Çok sevdiğim bir dostum şu notu yazmış.
“Yegane servetim bayrak gölgesinde, Ezan ülkesinde hür ve özgür olmaktır.
Bayrak yoksa vatan yok. Vatan yoksa ezan yok. Ezan yoksa dinde yok.
Rabbim bunlardan mahrum bırakmasın.”
Amin
Peki öyle mi? Şimdi ülkeler klasik manada işgal edilmiyor artık, bayrağını almıyorlar, ezanını da susturmuyorlar.
Ancak şimdi çok farklı.
Elinde bayrağın var
Camilerinde ezan da okunuyor.
Namazını da kılabiliyorsun.
Ve en önemlisi vatanı da kendinin sanıyorsun.
Ama fabrikaların yabancıların elinde.
Limanların yabancıların.
Tarlaların, ekinlerin, yaylaların yabancıların elinde.
Limanların, havaalanların yabancılarda.
Sahillerin onların elinde.
Otoyolların, hastanelerin hepsi onların elinde
Savunma sanayin, ilaç ve gıda sanayin hepsi yabancı.
Ateş yakmak için gerekli olan kibritin onların elinde.
Artık hiç bir şeyin Türk malı değil, yerli üretim.
Seni senin ülkende esir almışlar.
Ama bayrağımız var, camilerimiz açık ve vatan bizim.
Bu şartlarda yöneticilerimizde işgal valisi.
Velhasılı senin kimlik ve kişiliğini yok ederek modern köle haline getiriyorlar.
Hülasa tam bir illüzyon içinde yaşıyoruz.