3 Mayıs 1944’ten günümüze Türkçülük
Saygıdeğer büyüklerim, değerli hanımefendiler, beyefendiler, geleceğimizin teminatı sevgili gençler hepinize sesleniyorum.
Bu gün 3 Mayıs 2021
3 Mayıs 1944...
3 Mayıs 2021...
Tam 77 yılın geride kaldığı bir gurur mücadelesinin yıldönümündeyiz…
Bugün 3 Mayıs Türkçülük Bayramı kutlu olsun...
Türk;
Acıların en büyüğünü yaşasa da, en büyük çileyi çekse de, yılmaz, yıkılmaz...
Bunun örneği 3 Mayıs’tır!
Acı, keder ve çilenin yıldönümü, Türk’e bayramdır.
Bu sebeple de, bu güne Türkçülük Bayramı da, Türkçülük Günü de, Milliyetçiler Günü de diyoruz.
Peki, nedir Türk’ün yakın tarihine büyük bir damga vuran bu olayın aslı...
Bilenler bilmeyenlere bıkmadan, usanmadan anlatmalı aslında...
Tam 77 yıl önce yaşananları bilmeli, Türk’üm diyen herkes...
Türkçülük ateşinin yakıldığı, o günü hiç unutmamalı, Türk’üm diyen nesiller...
3 Mayıs 1944’te Türklük ve Milliyetçilik suç olup çıkmıştı...
Türk Millet’inin başında güya! Türkçü olduğunu söyleyen bir Şükrü Saraçoğlu vardı.
İktidar sarhoşluğuna kapılanlar;
Aralarında bilim adamı, aydın, siyasetçi, asker ve üniversite öğrencilerinin de bulunduğu Türk Milliyetçilerini “Irkçılık” yaptıkları bahanesiyle tutuklayıp, yargıladılar;
Tabutluklarda büyük acılar çektirdiler.
O tabutluklar ki sadece birer ölüm hücreleriydi...
Ne acı değil mi? Günümüzde de ne mutlu Türk’üm demek suç olup çıktı.
Ne acı değil mi? Türk milliyetçisiyim diyenler adeta hain ilan edildi.
İşte bugünleri yaşayanlar tam 77 yıl önce yaşanan acıyı, elemi, kederi mutlaka iyi öğrenmek mecburiyetindedirler.
Çünkü 3 Mayıs 1944'ü doğuran şartlar ve gelişmeler önemini ve sıcaklığını bugün de ne yazık ki korumaktadır.
Günümüzde de Türk kimliğini her fırsatta reddeden bir siyasi anlayışla karşı karşıya bulunuyoruz.
“Türk’üm” diyemeyenleri hep birlikte görüyoruz.
“Türklük” şuurunu sorgulamaya açanları da...
Türk olmaktan gurur duyanları ırkçılıkla suçlayanların “aydın” olduğu günler yaşıyoruz.
İşte bu gelişmeler sebebiyle;
Adına ister Türkçülük Bayramı, ister Türkçülük Günü, isterseniz Milliyetçiler Günü deyiniz, 3 Mayıs’ın önemi bir kez daha kat be kat artıyor.
Türkçülerin 3 Mayıs 1944’teki o büyük ve kutlu mücadelesini, her Türk’ün okuması ve idrak etmesi şarttır.
Her şey apaçık ortada duruyor.
Türk milletini her türlü emperyalizmden korumak için;
İnandıkları fikirleri, değerleri ve doğruları haykıran Türk milliyetçilerinin verdikleri bu mücadele, günümüzde daha net bir şekilde anlaşılıyor.
3 Mayıs 1944’teki Türk milletinin bu direnişi, adeta Ergenekon’daki uyanış gibidir.
Bu direnişle Türkçü mücadelenin yol başları keşfedildi,
Yolu çizildi ve pusulası ayarlandı.
Bu tarih, Türk milletinin onurlu fikir mücadelesinin de başlangıcıdır.
O günler, adeta Türk milliyetçiliği avının yapıldığı günlerdir...
Bugün gururla bir bayram havasında kutladığımız,
Tabutluklarda işkence gören Türkçü aydınlar şunlardır,
Başta merhum Başbuğumuz, Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, Hüseyin Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkan, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar, Fethi Tevetoğlu, Cebbar Şenel, Hasan Ferit Cansever, Nurullah Barıman, Fazıl Hisarcıklı, Hüseyin Namık Orkun, Saim Bayrak, İsmet Rasim Tümtürk, Cihat Savaşfer, Muzaffer Eriş, Fehiman Altan, Yusuf Kadıgil, Hikmet Tanyu, Hamza Sadi Özbek, Orhan Şaik Gökyay, Cemal Oğuz Öcal, Sait Bilgiç, Mehmet Külahlıoğlu, 17 Nisan 2014 günü aramızdan ayrılan Mustafa Zeki Sofuoğlu ve Osman Yüksel Serdengeçti Beydir.
Bir 3 Mayıs’ı daha idrak ederken içlerindeki milli şuur ve iman ateşi bir an olsun sönmeyen,
Ve Türk milliyetçiliği tarihinin altın sayfalarını oluşturan bu büyük ülkü devlerini, bu mübarek günde bir kere daha rahmet ve minnetle anıyorum.
Ruhları şad, mekânları Cennet olsun.
Sözlerimi, “Durum ne kadar karanlık olursa olsun, ne kadar imkânsızlıklar içerisinde bulunursak bulunalım, asla yenilmeyi kabul etmemek, Türklüğün ezeli şiarıdır” diyen Başbuğumuzun bizlere verdiği bu önemli mesajla noktalıyorum.
Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin. Ne mutlu onlara layık olanlara...