Sözüm, ayırımsız tamamınızadır.
Sözüm, kin ve nefret söylemleriyle toplumu ayrıştıranlaradır.
Sözüm, Türk’ün namusuna, vatanına, dini ve ahlâkına kıyanlaradır.
Sözüm, Atamızı, Andımızı ve Türk kimliğini içine sindiremeyenleredir.
Sözüm, 56 Bin insanımızın katili Öcalan'ı muhatap alanlaradır.
Sözüm, Talât Paşa'ya katil diyen Ermeniye karşı susup, Yâsin Öztürk'e utanmadan kınama cezası verenleredir.
Milletvekili seçilmekle sakın adam olduğunuzu sanmayın!
Şayet seçilmeden önce adam değilseniz hep öyle kalırsınız, Milletvekilliğiniz bu gerçeği değiştiremez.
Adamlığın temelinde ana sütü, helâl lokma, iman, âile terbiyesi, asalet, soy, sop yatar ve herkes kendinde neyin ne kadar bulunduğunu çok iyi bilir.
Adamlığın en önemli olmazsa olmazı ise, ruhlar meclisinde Allah'a verilen KULLUK SÖZÜNE sadakattir, sırat-ı müstâkim üzere haramsız, yalansız, ihanetsiz yaşamaktır.
Dünyaya gönderildikten sonra ‘’kulluk sözüne’’ sadık kalmayarak Allah'a verdiğiniz kulluk sözünden vazgeçip şirke düştünüz, doymadınız, dünyaya meyledip oburlaştınız, vatana- Devlete- Dine ve namusa kast ettiniz.
Ve dahası;
İnsanlık adına her neyiniz varsa hemen hepsinden sıyrılarak vurdunuz, kırdınız, millete dayılanıp külhanbeylik tasladınız, anası ile gelip size soru soranları utanmadan ''Ananı da al git'' diyerek haşladınız. Cuma namazı çıkışında bile elinize mikrofon alıp kin ve nefret saçtınız.
Yetmedi;
Kâh bölücü başı ile masaya oturup yeni haritalar çizdiniz,
Bölücü başına ''Kurucu önder'' deyip TBMM'ye davet ettiniz.
Kâh papazın heykeli altında attığınız imza ile şerefinizi kâfire devrettiniz.
20 Milyona yakın yabancıyı, ABD- İSRÂİL ve İNGİLTERE'NİN kirli senaryosunun gereği olarak sınırlarımızdan içeri sokarak vatanı işgâl ettirdiniz.
Eminim ki;
Şayet namaz kılıyorsanız, namazlarınızdan sadece bir vaktini hulisi kalp ile, ihlâs ve tevekkül içinde kılabilseydiniz asla ve asla bu millete kıyamaz ve yukarıda saydığım fenalıkların hiçbirini yapamazdınız!
Milletvekilliği, beşerin insana 5 yıllığına taktığı bir etiketten ibârettir ki bugün taktığı bu etiketi yarın söker alır. Bâki ve değerli olan sadece ve sadece haysiyetin, şerefin, asâletin ve adamlığın etiketidir.
Sık sık aynanın karşısına geçerek burunlarınızın uzayıp uzamadığına bakınız!
Sakın şımarıp çevrenize karşı bencil, kibirli, geveze ve ukala olmayınız!
Sadece adam olunuz!
Tabii ki seçilmeden önce de adamsanız!
Çünkü sonradan adam olunamıyor da!
ANKARA BÖYLE DE, BİZLER NASILIZ?
Çıplaklık,
Hayasızlık,
Ahlâksızlık,
İbâdetsizlik,
Allah’a muhalefet,
İçki, zina, fuhuş, gasp, uyuşturucu,
Siyâsilere karşı dalkavukluk, düşmüşlere karşı merhametsizlik ki günahta sınır tanımayan kokuşmuş bir toplum olduk. Bu rezâletler son 22 yılda öylesine bir teşvik gördü ki bu ülkede ''MÜSLÜMAN EŞ CİNSELLER DERNEĞİ ve LG.BET OTELİ'' bile yasal hale getirildi.
Bakın işte!
Yaz gelince, en muhafazakâr olarak bildiğimiz Hafız Teyzemizin kızı bile utanmadan göbeğini açarak dolaşmakta.
''Kızım bu halin hiç hoş değil, göbeğini kapat'' diye nasihat etsen, sokaktan geçen bir sürü puşt, hergele teşhirci kızdan yana olup üzerine yürüyorlar. En milliyetçi bildiğimiz gazeteler (Yeniçağ) bile bu gibilere sahip çıkarak şerefsizlikte sınır tanımaz oldular.
Yeniçağ gazetesinin bu çirkin davranışını Yazar Arslan Bulut'a iletmiştim. Hassasiyet gösterip Yeniçağ'a bu ayıbını hatırlattı mı bilemem.