Seydişehir'de Ramazan Ayı ,başka yerleri bilemem ama çok güzel geçer.
Davetler,Teraviler, Sabah camisinde Kuran Takibi,
Hatim telaşı..
Mevsim yaz aylarina bahar aylarına denk gelen Ramazanlarda akşamları Teraviden sonra eğlenceler, konserler, Hacivat Karagöz oyunları,Tasavvuf musikisi konserleri olur.
Halk Camiden çıkınca Akın akın eğlence yerine gider veya dükkanlar açık olduğu için alışveriş yerlerine gider..
Yani huzurlu bir ay geçirilir.
Hangi Partinin Belediye başkanı olursa olsun,bu hep böyle olmuştur.
Onun için her sene Ramazan Ayı heyecanla beklenir.
Kimler gelecek,Hangi sanatçılar gelecek diye takip edilir..
Bu sene Belediye başkanı CHP li olunca kültürel hizmetler daha fazla oldu.
Konserler,Tiyatrolar, konferanslar ,çocuk eğlence programlari birbirini takip etti.
Bu sene hava pek güzel olmayınca eğlenceler son günlere kaldı..
Yine,Başkan Hasan Ustaoglu eğlenceyi son anda organize etti...
Birkaç gündür çocuklar için proğramlar yapılıyordu.
Bu sene eğlence mekanı Seyit Harun Camisi çevresine taşındı..
Dün hava ısınınca bizim de gitmemizin zamanı geldi dedim..
Akşam iftarina Kezban başkana davetliydim..
Kezban başkan, benim en samimi olduğum ülküdaşım dır ...
Kezban hanım Seydişehir'in yerli ailelerindendir.
Şehrin tüm özelliklerini taşır. Saygılı, sabırlı, Çalışkan, düşünceli, adil ve milli şuuru çok yüksek bir kişiliktir
Kitap okur,şiir ezberler Ülkücülükte, eylemde aynen benim gibi duyarlıdır.
Tasarım ustasıdır .Bahçesine yaptığı tarihi objeleriyle meşhurdur da...
Seydişehir'de fikri anlamda tek anlaştığım kişidir.
Kezban Hanımla İlahi dinletisine gitmek için yola çıktık.
Bir baktım herkes dışarda, alışveriş, gezme ,ellerde pamuk şeker geziniyorlar..
Yeni düzenlenen Cumhuriyet Kadınları sokağı pırıl pırıl parlıyor
Ay yıldızlı ışıklandırılması..
Özellikle oradaki esnafın işleri açılmış, dükkanlar tıklım tıklım.
Bu durumda insanın hoşuna gidiyor, bu mali sıkıntıda insanların işlerinin olması güzel birşey.
Son zamanlarda gördüğüm en güzel görüntüler.
Neyse sokağın sonunda alana girdim.
Işıl ışıl bir alan, küçük küçük emek çadırları kurulmuş, hanımlar oralara el işlerini koymuş.
Kendi emeklerini sergiliyor ,satış yapiyorlar.
Bir tarafa küçük tüplerini koymuşlar, Çay demleyip içiyorlar..
Arkadaşlarla kısa kısa selam verdik takıldım.
Hayırlı olsun,bereketli olsun ifadelerini kullandım.
Cami dağıldı, çıkanlar hazırlanan taburelere oturdu..
Özellikle hanımlar,gençler, çocuklar çoğunluktaydı.
Anos yapıldı,İlahi gurubu tanıtıldı..
Seyir Harun İlahi gurubu çıktı..
Arkada müzik aleti çalan gurup vardı .
Daha önce dinlediğim için çok başarılı bulmuşumdur.
Dikkatlice dinliyorum,feyz almaya çalışıyorum.
İlahileri çok severim,özellikle Yunus Emre ilahilerini,
Sordum sarı çiçeğe,
Annen ,baban var mıdır?
Çiçek Eydür Derviş baba,
Annem ,babam topraktır..
Bunları düşünürken, İlahi söyleyen hoca arada ilahiyi kesti, dini sohbet vermeye başladı.
Cennete götürecek ameller neler, anlatıyor..
Bir anda sinirlendim,şimdi sırasımı diye..
Niye diyeceksiniz,
İlahileri dinleyen gurup,zaten Camiden çıkıp gelmişler, akşama kadar bunlari düşünerek oruç tutmuşlar..Kendilerine göre pekçok sıkıntıları sabretmişler..
Dini biliyorlar, tekrar bunu yüksek perdeden anlatmak,nasihat etmek hiç hoş değil..
Sıkıcı, bezdirici..
Onun için bizim hocaların biraz pisikoloji okumaları gerekir,diye düşünürüm, hep.
Ne der, Hz Mevlana.
"Dogrulukta nasihat insanı yaralar "
Neyse İlahi devam etti..
Ara verildi, Hoca yine mübarek ağzını açtı,
Müslümanın iki bayramı var, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı,
Bir anda irkildim,sanki çuvaldız batırdılar.
Tam sıçradım, kalkmaga çalışıyorum, itiraz edeceğim..
Hoca milli bayramları da var,bu milletin diyeceğim..
Kezban Hanım etegimden çekiştirip ,otur,yeri değil,Dedi.
Ziraa benim fevri çıkışların vardır.Cumhurbaşkanı seçimlerinde Atatürkçü Düşünce Derneği Gültekin konferans için getirmişti ..
Konferans başladı ,konudan konuya geçiyor, dikkatlice dinliyorum
Birden Gül Cumhurbaşkanı olabilir ,demesin mi ?
Firlayarak ! Ne münasebet diye bağirmam bir oldu..
Bu anda karşı gelmem münasip olmayacak diye,düşündüm.
Bu kafayı birtürlü anlayamıyorum.
Bunu söyleyen hocayı çok iyi tanırım. Hal hareket,yaptıklarını çok iyi bilirim
İsmi bende kalsın.
Demem o ki ;
Müslümanlar değil,Türk Milleti
Ve Türk Milletinin iki Bayramı yok,
İki Bayramı Dini bayram.
Bunun yanında Milli bayramlarımız da var.
29 Ekim Cumhuriyet Bayrami ,23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayrami ,30 Ağustos Zafer Bayramı.
Bunlar bir kalemde siliniyor..
Sadece Dini bayramlardan söz ediliyor.
Sanki bir millet değiliz, Bir Şanlı geçmişimiz yok..
Ve şu düşünül müyor ?
Milli bayramlar olmasaydi, Sayın Hocalar siz bu mekanda İlahi söyleyemezdiniz..
Milli bayramlar olmasaydı , Camilerde Hocalık yapamazdınız ..
Ve normal memurlardan daha fazla ücret alıp,keyif çatamazdınız ...
Millete üstten dini fetva veremezdiniz..
Ve neyse aklıma yine Mevlana'nin bir sözü geldi,
İnsanın içinde doğruluk varsa,söylediği söz Eğri büğrü olsa bile sözünden doğruluk kokusu gelir,
İnsanın içinde eğrilik varsa söylediği sözler doğru bile olsa ,sözlerinden eğrilik kokusu gelir..
Yani Hoca Efendi bizi cahil,birsey bilmez anlamaz zannetmeyin ..
Biz herşeyi biliyoruz da sizin nezaman anlayacağınızı bakıyoruz.
Seydişehir Ramazan akşamları, Sultanahmetteki eğlencelere benziyor..Güzel etkinlik.. Hocaların Türkçülük konusunda bilgilendirilmeleri lazım.. İş İYİ lere düşüyor galiba.. !