''104 Amiralimizin, Montrö Sözleşmesi'ne dikkat çeken ve bu konuda haklı endişelerini dile getiren görüşleri bir darbe çağrısıymış gibi servis edilerek, geçmişin Balyoz- Yakamoz- Ay ışığı, Sarıkız, Poyrazköy gibi kumpaslarına bir yenisi daha eklenmek istenmektedir.''
Lâkin bu kirli emelleri daha ilk günden boşa çıkarak hevesleri kursaklarında kalmıştır. Cumhurbaşkanının Montrö’nün önemi konusunda ki açıklamaları 104 Amiralimizin haklılıklarının tescili mahiyetinde olmuştur!’
BU YAZIM;
Amirallerimize ‘’Fetöcüler- Darbeciler- Darbe kalıntıları- Vesayet artıkları’’ gibi iğrenç yakıştırmalarda bulunan ve linç kampanyası başlatan medyadaki mâlüm ve müseccel kargaların okumaları içindir!
Askere düşmanlık,
Düşmana uşaklıktır.
(Atatürk)
Unutmasınlar ki, ordusu olmayan bir milletin haysiyeti ve şerefi çiğnenir, karısı- kızı ve gelini işgâl Kuvvetleri askerlerince gözleri önünde defalarca tecâvüze uğrar ve de kendilerine seyrettirilir. Belki de birileri bundan hoşlanıyor olabilirler.
Türk milleti, ordu millettir.
Türk Ordusu, devlet kuran bir ordudur.
Binlerce yıllık Türk tarihi içinde kurulan sayısız Türk devletinin hemen hepsi Türk Ordusu tarafından kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kuruluşunda da bu gelenek bozulmamış ve bu son devletimizi de Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün önderliğinde İstiklâl Savaşını kazanan şanlı Türk Ordusu kurmuş, koruyup kollayarak da günümüze kadar yaşatmasını bilmiştir.
Türk Ordusu, Türk milletinin omurgasıdır ve Türk milleti bu omurgası sayesinde ayakta kalabilmiştir.
Muvazzafı ve emeklisiyle Türk Ordusu bir bütündür, çünkü Türk, asker doğar, asker ölür.
Bu topraklar üzerinde Türk milletinin varlığını, Türk Devletinin hükümranlığını asla içlerine sindiremeyen dış güçler ve onların soy özürlü yerli piyonları saldırı ve iftiralarla işe önce Türk milletini ve Türk Devletini ayakta tutan omurgasından başlamışlardır. Bu omurganın adı Türk Ordusudur.
Türk Ordusu, MÖ. 209 Yılında METEHAN tarafından kurulmuş olup, tam 2230 yıldan beriye kazandığı üstün zaferleriyle dünyayı önünde diz çöktürten, nice mağrur ordulara baş eğdirten bir mübarek ordunun adıdır ve Türk milletinin en büyük şerefidir.
Malâzgirt Meydan Savaşında Anadolu’nu kapılarını Türk’e ardına kadar açan ordu bu ordudur.
İstanbul’u alarak ÇAĞ AÇIP, ÇAĞ KAPAYAN ordu bu ordudur.
Çanakkale Boğazının karanlık sularını yedi düvele mezar eden ordu bu ordudur.
9 EYLÜL 1922 de düşmanları İzmir’den denize dökerek Türkiye Cumhuriyetini kuran ve bugünlere taşıyan ordu bu ordudur ve bu ordu Türk’ün veli nimetidir.
BU ORDUYA DÜŞMAN OLABİLMENİN TEK ŞARTI VARDIR!
Bu şart nedir diye sorulacak olursa;
Bu değişmeyen şart, İzmir’den denize döktüğümüz palikaryaların gözden kaçarak içimizde saklanan torunlarından olmaktır.
Türk milletinin varlığına son vermek isteyen bedbahtlar bu omurgaya ilk kazmayı Ergenekon Davasıyla vurmuşlar ve daha sonra ise, Balyoz- Yakamoz- Ay ışığı, Sarıkız, Poyrazköy gibi kazmaları ardı sıra vurmaya başlamışlardır.
104 Amiralimizin Montrö’ye dikkat çeken ve bu konuda endişelerini dile getiren görüşleri bir darbe çağrısıymış gibi servis edilerek, Balyoz- Yakamoz- Ay ışığı, Poyrazköy gibi kumpaslara bir yenisini daha eklemek istemişler, lâkin bu kirli emelleri daha ilk günden boşa çıkarak hevesleri kursaklarında kalmıştır.
Türk milletinin omurgası olan Türk Ordusuna vurmaya çalıştıkları bu kazmalarıyla, pek yakında kendi mezarlarının kazılacağını bilmelerini isteriz ve buradan kendilerine bir kez daha hatırlatırız.
ORDU DÜŞMANLARI, NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU’NA KULAK VERSİNLER;
Aylardan Ağustos, günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel iklim-i Rum’a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah… Bismillah… Allahuekber.
ŞAYET YİNE DE ANLAMADILARSA, BU SEFER, YAHYA KEMÂL’E KULAK KABARTSINLAR;
‘’Şu kopan fırtına Türk Ordusudur Yâ Rabbi
Senin uğrunda ölen ordu budur Yâ Rabbi
Tâ ki yükselen ezanlarla müeyyed nâmın
Gaalib et, çünkü son ordusudur İslâm’ın.’’
Tanrı Türk’ü korusun ve yaşatsın
Ne Mutlu Türk’üm Diyene
Varlığım Türk varlığına armağan olsun
Toprak, su ve Türk, bu üçünden ürk!