiçbir organ, hiçbir kurum eleştirilemez değildir.”
Matematik bilim öğretmeni olarak şu kadarını söyleyeyim; yapıcı eleştirilere kapalı olan kurumlar gelişmeyi bırakın, insanlara daha iyi hizmet verme noktasında yerinde sayar ve zamanla geriye gitmeye mahkumdur. En sonunda da kendini yenileyip geliştirebilen kurumlar ön plana çıkıp kendinden söz ettirirken gelişemeyen bu yapılar antitez haline gelip tuzla buz olur.
Bu tüm kurumlar ve organlar için böyle olduğu gibi bireysel olarak da böyledir.
Bir insan yapıcı eleştiriye açık olursa ancak daha başarılı olabilir ve kendini geliştirme fırsatını yakalayabilir...
BALIKESİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNDE TORPİL SİSTEMİ ELEŞTİRİLEMEZ HİÇ DEĞİLDİR...
Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'de yürütmenin başıdır. Bakanlar kuruluna başkanlık eder. Hükûmeti ve icraatlarını yönetir.
Yürütmenin başındaki isim olan Sayın Cumhurbaşkanımız “Türkiye Cumhuriyeti’nde devletin tüm organ ve kurumları eleştirilir” demişse konu orada bitmiş, son nokta konulmuştur.
BALIKESİR ŞEHİT PROF DR. İLHAN VARANK BİLİM VE SANAT MERKEZİNİN KADROLU ÖĞRETMENİ İKEN…
Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmış olduğu EKYS'ye giriyorum, sınavı kazanıyorum, ardından mülakata giriyorum ve onu da kazanıyorum...
Aynı yıl Bilsem’den iki tane müdür yardımcısı gidiyor.
Biri, kadrosunu alıp başka bir okula müdür olarak gidiyor.
Diğerinin ise kadrosu halen Bilsem'de müdür yardımcısı görünürken başka bir okula görevlendirme müdür yardımcısı olarak gidiyor...
Yeri gelmişken söyleyeyim; sanki devletin makamları tapulu malı gibi başka bir okula gidiyor, kadrosu halen Bilsem’de. Üstelik Bakanlığımızın “Bilsem öğretmenleri ne yarı zamanlı, ne de tam zamanlı başka bir resmi kurumda görevlendirilemez” yönetmeliği yürürlükteyken… Ne idari görevini, ne de ders görevini Bilsem’de icra etmediği halde neden ve niçin komple kadrosunu alıp gitmiyor? Başkasının Bilsem’de kadro alma ve çalışabilme hakkını engelliyor. Orası da başka bir çelişkiler yumağı...
Neyse konumuza geri dönelim:
Bilsem kurumundan iki tane müdür yardımcısı müdürlük sınavına giriyor.
Burası çok önemli; Balıkesir Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi’nden iki müdür yardımcısı biri müdürlüğe terfi edip diğeri de görevlendirme müdür yardımcısı olarak gidiyor.
Ve kurumdan da iki öğretmen müdür yardımcısı olmak üzere sınava giriyor...
Ve ikisi de başarı kriterlerini sağlayarak sınavı kazanıyor...
Biri, dört yıllık lisans mezunu ve 3-5 yıllık öğretmen, Bilsem’deki kıdemi 2-3 sene…
Şahsım da 10 yılı aynı Bilsem’de olmak üzere, 20 yıllık doktaralı bilim öğretmeni ve aynı zamanda akademisyen...
EKYS’de 2-3 puan fazla almış diğer arkadaş…
Tabii ki son iki yılına bakmak lazım; Ek1 puanı son iki yılda ne kadar artış yapmış? Şahsımı her yönden engellerken diğer müdür yardımcısı adayı öğretmene ne şekilde doping yapılmış, Ek1’de kimlerin onayı ile yürüttüğü hangi çalışmaları ağırlık kazanmış orası ayrıca araştırılmalı...
Sadece bir sınavla mı başarı ortaya çıkıyor? Benim 20 yıllık başarımı kimse görmezden gelemez. Sadece bir tek sınavla değerlendirilen, son beş yılda yapılan çalışmaların belgelerini kabul eden sistem torpil değirmenine su taşıyan bir sistem olmaktan öteye gidemez. Liyakatten bahsederken beş yıl öncesinin çalışmasını çöpe atmak hangi akıl ve mantıkla, bilimsellikle izah edilebilir? Uluslararası çalışmalar ile göstermelik gezi düzenleme işinin aynı puanlama sistemine dahil edilmesi saçmalıktan öteye gitmez.
3-5 yıllık öğretmeni benden daha başarılı olabilecekmiş gibi göstermeye müsait olan bir sistem, balığın tırmandığı kavaktaki hikayeye benzeyen bir sistemdir. Ne zaman bir balık kavağa tırmanır, o zaman o benden daha başarılı olur.
Sınavın ardından Balıkesir Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi’nde iki müdür yardımcısı ihtiyacı olduğu halde...
BALIKESİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ’NDE ATAMA ŞUBE İLE SAYIN İL MÜDÜRÜMÜZ ALİ TATLI
Bilerek, isteyerek ve kasti olarak Bilsem’in müdür yardımcısı ihtiyacı olduğunu bildikleri halde, sınavını kazanmakla elde etmiş olduğum başvuru hakkımı engellemek adına münhal listelerde kurumun adını yayınlamıyor...
BİLSEM KURUM MÜDÜRÜ’NE DİLEKÇE VERİYORUM
Tam 5 (Beş) adet…
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verilmek üzere…
Cevabı aynen şu şekilde:
“EKYS yazılı sınavını ve mülakatı kazanmış olman hiç önemli değil...
Biz istemedikçe kimse yönetici olamaz...
Yukarıdakiler seni istemiyor...”
“Üniversiteye git” diye hem MEB'den hem Bilsem’den kovuluyorum.
“Adını Vali Bey’e vermeyeceğim” diyebiliyor. Vali Bey’in karar verme yetkisi ile imza yetkisine müdür bey yasak koyuyor adeta. Bu husus da ayrıca çok mühim ve vahim…
“Sınavdan 80-90 puan dahi almış olsan yine yönetici olamayacaktın…” diyor.
“Çünkü yukarıdakiler senin yönetici olmanı istemiyor...”
“Kim o yukarıdakiler müdür bey?” diye soruyorum.
Yukarıdakiler işte diyor...
“Eskiden birlikte görev yaptığım, köy okulundan arkadaşım var, ona söz verdim, Bilsem ile alakası yok ama daha önceden söz verdim, onu yönetici yapacağım” diyor...
Ve köy okulundan arkadaşını Bilsem dışından olduğu halde, dediği gibi müdür yardımcısı yapıyor, tepeden inme...
Aralarında şahsi olarak nasıl bir çıkar ilişkisi var da bu hukuksuzluk böyle aleni işleniyor, orası da ayrıca araştırılması gerekiyor...
Çünkü tüm imkanlarını cansiperane bir şekilde kullanarak bu eylemi gerçekleştiriyor...
Aralarında ahbap çavuş ilişkilerine ve kişisel menfaatlerine dayalı bir sistem söz konusu herhalde…
Yoksa devletin makamını, tutup arkadaşına böyle hediye edemezdi.
Tüm bu uygulamaları kapsamında baştan aşağı her şey usulsüz ve bu süreçte uygulanan birçok şeyin içinde kamu zararı söz konusu.
Beş adet yöneticilik başvuru dilekçemi sisteme sadece bir adet giriyor. Ona da olayın gayet etrafından dolanan alakasız bir cevap geliyor...
Ve ardından iki yıl boyunca soluksuz şekilde, sistematik olarak Karesi ilçe milli eğitim müdürünün de dahil olduğu mobbing süreci başlıyor...
Maalesef dahil, çünkü rahatsızlığım nedeniyle doktorumun uygun gördüğü istirahat raporunun usul ve fenne uygun olmadığını ileri sürerek bir sahtekarmışım gibi tutup ilçe sağlık kuruluna gönderilen ilk öğretmenim...
Kurul kararı, istirahat raporumun usul ve fenne uygun olduğu yönünde çıkıyor.
Ek derslerim elimden alınıyor...
Bilsem’in kadrolu öğretmeni olduğum halde, ek derslere girmek istediğimi belirten dilekçemi sene başında idareye teslim etmiş olduğum halde, haberim dahi olmadan şahsıma tanımladıkları ek derslerin bir kısmını aniden benden alıp dışarıdan görevlendirme öğretmen getirip ona verdiler... Bu uygulama ile başta öğrencilerim mağdur edilerek pek çok kalemde kamu zararına sebebiyet verildi...
Bilsem TÜBİTAK proje öğrencilerim caydırma yönetimi ile elimden bir bir alındı. Türkiye ve hatta Dünya birincisi olmaları engellendi...
Bilsem öğrencilerim, doktoralı uzman matematik bilim öğretmenlerinden haketmiş oldukları eğitimi ve öğretimi iki yıl boyunca alamadı...
Bilsem öğrencilerim tüm bu süreç boyunca çok mağdur edildi...
TORPİL ADI ALTINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN TÜM MAKAM HIRSIZLIKLARINI VE MOBBİNG SİSTEMİNİ ELEŞTİRDİĞİM İÇİN
Hakkımda soruşturma açılmasına karar verilmiş...
SORUŞTURMA TAMAMEN GÖSTERMELİK KURT KUZU HİKAYESİNE YÖNELİK
Soruşturma içeriğine dair tüm detaylar önemli, fakat halen süreç devam ettiğinden burada şimdilik değinemiyorum. Süreç tamamlandıktan sonra bunları da siz değerli okurlarımla paylaşacağım inşallah.
