Konya merkezde bir sanat Evi,
Topluma hizmet veren bir Akademisyen ,Prof Dr Orhan Cebrailoglu.
Bakü Güzel Sanatlar lisesini bitirmiş,Azerbaycan Devlet Güzel sanatlar Üniversitesinden mezun olmuş..
Yüksek lisans, Doktora,Doçentlik, Profesörlük unvanlarinı Selçuk Üniversitesinden almış..
Gelelim hikayesine
Kız kardeşimle birlikte resim yaptığı sanat evine gittik
Sanat evi dediysem Konya merkezde bir apartman dairesi kiralanmış, orada resim çalışmaları yapılıyor.
Dairenin kapısının ziline bastık, genç bir kızımız, güleç yüzlü İlknur hanım.. Buyrun demesiyle elimizdeki tablo,pasta tabağı ile içeriye girdik.
Orta yaşlı hanımlar,önlerinde önlükler ,oturdukları sandalyeden kalkarak hoş geldiniz dediler.
Resim sanatını severim ,yapana da saygı duyarım.
Okul arkadasim Rauf Tuncer ve Fatma Kırdar ile oturup sanat için sohbet etmek çok hoşuma gider.
Sanat evinin duvarlarında asılan resimler ,renk cümbüşü içinde soyut resimler ,insanı düşünceye sevkeden figürler..
Ben bunlara bakarken ,beynim yorum yaparken kapının zili çaldı, eşofmanlı oynaya zıplaya karayagiz,enerjik bir delikanlı odaya girdi..
Arkadaşlar, Hocamız deyince Orhan bey olduğunu anladım..
Kardeşim ablam diye beni tanıştırınca Azeri ağzını tam değistirmemiş, hoş geldiniz dedi.Hoş bulduk dedim..
Üzerini değiştirdi,hemen resimlerin önündeki sandalyeleri oturarak resimleri düzeltmeye başladı.
Hani ben şaşırdım, ressamlar genellikle pipolu, daha oturaklı biraz insana yukarıdan bakan,top sakallı tipler olur ya ! Bu nasıl profesör, Akademisyen, diye düşündüm.
Resim yapmaya gelen hanımlar ,genellikle orta yaşlı emekli ,ev hanımları..
Ama hepsi ilgili, yerlerine oturmuş, fırça ellerinde çalışıyorlar.
Hoca,önündeki resimlere fırçayla dokunuşlar yapiyor hem de hanımlara birşeyler anlatıyor.
Konu felsefe, İlim, hayatı anlama yorumlama,yaratilışimızın özellikleri, ilginç dedim.
Tabii anlatılanlara kulak misafiri oldum, dinliyorum.
Hayatı, olayları sorgulamak lazım düşünmek lazım dedi,
Ben de,Hocam
Ebu Hanifi Hz Ben Öğrencilerimi Fikir anarşisti şeklinde yetistiriyorum der,
Özellikle Maturidi inancında ilim ,sorgulama, düşünce on plandadır, deyince.
Bizler Maturidi inancında yetiştim dedi
O zaman hocanın konuşmalarını, fikirlerini hareketlerini daha iyi anladım.
Dedim ki temel sağlam.,
Orhan Hoca aynı zamanda Felsefeyle ilgili konferanslar da veriyormuş. .
Resimlere bakarak soyut anlamda düşüncelerimi dile getirdim, Soyut resmi anlamak için resim tarihini iyi bilmek gerekir, ifadesini kullandı.
Ben de her insan bunu yapamaz,ama duygu,görüş, Bilgisi dahilinde yorumlayabilir dedim.
Bu konu tartışılabilir, ben tartişmayi da severim,ama Hoca erken kesti. .
Kursun bir dinlenme zamanı var,Hanımlar birşeyler getirmişler, çayı demlediler, bir masa hazırladılar, Enfes.
Arkadaşlar buyrun cagirmasiyla eldeki fırçalar bırakıldı ,tabaklar hazırlandı çay faslına geçildi.
Ben fırsattan istifa hocaya sorularımı sormaya başladım.
