Milli Eğitim Bakanlığı yeni bir müfredat yayımladı. Burada ders ders konu içeriklerinin nasıl olacağı neye ne kadar zaman ayrılacağı girmek yerine, nelerin hedeflendiğinden bahsedelim. Hedeflenenlere baktığımız zaman, oldukça anlamlı sonuçlar çıkartmak mümkündür. Örneğin bütüncül düşünce, adalet duygusu verme, erdemli, insani, ahlaki, estetik bakış, değerlere bağlı, geçmiş ile gelecek bağlantısı kurma, felsefi düşünce, çağı yakalama, mantık ve muhakeme ve daha pekçok kavramın pratiğe dökülmesi gibi bir istek göze çarpıyor. Ancak gel gelelim güven sorunu bir dağ gibi karşımızda durmaktadır.
Rahmi Hocam dedi ki, ben Tatvan'da sınıf öğretmeni iken, bir derste çocuklara sigaranın zararlarını anlattım. İkinci ders resim dersiydi. Öğrenci resmini getirdi. Baktım ağzında sigara öğrenciye parmağını uzatmış bir öğretmen. Çocuklar sigara zararlıdır. O gün sigarayı bıraktım bir daha da içmedim.
Bize göre, Milli Eğitimin en temel problemi, yönetenlerin söylem ve eylem birliğindeki çelişkileridir. Bu durum yıllardır sürdürülmekte ve düzeltilmesi yönünde de hiçbir çaba görülmemektedir. Bu da haliyle bir güven sorunu oluşturmaktadır. Yönetici atamalarında liyakat ve ehliyeti yok sayarsanız, ödül ve cezada adil davranmazsanız güven kaybedersiniz. Öğretmene güvenmeyip değerler eğitimini eğitimin dışındaki kişilere havale ederseniz, öğretmen de size güvenmez. Siz meslek liseleri memleket meselesi deyip Şişli Motor Meslek lisesinin 50 dönümlük arazisinin Kırk Beş dönümüne bina dikerseniz ve koca okulu beş dönüme sığdırırsanız oradaki aile, öğrenci ve öğretmenler sizin eğitime bakış açınızı değer olarak değil; çıkar olarak görürür. Yine bir yıldan fazladır taşınan Gaziosmanpaşa Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencilerini bir orta okulda eğitmeye çalışıp yıkacağız dediğiniz okula hiç dokunmadığınız ve bunun nedeninin bu lisenin de 30 dönüm arazi size fazladır deyip bir kısmına el koymaya çalıştığınız ve bu yüzden okul yapılmadığını duyan öğrenci, veli ve öğretmenin size güven duymaları mümkün müdür? Ya da bir okulda sınıf mevcudu 10 iken diğerinde otuz beş kırk öğrenci gören bir veli eğitime bütüncül baktığınıza nasıl güvenebilir?..
Siz, dünyanın en iyi müfreddatını hazırlasanız bile, topluma güven vermediğiniz takdirde uygulaması kadük kalır, eksik kalır. Yeni müfredat programında öğrencilere adalet duygusu verilmesinden bahsedilmektedir. Bundan daha güzel bir davranış olabilir mi? Ancak adama sormazlar mı, peki ey uygulayıcı senin adalet duygun nerede? Hiç geçmişteki uygulamalarınız aklınıza gelmiyor mu? Hatta bugün devam eden uygulamalarınıza ne demeli? Senin eleştirel yaklaşımın ya da eleştiriye tahammülün nerede? Eğer sizde olduğu gibi, bende de yalnızca söylemi olsun diyorsanız bırakın kalsın kardeşim.
Sonuç olarak; bu toplumun, küçük büyük demeden, her türlü eğitim modelinden öte, rol model insanlara ihtiyacı vardır. Söylemi ve eyleminin çelişmediği insanlara ihtiyaç vardır. Estetik güzelliğini fiziki değil ruhta ve davranışta arayan insanlara ihtiyaç vardır. Geçmişten bugüne, Milli Eğitimde canı yanmayan pek az kişi kalmıştır. İstikrarsızlık dün olduğu gibi bugün de tüm hızıyla devam etmektedir. Başarı için önce güven sonra istikrar kaçınılmazdır.