Bakan gelir, bakan gider fark etmez. Milli Eğitim Bakanlığı bildiğiniz gibi değişen bir şey yok. Sabah kalkarsınız atama, akşam yatarsınız yine atama. Yeni kadrolar, yeni görevler, yeni atamalar. Hepsi aynı mahalleden, hepsi aynı evsaftan, hepsi aynı çizgiden ve hepsi aynı sendikadan!.. Bir milyonu aşkın eğitim ordusunda başkası yok, ağzında kuş tutsa yok, hangi başarıyı gösterirse göstersin yok!. Bu mahalle kurtarılmış mahalle başkası giremez. Koca tabelada dikkat girilmez yazılıdır, gereği yapılmakta ve çok istisnai durumlar hariç asla taviz verilmemekte.
Neden taviz verilsin ki? 2014 yılında birçok sınavı kazanıp okul yöneticisi olanların bir gecede kapının önünü konulması sırasında bir şey olmadı. Birkaç protesto mahkeme falan!.. Zaten sağ olsun kaymakamlar valiler soruşturmaya yer yok kararı verdiler ve o gün bugündür hala hak yerini bulmadı. Hak adresi şaşırdı, ya da yanlış adres verildi, dağ, dere, tepe kim bilir nerede kaybolup görünmez oldu. Oysa ne diyorduk hak geldi batıl zail oldu. Meğer hakkı zail daha kolaymış kimilerine!..
Neden taviz verilsin ki? 1709 Şube Müdürü mülakatla ve vesayetçi sendikanın güdümünde verdiği listelerle göreve getirilirken de bir şey olmadı. Hak eden mi, hak etmeyen mi göreve geldi, sorusu kimilerince duyulmadı. Hak burada da firariydi ve bir türlü aranıp bulunmadı. Zaten bulmak işlerine gelmediği için arama zahmetinde bulunmadılar bile!..
Neden taviz verilsin ki? Hak etmeyeni önce Şube Müdürü yapacaksın, o hak etmeden gelene hak yemeyi öğreteceksin sonra da mülakatlar düzenleyeceksin ve daha sonra mülakatlarda çatır çatır kul hakkı yiyeceksin yine de bir şey olmayacak. Kim olsa şımarmaz mı? Burası babamın çiftliği dilediğim gibi at oynatırım demez mi?
Sendikal despotluk öylesi bir noktaya ulaşmış ki adamlar kamudaki bütün atamaları kendi vesayetine aldıkları gibi hasbel kader birilerine şans vermek isteyen olduğunda hemen başlıyorlar çamur atmaya! Kendi paçalarında dökülenlerden habersiz, kendi çarıklarının içine bakmaktan aciz!..
Sanki düne kadar terör örgütüne methiyeler dizen başkasıymış gibi, sanki fetö paralel yapılanmasıyla iki kez nikâh tazeleyen başkasıymış gibi! Seyit Rıza ve Şeyh Sait le yatıp kalkan başkasıymış gibi, sanki KPSS deki soru hırsızlığını örten başka sendikaymış gibi, sanki akil insan olan başka sendikaymış gibi, sanki şube başkanları bölücülükten ihraç edilen başka Sendikaymış gibi. Sanki Barzani’ye övgüler dizen başkalarıymış gibi!.. Böyleleri için Şüyuu vukuundan beter diyorlar demesine de, duyan kim, dinleyen kim?
Elbette bu kişiler sırtlarını sağlama dayadıklarını düşünüyorlar, bize bir şey olmaz diyorlar, devlet unutur, millet unutur diyorlar. Zulmettiklerimiz unutur diyorlar. Öyle değil olmayacak da! Kurt kışı geçirecek ancak yediği ayazı asla unutmayacak bu böyle biline!
Sonuç olarak sayın bakanım ve bakanlığımızın sevimli bürokratları; Sakın herkesi kör alemi sersem zan etmeyin, kimlerin sayesinde o koltuklarda oturduğunuzu unutmayın!..Ele makamları dağıtırız bunlara da selam verir gönüllerini hoş tutarız sanmayın ve sakın unutmayın “Zerre kadar hayrın ve zerre kadar şerrin de karşılığı vardır” ne ekerseniz onu biçersiniz ve selam!..