Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakan Yardımcısı sayın Ömer Faruk Yelkenci yaptığı açıklamada 4+4+4 sisteminde bir değişikliğin olabileceğini söyledi. Bize göre geç kalınmış bir çıkıştır. Ancak nasıl bir değişiklik tasarladıklarını da doğrusu bilmek isteriz. Yine iki aklı evel Ankara’da karar verip biz böyle istedik diyerek işleri daha da karmaşık hale mi getirecekler, yoksa bu mesele uzun uzadıya eğitimin tüm paydaşlarının görüşleri de alınarak tartışılıp ondan sonra mı karar verilecek.
Türkiye 4+4+4 sistemine girmeden önce yanlışıyla doğrusuyla belki de en kapsamlı çalışmayı yapan o günler için Eğitim Gönüllüleri Platformu olmuştu. Eğitim Bir’Sen’in ve Türk Eğitim Sen’in de içinde yer aldığı bu platform 2011 yılının başlarında Sayın Zekeriya Erdim’in daveti üzerine kuruldu ve koordinasyonu o sağlıyordu. Bugün her alanda söz sahibi vakıf ve dernekler olduğu gibi sonradan dahil olanlarla birlikte 40’ın üzerinde STK bu toplantılarda başkan düzeyinde temsil ediliyordu. Türk Eğitim Sen’i temsilen ben katılmıştım. Bazen karşılıklı sert tartışmalarımız olduğu da oluyordu. Buna rağmen bu STK' lara misafir olunuyor sırası gelen STK toplantılara ev sahipliği yapıyordu.
Farklı dünya görüşleri olmasına ve zaman zaman sert tartışmalar olmasına rağmen çoğunluğun önerisi kabul görüyor ve o ay alınan kararlar e posta ile bizlere gönderiliyordu. Aynı yılın Kasım ayının on birinde Ensar Vakfına konuk olmuştuk. Toplam 23 madde bu toplantı tutanağına girmişti ve bu tutanağın 6. Maddesinde Eğitimin 2+5+3 şeklinde uygulanmasının doğru olacağı kanaatine varılmıştı. 7.Maddede Mesleki Eğitimin yaygınlaştırılması vardı. Toplantı tutanaklarımız Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçerler’e Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan Bey’e ve tüm paydaşlara gönderilecekti.
Sonuçta ne mi oldu? Kim dedi, ne dedi, nasıl dedi veya etkili oldu bunu bilmemekle birlikte yanılmıyorsam Aralık ayında İstanbul Ticaret Odasında Sayın Ömer Dinçerler bizlerin de olduğu toplantıda kürsüye çıkarak 4+4+4 ün eğitim camiasına ve ülkemize hayırlı olsun konuşmasıyla şaşırmıştım. Çünkü bu beklediğimiz bir karar değildi. Ne yazık ki şaşıran biz olurken alkışlayanlar da birlikte bir yıl mesai harcadığımız yol arkadaşlarımız olmuştu. Onca gün ve zaman toplantılara katılmaya mı yanalım, ateşli tartışmalarda kırılan kalplere mi yoksa bizim emeğimizi yok sayıp birlikte yürüdüğümüz halde arkamızda iş çevirenlere mi yanalım.
İşte o gün 4+4+4 e alkış tutanlar çok geçmeden bunun ne kadar yanlış olduğunu mırıldanmaya başladılar. Özellikle 4 yıllık eğitimden sonra orta okula başlayınca, liselere milyonlar yığılınca, meslek eğitimi tamamen pratik yapmaktan çıkınca ve gençliğin ne yazık ki her gün biraz daha kayboluşu görülünce şimdi yeniden çareler aranmaya başladı. Çünkü bugün geçmişi aratır oldu.
Sonuç olarak ortak aklın ürünü olmadan, eğitim bakan politikasından kurtarılıp devlet politikasına dönüşmeden, iş ehline sorulmadan ve ehline teslim edilmeden bu işlerin düzelmesi mümkün değildir. Bugüne kadar ki uygulamalar hayal kırıklığı olsa da umarım bu sefer iş aceleye getirilmez, tartışılır konuşulur mutabakat oluşur ve ortak kararla doğru bir sonuca varılır.