• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • KAMU
  • SENDİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • MEVZUAT
  • TÜRK DÜNYASI
  • EĞİTİM MEMURLAR
  • Ara
SON DAKİKA:
00:43
Türk Eğitim Tarihinin en büyük kıyımının mimarı Yusuf Tekin Bakan yapıldı
00:33
Erdoğan yeni bakanlar listesini açıkladı
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Misafir Yazılar
  3. İsmail Kahraman'ın konuşmasının arka plânı
05 Eylül 2022 - 13:22

İsmail Kahraman'ın konuşmasının arka plânı

05 Eylül 2022 - 13:22
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
İsmail Kahraman'ın konuşmasının arka plânı
Misafir Yazılar
Misafirin Sözü


İsmail Kahraman’ın şehirlerin kurtuluş günlerinin kutlanmasını eleştiren sözleri , özellikle “İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül kim demiş? Ne münasebet, Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarını birkaç misli aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki.” demesi, bu tarz kutlamaların “ben esirdim, köleydim, esaretim bitti diye ikrarda bulunmaktır, bu küçüklük kompleksi verir” ifadesi büyük tepki topladı.

Bu sözler Valilik, Belediye, Rize Dernekler ve Vakıflar Birliği tarafından Rize‘nin fethinin 561’nci yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen tören ve gösterilerin protokol konuşması sırasında söyleniyor. Bu törenin iktidar partisinin Rize’li en etkili ismi olan İsmail Kahraman’ın isteği doğrultusunda düzenlendiği anlaşılıyor.

TBMM Başkanlığı, Kültür Bakanlığı, iki dönem milletvekilliği ve öğrenciliği döneminde MTTB başkanlığı yapan, halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Başkan vekili olan Kahraman’ın konuşması önceden düşünülmüş, hazırlanmış, basının ve partisinin siyasi tabanının daha fazla dikkatini çekeceği hesaplanarak protokol konuşması içerisinde sunulmuştur. Ona göre “fetih niteliğinde” olmayan askeri başarılar, kutlanmaları gereksiz, hatta sakıncalı sıradan olaylardır. Başka bir deyişle İsmail Kahraman Osmanlı’nın 16’ncı asra kadar süren fütuhat dönemindeki zaferlerin dışında önemsenecek, kutlanacak bir başarımızın bulunmadığını düşünüyor. Özellikle millî varlığımızı korumak maksadıyla Çanakkale‘de başlayan, yedi yıl kesintisiz devam eden savaş dönemindeki zaferlerimizi ve siyasi sonuçlarını önemsemeyi de yanlış buluyor.

İsmail Kahraman tarihimizi ve olayları bu tarzda yorumlarken asıl maksadı şehirlerin kurtuluşunu önemsiz göstermek değil; bu açıdan bakıldığında bunları başaran isimler de doğal olarak önemsiz hale getirilmiş oluyor. Başta Mustafa Kemal olmak üzere Millî mücadeleyi zaferle sonuçlandıran bütün komutanlar, her rütbeden askerler olağanüstü bir başarının kahramanları değil, kendiliklerinden çekilip gitmeye karar vermiş olan istilacıların boşalttıkları alanlara gelen sıradan insanlar konumuna sokuluyor. Gazi Meclis’in varisi TBMM’nin bir dönem Başkanlığını yapan İ.Kahraman bu konuşmasıyla, Kadir Mısıroğlu’nun hezeyanlarını tarihi gerçekler olarak benimseyen günümüzdeki siyasal İslamcıların zihniyet dünyalarındaki çarpıklığın tipik bir örneğini sergilemiş oluyor.
19’ncu asrın son çeyreğinde Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi gibi aydınlar tarafından başlatılan, Meşrutiyet döneminde Mehmet Akif, Sait Halim Paşa, Musa Kazım, Mehmet Ali Ayni, İzmirli İsmail Hakkı, Şemsettin Günaltay, Elmalılı Muhammed Hamdi gibi isimlerin yer aldığı İslâmcılık düşüncesi en önemli fikir ve düşünce hareketlerimizden biriydi. 27 Mayıs darbesinden sonra başlayan siyasi, fikri ve kültürel ortamda ortaya çıkan yeni İslâmcılık hareketi ise çok farklı bir kulvarda seyretti. Bu hareketin içerisinde olanlar Mısır ve Pakistan gibi ülkelerden yapılan çok sayıdaki tercüme neşriyatın etkisi altında kaldılar. İhvan hareketinin Hasan el-Benna, Seyit Kutup gibi liderlerinin kitapları bu çevrelerde başucu kitabı olarak okunuyordu. 70’li yılların başında Necmettin Erbakan’ın kurduğu Millî Nizam / Selamet / Refah Partileriyle İslâmcılık siyasi bir akım haline geldi, siyasallaştı. İsmail Kahraman başından beri bu hareketin içerisinde yer aldı.

