Bugün ekonomide yaşanan ve gelecekte daha da zoru yaşanacak olan problemler, kendisini ekonomide de deha sanan Recep Bey’in gerçekten kıymetli bazı bakan ve uzmanlarını dinlemeyip göz göre göre yarattığı dertler yumağıdır; çöz çözebilirsen. 2008'de yaşanan küresel kriz sırasında ABD, AB ve ardından İngiltere krizden çıkış için faizleri düşürerek malî genişleme politikasına geçtiler. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ise bu süreçte artan yabancı sermaye girişi ile uzun süre, sebepsiz bir Lâle Devri benzeri vur patlasın çal oynasın güzel günler yaşadılar. Bol para dönemi böyle başladı ve sıcak para Türkiye gibi daha yüksek faiz veren gelişmekte olan ülkelere akmaya başladı. Şimdi kolay para döneminin sonundayız. ABD ve Avrupa ekonomileri güçlendikçe sermaye riskli bölgelerden kaçarak gelişmiş ülkelere geri dönmeye başladı. Uluslararası piyasalarda uzun süredir beklenen ve gelişen ülkeler için doğuracağı sonuçlar en baştan belli olan, 10 yıldır anlatıp herkesi uyarmaya çağırdığımız değişim hızlandı. Türkiye bu fırsatı ekonomik reformlar yaparak değil, Recep Bey’in iktidar, tek adamın iktidarı uğruna tüketim ekonomisini büyüterek heba etti. Parasını Türk Lirası varlıklara yatıran yabancılar, daha demokrat yani risksiz ülkeler yüksek faiz vermeye başlayınca Türkiye’yi terk etmeye başladı. Türk Lirası 2013'ten bu yana % 158 değer yitirdi, Türkiye için ciddi ekonomik probleme sebep oldu. Şu anda % 12.15 olan enflâsyon yükselmeye devam ediyor.
Merkez Bankası'nın bir ayda 500 baz puan faiz artırarak faizi % 17.75'e yükseltmesi de dövizdeki yükselişin önünü almaya yetmedi; olması gerektiği gibi üretimle değil de kredi destekli tüketimle büyüyen, büyürken millî gelirinin yarısı kadar dış borç biriktiren, TL’yi siyasî ve ekonomik risklere karşı zayıf düşüren ve elbet sonuçta da dünyanın en yüksek faizini vermek zorunda kalan, dışarıdan gelen paraya muhtaç bir ekonomi göz göre göre yaratıldı. Yüksek carî açığı ve dış krediye duyduğu ihtiyaç ile dünya piyasasının en hassas ekonomilerinden biri, hattâ birincisi hâline geldi.
Son olarak ABD Merkez Bankası FED, ABD ekonomisinin gayet iyi durumda olduğunu duyurdu ve faizleri % 2’ye çıkardı, yıl boyunca iki arttırım daha yapılacağı kesin. Buna bağlı olarak diğer gelişmiş ve demokrat ülkeler faiz arttırmak zorunda kalacak, esasen iyi giden işleri bunu gerektiriyor. Böylece dolar küresel piyasalarda güçlenirken, gelişen ülkelerden ise sermaye çıkışı hız kazanacak. Sonuç: Bizde yatırımları olan, paradan para kazanan çoğu Yahudi parababaları paralarını alıp oralara gidecek. Korkarım, bu benim fikrimdir, inşallah yanılırım ama bu sefer “gelişmekte olan ekonomiler, başta Türkiye olmak üzere tarihteki en büyük kriz”i yaşayacak.