YOZLAŞMA
Yozlaşma; özündeki iyi nitelikleri bir takım etkenlerle zamanla yitirmek, özünden uzaklaşmak, bozulmak, dejenere olmaktır.
Günümüzde toplumun tüm katmanları, yozlaşmadan nasibini almış ve hızla almaya da devam etmektedir.
Kültürde, ahlakta, kamu yönetiminde, iş ve ticaret alanında, siyasette kısaca her alanda yozlaşma maalesef hat safhaya ulaşmıştır.
Kendi evimizde bile aile fertleri olarak birbirimize yabancılaştık. Kahvaltıda bile sohbet yerine her aile bireyi telefonda başka alemlerde. Komşularımızı tanımaz ve onlarla bayramlaşamaz hale geldik. Kaldı ki dini bayramlar bizim için tatil planları yapılan zaman dilimi haline geldi. Peki neden bu hale geldik?
İletişim araçlarının ve sosyal medyanın amacı dışında kötü şekilde kullanılması, örf ve ananelerimize ters düşen gayri ahlaki televizyon dizileri, magazin programları, dizilerdeki ve programlardaki çarpık ilişkiler, dolandırıcıların ve sapıkların cirit attığı kontrol edilemeyen internet siteleri ahlaki yozlaşmayı hızla yaygınlaştırmaktadır.
Ahlaktan çok, ahlaksızlığın ön plana çıktığı yaşayış tarzları gündemi meşgul etmektedir. Ahlaksızlık; modernlik, çağdaşlık, özgürlük gibi söylemlerle normalmiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.
Kamu yönetiminde; etik dışı davranışlar, ayrımcılık kayırmacılık, baskı, ihmal yolsuzluk, dalkavukluk, denetimsizlik, yetkiyi kötüye kullanma ve suçluyu koruma örnekleri maalesef zaman zaman karşımıza çıkmaktadır. Koltuk edinmek, koltuğunu korumak veya egosunu tatmin amacıyla bazı üst düzey yöneticilerin bile çeşitli yöntemlerle astlarına mobbing uygularken, üstlerine ve güçlülere yaranmak amacıyla yağcılıkta sınır tanımamaları yozlaşmanın geldiği boyutu göstermeye yeterlidir.
Siyasetin kişisel çıkarlara alet edilmesi, kayırmacılık, zaman zaman rüşvet söylentileri, aynı görüşten ve aynı partiden olsa bile rakibini siyaset dışı bırakmak amacıyla belaltı vuruşlar ve siyasete bulaşan bazı kişilerin aşırı zenginlemeleri, siyaseti kirletmekte ve yozlaştırmaktadır.
Siyasetçi de olsa herkes hakka adalete ve güzel ahlaka uygun davranmalıdır.
Yozlaşma, iş ve ticaret hayatında da yaygın bir şekilde görülmektedir.
Bir yanda aldatan satıcı, aldatılan müşteriler, işçinin hakkını vermeyen işverenler, aldığı ücreti hak etmeyen ve suistimal eden işgörenler vb.gibi iş ve ticaret hayatında pek çok ahlak dışı davranışlar görülmektedir. Pandemi sürecinde daha zam gelmeden her türlü ürünün etiketinin nasıl değiştiğini hep beraber gördük. Bunlar bir tarafa bir de kendimize bakar isek bugün köy ürünlerinin satıldığı pazar yerlerinde bile katkısız süt, peynir, tereyağı ve benzeri ürünleri bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Bu ürünleri satanları araştırdığımızda, belki ben de dahil çoğumuzun yakını çıkacaktır.
Alışverişte açık sözlü ve şeffaf olmak, yalan, hile ve aldatmaktan kaçınma dini ve ahlaki bir sorumluluktur.
Yine işçilerin ve memurların çalışma saatleri vardır. Özel şirketlerde işçilerin çalışma saatlerini suistimal etmeleri oldukça zordur. Kamuda çalışan memur ve işçi de helalinden ücret almak istiyorsa görevini tam yapmak ve mesaiye uymak zorundadır.
Yozlaşma örneklerinin saymakla bitirilemeyeceği aşikârdır. Önemli olan yozlaşmadan kurtulabilmektir.
İsterseniz haftaya da yozlaşmadan kurtulmanın yolları üzerine beyin fırtınası yapalım.