Bilindiği üzere ABD destekli İsrail bir yılı aşkındır Ortadoğu’da huzur bırakmadı. Nice masum insanın aç susuz, evsiz barksız hatta ölmesine neden oldu. Tabiri caizse her fahişenin işini yapması için mutlaka bir bahanesi vardır. Irak vurulurken de, Libya darmadağın edilirken de bahaneler bitmedi. Şimdi sıra İran’a yapılan saldırılarda da yine bahane bitmeyecektir. Kurt kuzuyu yiyecekse suyu nerede içeceği önemli değildir. Her şekilde suyunun bulandığını iddia edebilir. İşin tuhaf yanı ağızlarında düşmeyen insanlık değerleri masallarıdır. Bir devletin bu kavramları içselleştirmesi için önce asaleti, uzun bir geçmişi olmalıdır.
Kızılderililerin başkasını suçlamadan önce kendi çarığının içine bak sözünü oldukça anlamlı buluyorum. Bizde öyle yapalım istedik. Hem kendimizi hem de dünyayı yönetme arzusunda olan devletleri teraziye koyalım. ABD 240 yıllık bir devlet Rusya ise Timurilerin Altınordu Devletini ortadan kaldırmasıyla yavaş yavaş devlet olmaya başlayan 500 yıllık bir devlet. Yani Türkler, Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar, Hintliler, Çinliler gibi binlerce yıllık bir geçmişleri yoktur. Bu yüzden devlet anlayışları da yok. Ne yol gösteren bir Oğuz Kağanları, ne Bilge Kağanları ne Yusuf Has Hacipleri, ne Yunus ne de Mevlanaları olmamıştır. Onların bildikleri tek şey içeride refahı yükseltmek için dışarıda sömürgeci olmak. İnsani değer dediğimiz hiçbir kavrama sahip olmadıkları için bunlarla yaşamayı boş iş görürler.
Rusya uzun yıllar Türk Cumhuriyetleriyle birlikte birçok devleti işgal etti ve adına SSCB dediğimiz bir devlet inşa etti. 1991 yılında bu ülke dağıldı ve birçok irili ufaklı ülke meydana geldi. Türki Cumhuriyetlerinin yanı sıra içinde Kırımın’ da bulunduğu özerk Cumhuriyetler kuruldu. Fakat Rusya 2022 yılından Kırımı ilhak etti. Ardından Ukrayna’yı bombalarken Batı Devletleri bu bir yayılmacı emel ve işgaldir diyerek karşı çıktılar. Nitekim bunun için Ukrayna’ya silah dahil her alanda destek oldular. ABD de Ukrayna’ya destek olan ülkelerden biriydi. Geldiğimiz süreçte ABD harcadığı paraların karşılığını istiyor ve ülkenizdeki madenleri bana vereceksiniz diyor ve bunu yaparken hiçbir diplomatik teamüle uygun olmayan bir dil kullanıyor. Aslında ABD İsrail’e verdiği destek ve Filistinlilere reva gördükleriyle toplum vicdanında mahkum edilmeyi çoktan hak etmişti, ancak bu son tavır Hıristiyan aleminde ve dünya nezdinde güvenirliliğinin tamamen bitmesini sağladı dersek yeridir.
Tek dayanakları güç onu sağlayan silah ve paraya dayalı bir devlet insanlığa hiçbir şey katmamış katmayacaktır. Dolaysıyla içinde insan olmayan bir kültür, bir medeniyet olamaz. Adına medeniyet dense dahi uzun süreli yaşayamaz.
Olmayan bir devlet kültürüyle, olmayan bir devlet ahlakıyla dünyaya hükmetmeye çalışmak günümüzde yaşanan sorunların ana kaynağıdır. Devlet bizde ve batıda erdemliliği temsil ederken ABD ve Rusya’da zorbalığı temsil eder. Devlet bizde adaleti temsil ederken bu ülkelerde sömürmeyi temsil eder. Hakan yöneten kişi kut sahibidir geleneğimizde Tanrı’nın yarlıg ve yasalarını yerine getirmekle mükelleftir. Bu ülkelerde Tanrı yerine paraya ve güce hizmet eder.
Sonuç olarak; Halk yönetenin dini üzerinedir diyor İbni Haldun. Kimilerine göre hadis kimine göre de sahih değil dense de toplumumuzda sıkça kullanılan “Nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz” sözü de aslında yönetim anlayışındaki sıkıntının sorumluluğunu topluma yüklemektedir. Yine Demek ki bir deli devleti yönetiyorsa siz de delisiniz, bir eşkıya yönetiyorsa siz de eşkıyanın emir erisiniz. Bir zalim zulüm yapıyorsa siz de zulmün ortağısınız. Bir deliye yetki verirseniz dünya neden tımarhane oldu, zalime yetki verirseniz neden zulüm var demeniz anlamsızdır. Katile yetkiyi verirseniz insanlar niye öldürülüyor demenizde anlamsızdır. Bu adama ister deli ister eşkıya deyin ancak devlet adamı deme şansınız yoktur. Bunu seçenler de bir millet olma özelliğinden bir hayli uzağındadırlar.