Pandemi nedeniyle ara verilen bir önceki Eğitim ve Öğretim yılına göre okulların açık olması öğrenimin aralıksız devam etmesi, ayrım yapılmadan tüm eğitim çalışanlarına başarı belgesi verilmesi elbette sevindiriciydi. Özellikle Mesleki Eğitim açısında sevindirici gelişmeler gözlendi. Peki, beklenti neydi?
Her şeyden önce hala proje okullarındaki idareci atamalarında, idareci atamalarında olduğu gibi Milli Eğitimde benim adamım dönemi artık bitmeli, iş ehline verilmeli, liyakat ve ehliyet esas alınmalıydı. Ne yazık ki bu konuda bir arpa boyu alınamadı. Ayrıca kimi okul türlerinde sınıf mevcutları 10-15 civarındayken kimilerinde 40-50 civarındadır. Öğretmen atama kontenjanları bu yıl oldukça sınırlı kaldı. Bu anlamada da hiçbir gelişme olmadı.
Erdemli nesiller yetiştirmek işin esası olmalıdır. Siz iyi insan yetiştirmediğiniz sürece hangi teknolojiyi geliştirirseniz geliştirin faydalı kullanamazsınız. Onun için önce riyadan, gösterişten uzak kendi değerleriyle barışık, hür düşünceli, toplumuna hakim değil hadim olan nesiller yetiştirmelisiniz!..
Elbette Milli Eğitimde iyi işler yapmak, bu vatanın evlatlarına hizmet etmek, geleceğe donanımlı nesiller yetiştirmek hepimizin görevidir. Fakat bunu yaparken gerçekten öze dönük, iş olsun değil yaptığımız her işin hakkını vererek bu hareketler reklam kokuyor dedirtmemek gerekir.
Geçen yıllara göre bu yıl ne tür farklılıklar vardı veya ne tür gelişmeler oldu diye sorarsanız bunun için çok düşünmemiz gerekir. Çünkü Pandemi öncesine göre değişen çok şey vardı, değişen hiçbir şey yoktu. Belki bu söylem size garip gelebilir. Bunun için ne demek istediğimizi birkaç cümle ile açıklamak istiyorum.
Bu eğitim ve öğretim yılında birçok idareci ve öğretmenin gösterişe fazla önem veren bir döneme girildiğini bazı işlerin kâğıt üzerinde yapıldı gösterildiğinden dert yandığına çokça şahit olduk.
Her şeyden önce daha çok proje yapın dayatmalarının sırf denilen yapılsın ya da sayı artsın diyerek desinler için kâğıt üzerinde adı proje ancak aslında proje olmaktan uzak birçok işe imza atıldığına şahit olduk.
Bazı meslek liseleri gerçekten de üretim yaptılar, ancak bazıları ise örneğin dışarıdan milyonlarca maske satın alıp biz bu maskeleri ürettik dediklerine şahit olduk. Ne yazık ki bazıların da daha sonra dolandırıldıklarını gördük.
Okullarda kütüphane kurduk denildi ancak birçok okulda öğrencilerin evlerindeki kitapları dahi sisteme kaydedilerek okullar kitap zengini gösterildi.
Yeni ana sınıf açtık diye Piktes kapsamında var olan anaokullarında açılan ana sınıfları yeni anaokulu açılmış gibi takdim edildi.
Özellikle okul müdürleri sık sık ilçe dışı hizmet içi eğitim semineri adı altında toplantılara çağrıldı, olan bu yöneticilerin zamanına ve yakıt paralarına oldu hiçbir verim alınamadı. Tabi bu arada okullarda işler aksadı.
Belki iyi niyetle bir şeyler yapın, yaptığınızı gösterin, deniliyor. Örneğin okul müdürü ve okulun öğretmenleri sağlık için yürüyoruz projesi yapın. Tamam, yaptık denilip yazı gönderildi. Peki, yapıldı mı? Kesinlikle hayır!.. İşte bu ve benzeri dayatmalar arttıkça ortada samimiyet kalmıyor. Sonra ne mi oluyor? Karşımıza aman kağıt üzerinde bir şeyler yapalım bunların seslerin keselim diyen bir anlayış çıkıyor.
Ne yazık ki bu dayatmaların sonucunda dalkavuklaştırma artıyor ve desinler için işleri mış gibi yapılmaya başlanıyor. Ortada samimiyet kalmıyor. İşte bizim de çok şey yapıldı ancak hiçbir şey yapılmadı demekten kastımız tam da budur!. Bu duygularla 2021-2022 Eğitim ve Öğretim yılının sağlıklı bir şekilde geçmesinde emeği geçen başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına teşekkür eder herkese iyi tatiller dileriz.