Özellikle iç Anadolu bölgesi Osmanlı döneminde Türk milletinin yoğun olarak yaşadığı bölgedir.
Karadeniz kıyıları ile Ege ve Akdeniz kıyıları Osmanlı döneminde Türkler kadar olmasa da oransal olarak Ermeni ve Rum cemaatin yoğun olduğu bölgelerdir.
Osmanlı döneminde azınlıklar askerlikten muaf ve bir çok haklara da sahip oldukları için, daha çok ticaret ve sanatla uğraşan yerleşik bir hayata sahiplerdi.
Güneydoğu bölgesi de Kürt’lerin ve yine Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bölgedir.
Ermeni ve Rumlar gibi Kürt’lere de Kanuni döneminde İdris-i Bitlisi’nin de etkisiyle özel imtiyazlar verilmişti. Böylece bu bölgelerde yaşayan Türkler de zaman zaman bu imtiyazlardan yararlanabilmek için kendilerini Ermeni, Rum yada Kürt göstermişler ve Türklüklerini unutmuşlar.
Hemen Türk, Ermeni ve Rum olmaz dediğinizi duyar gibiyim. Evet dinlerini değiştirmeyecekleri için Kürt’leşen Türkler kadar olmasa da, Ermeni ve Rum olanlarda vardır. Bu konuda bir araştırma da yok, ne yazık ki. Gerçi hoş Konya ve Karaman’da bulunan ve aslen Türk olan hristiyanlar da nüfus mübadelesi yoluyla siz Türk değilsiniz diye Yunanistan’a ağlaya ağlaya gönderilmişlerdir.
Geriye tamamen yaylalarda yaşayan, konar göçer ve göçebe Türkler kalıyor.
Birde daha az doğal güzelliği olan orta Anadolu bölgesinin verimsiz Kıraç toprakları kalıyor Türklere.
Zaten Sevr anlaşmasında da dikkat ederseniz Türklere sadece orta Anadolu’nun Kıraç toprakları bırakılmıştı.
Ayrıca Osmanlı döneminde yaylalarda yaşayan ve göçebe Türk topluluklarının yerleşik hayata geçmeleri yasaklanmış. Yasaklamaya gerekçe olarak da, şehirlerin et süt ve özellikle de yün ihtiyacının karşılanması içindir. Çünkü o dönemde şimdiki gibi sentetik ürünler olmadığı için giysilerden sergilere kadar her şey yündü. Hatta bizim köydeki büyüklerle konuştuğumda şöyle demişler di. “Et para etmediği için koyunların yününü satardık, etlerini de köpeklere ve yırtıcı hayvanlara verirdik” derlerdi.
Ayrıca Osmanlı’nın özellikle Yavuz’un hilafet makamını aldıktan sonra Türklerde aidiyet duygusu Arap ulemanın da etkisi ile yok edilmişti.
Bu arada Konya’nın sürekli Osmanlı’ya karşı isyanlarından dolayı orta Anadolu Türkleri Kınık boyundan olduğu halde yeniden Selçuklunun uyanışından korktuğu için, Osmanlı Konyalıya boy şuurunu unutturmuştur.
Dolayısıyla Türkiye’de dikkat ederseniz, bütün boy mensupları Avşar, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Bayat gibi boylarını bildikleri halde bir tek Kınık boyundan insan ben Kınık boyundanım diye söyleyemez. Çünkü orta Anadolu insanının kimliğini Osmanlı unutturmuştur.
Diğer bölge insanları azınlıklarla komşu oldukları için kendilerinin kimliklerini karşı tarafa karşı bir kimlik oluşturma, kimlik sahibi olma düşüncesiyle boylarını unutmamışlardır.
Geriye Orta Anadolu insanının sadece bir tek islam dini kalmış dinlerini kimlik olarak görmüşlerdir.
Dolayısıyla Orta Anadolu’u insanının Türklük duygusunun zayıflığının sebebi budur.
Türkiyenin Orta Anadolu ile diğer kıyı şeritleri ve Güneydoğunun kültürel farklılığının sebeplerinden biri de budur.