Memur-Sen 7. Toplu Görüşmede yine tarihi bir başarıya imza atıyor. Kamu çalışanını, Hükümetin Enflasyon beklentisinin altında bir tekliflerle karşı karşıya bırakıyor.
Ne de olsa Memur-Sen’in kasası dolu. Memur ve emekli gibi ay sonunu nasıl getiririm hesapları yapmak zorunda kalmıyor.
Çünkü en büyük mücadele alanları olan Toplu Sözleşme ikramiyesi sayesinde tuzları kuru.
Lakin, devlet bütçesinden akan üye aidatları ile bir sendika holdingine dönüşen Memur-Sen bu saltanatı ne kadar hak ediyor, sendikal görevini ne kadar gerçekleştiriyor tartışılması ve üyelerce sorgulanması gereken bir durum elbette…
Neden sorgulamalıyız?
Ortalama bir üye aidatının 145 TL olduğu günümüzde;
Aylık Geliri Yaklaşık: 1 milyon 35 bin 278 × Ort.145 TL=150 Milyon 115 Bin 310 TL
Yıllık Geliri Yaklaşık: 1 Milyar 801 Milyon 383 Bin 720 TL olan sendika holdinginin memuru temsilen yaptığı…
Danışıklı döğüşün birinci perdesinde, memura şaka yapar gibi;
2024: %14 + %9
2025 : %6 + %5,
Danışıklı Döğüşün ikinci perdesinde ise;
2024 için %15+10
2025 için %6+5 teklif çıktı.
Bu teklif karşısında Memur-Sen masada, memuru temsil mi etmiş, yoksa teslim mi etmiş anlamak çok da zor olmasa gerek.
Öte yandan Toplu Görüşmede hükümet tarafı, kamu çalışanın sosyal ve ekonomik haklarında yapılacak herhangi bir iyileştirmeyi dillendirmezken;
Memur-Sen cephesinde ortalık sütliman.
Bu haliyle Toplu Görüşme bir hezimet ancak bu hezimeti sahiplenen yok.
Ortada kamu çalışanını rahatlatacak ciddi bir eylem planı yok.
Hükümetin zam teklifini kabul edilemez bulan, Memur-Sen'den henüz oyalamadan öteye geçen bir icraat göremedik.
Yetkili sendikanın bu duruşu karşısında; memur ve emekli ücreti hükümetin enflasyon beklentisinin bile altında bırakılacağa benziyor.
Anlaşılan her zaman ki gibi oldubittiye getirilecek ve kaybeden memur ve emekli olacak.
Beklenen o ki danışıklı döğüşün son perdesinde, yetkili sendika son rolünü oynayacak ve imza atmayarak, sözleşmeyi Hakem Heyetine havale edecek ve Toplu Sözleşme hezimetini sırtından atarak, memur ve emeklinin karşısında kendini aklayacak…
Ne yazık ki, Merkez Bankası 2023 yıl sonu tahminini %58, 2024 yılı için ise %33 olarak açıklamışken; Hükümetin kamu görevlilerine 2024 için %15 + 10, 2025 için %6 + %5 enflasyon farkı teklifi Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğini çocuklar bile biliyor.
Hal böyle olunca; enflasyon beklentisi altındaki artış zam değildir. Enflasyon oranındaki artış zam değildir. Refah Payı olmadan yapılan artış zam değildir.
Ayrıca ülkemiz enflasyonunda belirsizlik hakimken, sayısal talepler üzerinde durmak çok da çözüm olmamaktır.
İşte bu yüzden sayısal taleplerle gitmek yerine her ayın enflasyon değerleri üzerinde anlaşmaya varmak memur ve emekliyi daha çok koruyacaktır.
7. Dönem Toplu Sözleşmede kamu çalışanını rahatlatmak isteniyorsa;
-Yoksulluk Sınırı memur için taban maaş kabul edilmeli.
-Enflasyon farkı maaşlara aylık olarak yansımalı.
-Her 6 ay için en az %6 Refah Payı verilmelidir.
Nimeti de külfeti de adil paylaştırmalı. Zamlarla ve vergilerle bütçe açığı sabit ve dar gelirli vatandaşa yüklenip, Toplu Sözleşmede memur ve emekli yoksulluğa terk edilmemelidir.
7.Dönem Toplu Sözleşmede; her iş kolunun sorunlarına çözümler üretilmeli, kamu çalışanın vergi dilimi sorunu giderilmeli, banka promosyonlarında çalışan sayısına göre taban fiyatlar belirlenmeli, promosyon anlaşmaları bankaların insafına bırakılmamalıdır.
Memur-Sen geçmiş yıllardaki alışkanlığını bırakarak, bir kere olsun ezber bozup, memurun hakkını almalıdır.