Bizzat görmüş olduğum mobbing sürecini ve yöneticilik sınavını kazanmamla başlayıp bu hakkımın elimden alınmasına kadar geçen süre zarfında bizzat yaşamış olduğum hukuksuzlukları ve haksızlıkları yazdığım yazılarımdan dolayı bir disiplin cezası uygun görülüyor.
BURASI ÇOK ÖNEMLİ: SORUŞTURMA BAŞKA BİR İSNADLA AÇILIYOR, CEZA TAKDİRİ İSE BAMBAŞKA…
Daha henüz ceza dahi kesinleşmeden…
MEB PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİLSEM’DE KADROLU ÖĞRETMENLİK GÖREVİME BİR İMZA İLE SON VERİYOR...
MEB Personel Genel Müdürlüğü peki Bilsem öğretmenlik hakkımı (sınav ile kazanmış olduğum halde) neye istinaden ve neden elimden alıyor? Açıklama olarak: “Hizmetin gereği (soruşturma)” diyor...
Sayın MEB Personel Genel Müdürlüğü, bu soruşturmada adı geçen bir çok isim olduğu halde, neden sadece şahsımın Bilsem öğretmenlik hakkımı elimden alıyor?
Diğer torpilci yöneticilere neden hiçbir soruşturma açılmıyor? Neden sürece etki etme olasılıkları mevcutken açığa alınmıyorlar? Hukuksuz uygulamaları nedeniyle niye hiçbiri ceza almıyor? Soruşturmacılara yazılı ifademde o kadar da haklarında şikayetçi olduğumu belirttiğim halde…
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Tüm devlet organlarının ve yürütmenin başındaki isim olarak diyor ki:
“Türkiye’de hiçbir organ, hiçbir kurum eleştirilemez değildir.”
Sayın Cumhurbaşkanımız son noktayı koymuşsa yanına kimse virgül koyamaz...
Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına istinaden…
Bir gazeteci olarak,
Eğitimci yazar olarak;
Eğitim kurumlarında ayyuka çıkan torpil sistemini, mobbing sistemini ve öğretmenlerin çıkarları düşünülmeden imzalanan promosyonlar neticesinde oluşan mağduriyetlerini kaleme alıp bir eğitimci yazar olarak eleştirel yazılar yazmam nasıl bir suç unsuru barındırabilir?
Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğünde münhal listelerde bulunması gereken okul isimlerinin saklanması neticesinde ortaya çıkan makam kapmaca oyunlarına ilişkin eleştirel yazılar yazmış olmam, kurumların huzurunu veya işleyişini bozmaz. Bilakis, ortaya çıkan yanlışların ve hukuksuzlukların giderilmesi imkanını tesis eder.
Asıl, bu kurumlarda şahsen yaşamış olduğum gibi adaletsiz davranışlar nedeni ile kamuoyunun gözünde resmî kurumların itibarı sarsılmaktadır.
Yani bizatihi kendileri kurumların huzurunu ve işleyişini bozar hale gelmişlerdir.
Ve en vahimi de, öğrencilerimizin eğitim-öğretim hakları zarar görmüştür. Kamuoyunun ve öğrencilerimin adalet anlayışında, gönüllerinde ciddi yaralar açılmasına sebep olmuşlardır.
SAYIN MEB PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Bir gazeteci olarak, eğitimci yazar olarak ve akademisyen bilim öğretmeni olarak...
Torpil sistemini eleştirdim diye, Sayın Cumhurbaşkanımız ceza verilemez demiştir, nokta.
Bilsem matematik öğrencilerim telefonda hüngür hüngür ağlıyor…
“Ağlamaktan gözleri şişti” diyor bir başka öğrenci velim…
Yerime görevlendirme gelen öğretmen arkadaşımız, Bilsem öğrencileri hakkında herhangi bir ihtisasa veya tecrübeye sahip olmadığından maalesef yeterli değil (uzman bilim öğretmeni olarak görüşüm bu yönde). Ayak oyunları ile şişirilen Ek1 puanları gibi, alelacele verilecek belge, ödül veya göstermelik başarılar da bu saatten sonra hükümsüzdür…
Öğrencilerimi daha fazla mağdur etmemek adına;
Yazımın ihbar kabul edilmesini ve Bilsem öğretmeni olarak kadrolu görevime iademi talep ediyorum...
Ve soruşturmanın tamamen üzerinden düşürülmesini, Balıkesir İl Milli Eğitim İl Müfettişlerimden talep ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız “Türkiye’de hiçbir organ, hiçbir kurum eleştirilemez değildir.” demişse konu kapanmıştır.
Boşuna yargı organlarını meşgul etmeye, daha fazla kamu zararı teşkil edilmesine ve Bilsem öğrencilerimin doktoralı bilim öğretmeninden hak etmiş oldukları eğitim-öğretim görme haklarını ellerinden alarak mağdur etmeye hiçbir kurumun hakkı yoktur.
Çünkü ortada suç yok, suç yoksa ceza neyin nesi oluyor?
Saygılarımla.