Psikolojik sağlık, bireyin kendisiyle ve çevresiyle uyumsuzluk yaşamaması olarak tanımlanmaktadır. Bu konunun öncelikle birey açısından ele alınması gerekmektedir. Belki de en zor olan şeylerden biri, kişinin iç dünyasındaki çatışmaları çözebilmek ve uyum sağlayabilmektir. Bu bağlamda, psikolojik terimler olan id, ego ve süperegoya bakmak gerekmektedir. İd, ego ve süperego arasında bir denge kurulması şarttır.
Kişilikteki id kısmı, biyolojik bir kesimi temsil eder ve büyük ölçüde libido gibi içgüdüsel dürtüleri kapsamaktadır. Ego, kişiliğin mantıklı ve gerçekçi yönüdür. Süperego ise toplumsal yaptırımların yansıdığı alandır; bu yaptırımlar, ilk önce anne ve baba aracılığıyla çocuğa yansır. Dolayısıyla, psikolojik sağlık, kişiliğin bu üç alanının dengesine bağlıdır. Her bir alana ayrı ayrı enerji yatırılması, zamanla dengesizliğe yol açabilir. Dengesizlik, ruhsal anlamda işlevsizlik demektir.
Bireylerin iç dünyasındaki çatışmalar, çeşitli biçimlerde kendini gösterir. Bunlar arasında:
- Yaklaşma - Yaklaşma Çatışması
- Yaklaşma - Kaçınma Çatışması
- Kaçınma - Kaçınma Çatışması
- Yaklaşma - Kaçınma Çatışması
Bu çatışma biçimlerinin çözüme kavuşması, psikolojik uyum ve sağlığa kavuşabilmek için kritik öneme sahiptir.
Ayrıca, bireyin çevresiyle uyumlu olması da psikolojik sağlık açısından önem arz etmektedir. Ancak bu konu oldukça hassastır. İnsan, bir ölçüde bireyselliğini korumalıdır; aksi halde iç dünyasında bir uyumsuzluk yaşanabilir ve bu durum psikolojik sağlığı olumsuz etkileyebilir. Bireyin burada yapması gereken, çevrenin beklentileri ile kendi beklentileri arasında bir denge kurmaktır.
Sonuç olarak, psikolojik sağlık, bireyin içsel ve çevresel uyumunu sağlamakla doğrudan ilişkilidir. İd, ego ve süperego arasındaki denge, çatışmaların çözümü ve çevresel uyum, sağlıklı bir psikolojik yaşam için temel unsurlardır.
Paylaş