Asırlarca gözledik kurtarıcı bekledik,
Karanlıklar içinde ağa şeyh etekledik,
Ne üretim ne motor borç yiyip emekledik,
Aydını karaladık aymazı hep akladık.
Halk yokluk sefaletten, cephelerden de bıktı,
Cumhuriyet denildi umutlar O’na aktı,
Gerçek 30 Ekimde birden ortaya çıktı,
Perdeyi araladık gerçekleri yokladık.
Cumhuriyetle geldi rakamlar gün yüzüne,
Bakıp dikkat edelim Atatürk’ün sözüne,
Ancak o zaman erer insan işin özüne,
Ne yazık ki görmedik bunları da hakladık.
Doktor üçyüz küsürde yüz küsürlerde ebe,
Doğup yarıdan fazla ölenler daha bebe,
Eczane her ilde yok halk patlamaya gebe,
Telefon ulaşımmış ,umutlarla bekledik.
Dendi çoğunluk köyde kentlere yol vuralım,
Göç dalgası kapıda onlara ev kuralım,
Doğuda halk topraksız ağadan kurtaralım,
Ev, tarla, yaktı Yunan bu yükü de yükledik.
Her yıl Ekim ayında bolca nutuklar attık,
Gözümüzü kapadık,karanlıklara battık
Kahramanlardan kalan kazanımları sattık,
Geçmişe perde çektik gerçekleri sakladık.
O zaman çok hazindi Türkiye’nin durumu,
Sırası geldi şimdi soruyorum sorumu,
Yoktan kurulmadı mı yüce devlet kurumu?
Caferoğlu bıraktı artık size yorumu.
-“Biz sadece şiire bilgileri ekledik.”-
Aşık Caferoğlu