Meşrutiyet dönemi İslâmcılığı önemli bir fikir akımıydı. Bu düşünceyi benimseyen alimlerin, aydınların temel gayesi dağılmakta olan, emperyalistlerin kuşatması altında çaresiz görünen devleti kurtarmak, milletimizi selamete çıkarmaktı. Bunların çoğu Millî Mücadelenin içerisinde yer aldı, Ankara’yı destekledi. Günümüzde İslâmcılık ise fikir ve düşünce alanından uzaklaşarak siyasal bir ideoloji haline geldi. Temel değer olarak ümmeti esas alıyorlar. Milleti kavim ya da ırk milliyetçiliği kavmiyetçilik / ırkçılık olarak algılıyorlar; dolayısıyla millî değerlere, millî kültüre soğuk bakıyorlar. Millîci yanı ağır basan Mehmet Akif’i bile benimsemiyorlar.

İsmail Kahraman “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” tanımlamasının güzel bir örneği. “Esaret altında mıydık ki kurtuluş söz konusu olsun“ derken İstanbul’un 13 Kasım 1918‘den başlayarak 1922 Ekim’ine kadar süren acı dolu günlerini düşünmüyor. Milletin Meclisi’nin basılmasının, mebusların yakalanıp Malta’ya sürülmesinin, Şehzadebaşı karakolunda yataktaki askerlerimizin şehit edilmesinin, Padişaha ve hükümet üyelerine her vesileyle hakaret edilmesinin, Türklerin can ve mal güvenliğinin kalmayışının ne anlama geldiğini düşünmüyor. Belli ki ne Süleyman Nazif’in “Kara Bir Gün” makalesini, ne de Kemal Tahir’in “Esir Şehrin İnsanları” romanını, ne de Yakup Kadri’nin “Vatan Yolunda” isimli eserini okumamış. Büyük Zafer kazanılmamış olsaydı Yunan Kralı’nın Ayasofya’da taç giymeye hazırlandığını, işgal ettikleri Trakya’dan Lloyd George’u ikna ederek İstanbul’a girmek üzere beklediklerini de bilmiyor. Bunlar bir yana 26 Ağustos’ta Afyon’dan yürüyüşe geçen, 9 Eylül’de yani 14 günde İzmir’e gelen askerimizin çoğunun yırtılan çarıklarını ve elbiselerini bile değiştirmeye fırsat bulamadığından da haberi yok; askerimizin bu insanüstü çabasının, kaçan Yunan askerlerinin geçtikleri yerlerde sivil halka çok feci katliamlar yaptığını, şehir ve köyleri yaktıklarını bu korkunç mezalimin İzmir’de de yaşanmasını önlemekten kaynaklandığını, günlerdir yarı aç durumda oldukları halde yemek molası bile vermediklerini düşünmeden “9 Eylül”ün kurtuluş günü olarak anılmasını eleştirebiliyor. Mütedeyyin bir insanın Millî Mücadele döneminde Türk ve Müslüman ahalinin yaşadığı büyük sıkıntılara, acılara bu derece duyarsız kalmasına siyasi bağnazlık demenin ötesinde bir ad bulamıyorum. “…Müstevliler geldiler, istediklerinin kat kat fazlasını alıp gittiler.“ hükmünü İsmail Kahraman gibi Devletin çok önemli makamlarında bulunmuş bir insana yakıştıramıyorum. İlkokulu bile bitirememiş sokaktaki cahil bir insan bile, alaya alınmaktan çekinerek böylesine kesin hükümler vermekten kaçınır. Devlet-i Aliye’nin idam fermanı anlamına gelen Sevr’in uygulanmasını kimlerin ve nasıl engellediğini, galiplerin nasıl olup da Lozan’da barış masası kurmak zorunda kaldıklarını bilmeyen bir lise öğrencisi sınıfını geçemez. Ama bazıları bilgilerinin sığlığına rağmen nasıl oluyorsa adeta kanat takıyorlar, en önemli makamlara ulaşabiliyorlar, “akil insan” denilerek saygı görüyorlar, baş köşeye oturabiliyorlar.

