O Mekke ki, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin doğup büyüdüğü, Müslümanların kıblesi olan Kabe'nin bulunduğu, Allah Resulüne peygamberlik mührünün verildiği ve kan dökülmeden İslam'a kapılarının açıldığı şehirdir.
Mekke'nin Fethi olayı, 11 Ocak 630 yılında Peygamber Efendimizin Kureyşlilerin elinde o mübarek şehri kurtarmasıdır. Müslümanlarla, Mekkeli Kureyşliler arasında karşılıklı saygıya dayalı ve saldırmazlığı içeren Hudeybiye antlaşması yapılır. Bu antlaşmaya rağmen Kureyşlilerin müttefiki olan Beni Bekir kabilesi antlaşmaya uymayarak Müslümanların himayesinde olan Huza kabilesine saldırır.
Peygamber efendimiz bu olanlar karşısında Mekke'ye haber göndererek, anlaşma ve İslami inanışlara göre öldürülenlerin kan bedelinin ödenmesini veya bunu yapan Beni Bekir kabilesiyle olan ittifaklarını bozmalarını ister. Şayet bunlar yapılmazsa Hudeybiye antlaşmasının bozulacağını, zorunlu olarak savaşmaya karar verileceğini bildirir.
Kureyşliler ise iletilen teklifi reddederek, savaşa hazır olduklarını söylerler. Bilahare yaptıkları hatanın farkına varan Mekkeliler ise fikir değiştirerek Ebü Süfyan'ı barış sağlamak üzere Medine'ye elçi olarak gönderirler. Yapılan görüşmelerden ise bir sonuç çıkmaz.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, Hicretin sekizinci yılı Ramazan ayının onuncu pazartesi günü On bin kişilik bir ordu ile Medine'ye hareket ederler. Ordusunu dört kola ayırarak "Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz" diye de emrini verir.
Peygamber Efendimiz ordusunun başında, Fetif Suresini okuyarak Mekke'ye girer. Ordularından üç kol herhangi bir direnişle karşılanmazken, Halid Bin Velid'in komutası altındaki dördüncü kola Bin Ebü Cehil önderliğindeki kişilerin saldırısı olsa da saldırı gerisin geri püskürtülür.
Allah'ın Resulü Mekke'ye girer girmez genel af ilan ederek, kimseye dokunulmayacağı belirtir. Bilahare içerisinde üç yüz altmış put bulunan Kabe'ye yönelip, İsra Suresinin seksen birinci ayetini okuyarak birer birer devirir. Sonrasında beraberindeki Müslümanlarla Kabe'yi Tavaf ederler.
Fetih sonrası o Allah'ın sevgili kulu mübarek insan sevgili Peygamberimiz Kabe'de ilk hutbesini okuyarak "Benim halimle sizin haliniz, Yusuf'un kardeşlerine söylediğinin tıpkısı olacaktır. Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi ben de diyorum: Size bu günün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok, Allah sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Gidiniz; sizler serbestsiniz" buyurur.
Mekke'nin Fethi İslam tarihinin en önemli olaylarından biridir. Hz. Muhammed Mekke'yi fethetmekle İslam'ı tüm dünya'ya duyurduğu gibi, İslam'ın önündeki en büyük engeli de ortadan kaldırmış oldu.
Ancak son zamanlarda Mekke'nin Fethinin 11 Ocak tarihi olmasına rağmen, ülkemizde 1 Ocak tarihinde kutlanılmaya çalışılması adeta alternatif yılbaşı kutlamasına dönüştürülmüştür. Bu durum ise din istismarına yol açıp, insanların Allah'la aldatmasına dönüştürme çabalarını göstermektedir. Yapılan İslam dinine, Kuran'a ve Hz. Muhammed'in anısına karşı saygısızlık yapılmakta olduğu gibi, ayrıca insanlar yanlış bilgilendirilmektedir.
Hak ve hakikat gizlenerek "Kuran'a göre hak ve hakikati gizlemenin küfür olduğundan" dahi kork ulunmamaktadır. Bu küfre siyasiler, din adamları, basın, diyanet ve her gün televizyonlarda halka dini konularda fetva verenlerde ortaktır. Yoksa halkı doğrular konusunda aydınlatırlardı.