Yeni Çağ gazetesinin muhabiri olduğumu, ifade ettim ..Hoca daha çok ilgilendi..
Hocam niçin bu Sanat evini açtınız dedim?
Topluma hizmet,toplumun gelişmesine katkı sağlamak için dedi
Platonun dediği gibi Bütün insanlar eğitime tabii tutulmalı,Eğitim sayesinde arzu edilen hedefe ulaşılabilir..
Bir sanatçı, ressam olarak yaşadığı şehre hizmet etmeli, şehrin sanata ve felsefeye ihtiyacı var.
Bana göre sosyal sorumluluk budur.
Kendim şahsıma ait 19.Sergimi açtım.
Şehrin gelişmesi için kültür hizmetinin mutlaka olması gerektiğini anlattı..
Yabancı ülkelere davet edildiğini oralarda büyük boyutta resimler yaptığını anlattı.
Hocanın, eve gelince değişik resimlerine baktım, büyük boyutta tuvalleri yere koyuyor boyaları üzerine boca ediyor .Eline sıpatulasini alıyor,adeta resimin üzerinde,renklerle dans ediyor,rol kesiyor ,mücadele ediyor, farklı bir teknikle çalışıyor. .
Şöyle çevreme bakıyorum da bu yaşta hanımlara,beylere resmi sevdirmek her babayiğidin harcı değildir.
Ama Orhan Hoca samimiyeti,kişiliği, Bilgisi becerisiyle bunu başarmış,
Biz 3 kız kardeşiz, Ortanci Kardeşim Ümran şahsiyet olarak sessiz sakin,zarif bir yapıdadır..
Bizden farklıdır. Veteriner hekimdir.
Ama resime sanata karşı bir ilgisi vardır.
Uzun senedir,resim yapar.
İçinde yaşattığı duygu yoğunluğu onu resme doğru yöneltti galiba diye, düşünüyorum. .
Mesela Doktorların pekçogu müziğe ilgi duyar ya söyler, ya da beste yapar..
Hani aklıma mesleklerle sanatı özlestireyim dedim,
Bunun yanında hocayla pekçok konuda sohbet ettik..
Elcibeyden bahsettik..Rahmet olsun.
Hocanın ,Konya,Mevlana sevgisine hayran oldum.
Madem ki burada yaşıyorum,en iyi şekilde Konyaya,Konyalilara hizmet etmeliyim diyor.
Demek ki bir milleti geliştiren, ayakta tutan idealist kişiler. .Bunu birkere daha doğrulamiş, oldum.
Bunların sayesinde insan gönlü,beyni, ruhu güzelleşiyor, kötülüklerden ariniyor.
Kursa gelen hanımlarla sohbet ettim,
Hepsi hocalarını çok seviyor, burada bulunmaktan çok mutluyuz,resim yapmayı çok seviyoruz ,resim yapmaya başladık mı?
Dünyayı unutuyoruz, bize terapi gibi geliyor ,diyorlar.
Aklıma Osmanlinin ruhi problemi olanları,
Fıskiye su havuzlarinin bulunduğu yerlerde müzikle tedavi etmeleri, geldi..
Bu tip atölyeler, sanat evleri bütün şehirlerde artmalı, insanlar bunalımını,sıkıntıyı ancak bu şekilde sanatla,resim,müzik, tiyatro gibi sanat kollarıyla ugrasirsa rahatlar ,huzur bulur.
Orhan Hocayı yürekten kutluyorum,belki kendi bilmez ama hizmet verdiği özellikle hanımlar ona minnet duymakta,teşekkür etmektedir.
Vatan, milli şuurlu bir evladın , yurda verdiği hizmetten gurur duymaktadır.
Sagolasin Orhan Cebrailoglu hocam Rabbım sayınızı arttırsın. İnşallah
Tüm belediyelere seslenmek isterim,
Bu hocalara imkan verelim ,destek olalım,daha fazla nasıl faydalanabiliriz ,Araştıralım. .irtibat kuralım..
Hocanın yanından,Sanat evinden huzur,minnet,Şükran duygularıyla ayrıldım..