Nuri GÜRGÜR 
Türk Ocakları Eski Genel Başkanı

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Kaybedeceği seçim Erdoğan'a böyle hediye edildi - 02 Haziran 2023
  • Ya demokratik cumhuriyet ya yolsuzluk cumhuriyeti - 24 Mayıs 2023
  • İktidara Kimler Gelirse Gelsin Türk'ün Ülkü, İlke Ve Hedefleri Değişmemelidir - 17 Mayıs 2023
  • Milliyetçi seçmene sözünüz nedir? - 08 Mayıs 2023
  • Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi: 3 Mayıs 1944 - 03 Mayıs 2023
  • Malum sen veya sarı sendikalar - 17 Nisan 2023
  • Ters Köşe - 05 Nisan 2023
  • Oyumu kime vereceğim? - 30 Mart 2023
  • Teyitli bilgi: Masayı Akşener devirmedi! - 04 Mart 2023
  • Eğer TSK ya görev verilseydi ve 17 Ağustos depremi örneği - 09 Şubat 2023
  • Sinan Ateş'i öldüren tetikçiyi kaçırmak için Bolu'da gerçekleşen esrarengiz buluşma - 07 Şubat 2023
  • Sinan Ateş cinayetinde çözülen düğüm - 02 Şubat 2023
  • Sinan Ateş soruşturması | MHP milletvekilinin olduğu eve giden polise tayin, savcının iznine uzatma; kilit isim Çep, arandığı dönemde evindeymiş! - 27 Ocak 2023
  • Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında neler oluyor; - 20 Ocak 2023
  • Suikast şeması - 12 Ocak 2023
  • Sinan Ateş'in şahadeti... - 03 Ocak 2023
  • Vefalı Türk Ve Örnek Müslüman Mehmet Akif - 30 Aralık 2022
  • Vaktiyle bir atsız varmış… Var olsun ! - 11 Aralık 2022
  • İyilik böyle mi emredilecekti? - 10 Aralık 2022
  • Amasra'daki maden ocağında yaşanan facianın düşündürdükleri - 05 Kasım 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 9
ilan.gov.tr
Gazete arşivi için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Köşe Yazarları
Öğretmenler Yeni Milli Eğitim Bakanını Tarif Etti
Kadriye Demirel (Eğitimci, Eğitim koçu)
Öğretmenler Yeni Milli Eğitim Bakanını Tarif Etti
Yaşar YENİÇERİOĞLU Meb Emk.Şb.Md.TES Eski Gnl Skr.
Yaşar YENİÇERİOĞLU Meb Emk.Şb.Md.TES Eski Gnl Skr.
Dizilerde Moğollar
Hatıralarda kaldı
Mehmet Karataş Ülkü-Bir Eski Gn.Bşk
Hatıralarda kaldı
Remzi ÖZMEN Kamu-Sen İst Başkanı
Remzi ÖZMEN Kamu-Sen İst Başkanı
Yiğidi öldür fakat hakkını yeme!
Ah Güllerim Ah
Namık Özer ERDOĞAN Atatürk Eğ.En.Eski Md.
Ah Güllerim Ah
Serdar Gündüz Şb. Müd. Liyakat-Sen Genel Seketeri
Serdar Gündüz Şb. Müd. Liyakat-Sen Genel Seketeri
Eğitim Yönetiminde İş Akış Şemalarının Kullanımı
Sedat DEĞER
Sedat DEĞER
9 Soruda Öğretmenlerin Zorunlu Hizmetten Sayılacak Süreleri
En çok canımı acıtan nedir bilir misiniz?
Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı
En çok canımı acıtan nedir bilir misiniz?
 İlham Aliyev'in tebrik mektubu
İhtiyar Abdal Karabağ Gazisi subay
İlham Aliyev'in tebrik mektubu
Fas Gezimizden Şafşavan ve Fes...
Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
Fas Gezimizden Şafşavan ve Fes...
Kaybedeceği seçim Erdoğan'a böyle hediye edildi
Misafir Yazılar
Kaybedeceği seçim Erdoğan'a böyle hediye edildi
Dördüncü ve en büyük tehlikeye dikkat!
Orhan KILIÇOĞLU
Dördüncü ve en büyük tehlikeye dikkat!
Türk Milliyetçiliği Yükselen Değerdir
Av.Faruk Ülker Ümraniye Türk Ocağı Eski Bşk
Türk Milliyetçiliği Yükselen Değerdir
Dr.Sakin ÖNER
"Türk" Ve "Atatürk" Süz Türkiye İsteniyor
Türkçülük
Ali Kemal Gül
Türkçülük
14 Mayıs seçiminin mesajı: Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını da Türk milliyetçileri inşa edecektir
Türk Ocakları'ndan
14 Mayıs seçiminin mesajı: Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını da Türk milliyetçileri inşa edecektir
Deprem İstanbul Atatürk Eğitimin yiğit ülkücüsü Halit Dalar'ı bizden aldı.
Şerife Güven
Deprem İstanbul Atatürk Eğitimin yiğit ülkücüsü Halit Dalar'ı bizden aldı.
O Bahar Gelecek
Av.Alev SEZEN M.A. Adli Bilimler Uzmanı
O Bahar Gelecek
Çok Okunan Haberler
MİT'e alacağız yalanıyla hayat karartan iki yüz karası okul müdürü meslekten ihraç edildi
MİT'e alacağız yalanıyla hayat karartan iki yüz karası okul müdürü...
Yeni milli eğitim bakanına 41 maddelik
Yeni milli eğitim bakanına 41 maddelik "to do lıst" önerisi
İlk ve ortaöğretim bursluluk sınavları başvuruları alınmaya başladı
İlk ve ortaöğretim bursluluk sınavları başvuruları alınmaya başladı
Ana Sayfa
GÜNDEM
KAMU
SENDİKA
DÜNYA
EKONOMİ
SİYASET
MEVZUAT
TÜRK DÜNYASI
EĞİTİM
MEMURLAR
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • EKONOMİ
  • KAMU
  • MEMURLAR
  • MEVZUAT
  • SENDİKA
  • TÜRK DÜNYASI
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim