NATO ZIRVASINDA ESKİ HAMAM ESKİ TAS: YİNE VE YENİ FİYASKO ! YPG’Yİ GÜNDEME BİLE SOKAMADIK, VETOYU TIPIŞ TIPIŞ KALDIRDIK
Recep Bey, yani ne yazık ki Türkiye, Suriye’de PKK’sı YPG’nin NATO tarafından terör örgütü olarak nitelenmesini talep etmiş, bu talebi yerine gelmedikçe Baltık ülkeleri ve Polonya için hazırlanan güvenlik plânına onay vermeyeceğini belirtmişti. Londra’da yapılan NATO Zirvesinin Salı günkü ilk toplantısı sonrasında bu konuda Türkiye ile uzlaşma sağlamaya çalıştıklarını söyleyen Genel Sekreter Jens Stoltenberg, toplantının ikinci günü sonunda imzalar atılınca yaptığı açıklamada NATO liderlerinin Baltık ülkeleri ve Polonya’nın savunma plânı konusunda anlaştıklarını ve Türkiye’nin bu konuda vetosunu kaldırdığını duyurdu. Steoltengerg bir soru üzerine Londra’daki zirvede NATO’nun YPG’yi nasıl nitelemesi gerektiği konusunu görüşmediklerini de belirtti.
Recep Bey ve ne yazık ki Türkiye için baştan başa bir fiyasko olan ve dün sona eren zirve (aslında “zırva”) ile ilgili, yapılacak yorumları görebilmek amacıyla haber+yorumumu bugün paylaşıyorum: Durum yine skandal, yine gürleyip yağamamak, yine mangalda kül bırakmayıp bulunduğumuz yere şey üstü lök gibi çökmekten ibaret. Biz bu NATO, AB, ABD ile dost muyuz, müttefik mi, rakip mi, düşman mıyız; bilen varsa söylesin. Zavallı Akkoyunlarla Akkurtçuklara “dilediğin gibi yor” havucu atmaktan başka ad nitelenecek ne var ?
Yapılan yorumlarda söz konusu NATO Zırvası ardından Türkiye’nin ne kazandığı tartışma konusu oldu. Öyle ya, hem YPG konusu bile açılmamıştı hem de elimizdeki veto kozunu kaldırmıştık. Besleme medyanın yandaş yalakalık paçavrası, harcanan kâğıda yazık Sabah gazetesinin, mesleğin yüz karası yandaş yazarlarına da yansıdı. Gazetenin başyazarı Mehmet Barlas, görüşlerini bugünkü yazısının başlığıyla özetledi: “NATO Zirvesinde sıfıra sıfır elde var sıfır, sonuç elde edildi”. Diğer yazarlar ise elbet öğle yemeğinde salataya koymak amacıyla sinekten yağ çıkarmak için “fayda” aramak gibi faydasız bir işe soyunmuşlardı, boşunaydı, ama verilen görevi yapıyor, öğle yemeğini hakketmeye çalışıyorlardı; neydi o yağsız kuru kemiği kemirerek karın doyurmaya çalışmak? Üstelik ay başıydı ve devlet ihaleleri zengini milletin a... koyanlardan “yal”ı yeni kapmışlar, iş yeri kulübelerine koşmuşlardı.