Hatırlarsanız Ağustosun 12 sinde işçilerle yapılan görüşmede ilk altı ay için %12 ikinci altı ay için % 5 lik bunun kümülatif %21 tekabül ettiği söylendi ve adına güzel zam denildi ve işçinin taban aylığı 4100 lira oldu. Daha sonra Memurlarımızla yapılan toplu görüşmede ilk altı aylık için % 5 ikinci altı aylık zam için de %7 verildi ve yetkili sendika bunun için de iyi zam aldık dedi. En son geçen yıl 2890 lira olan asgari ücret 16 Aralık günü açıklandı ve 4253 lira olarak belirlenmiş oldu ve vergi dışı bırakıldı.
Kuşkusuz bu artış her şeyden önce işçilerin ve memurlarımızın yaptığı anlaşmaların yetersiz olduğunu iki kesiminde ön görüden uzak bir anlaşmaya imza attıkları gerçeğini gün gibi ortaya çıkarttı. Çünkü işçinin taban aylığı olarak belirlediği 4100 lira asgari ücretin de altında kaldı. Memur için zaten söylenecek bir söz yok çünkü geçmiş dönemde asgari ücretin üç katı olan maaşları asgari ücretle denkleşmiş durumda.
Peki, memurun beklentisi nedir? Alanda şunu açıkça görüyoruz memur öyle enflasyon farkı rakamlarıyla tatmin olmayacaktır. O alım gücünün ne kadar düştüğünün farkındadır. Yalnızca Temmuz ayında % 17 tam olmasa da buna göre maaş aldıklarını var saysak bile memur Kasım ayında %21.3 olan enflasyona karşı 4.3 puan yoksullaşmıştır. Yıllardır biriken bu yoksulluk alım gücünü iyice düşürmüştür. Her Ocak ve Temmuz ayında memuru enflasyona ezdirmeyeceğiz edebiyatı yapan yetkililer tam anlamıyla memuru ezmiştir.
Rakamlar yalan söylemez. En düşüğünden hesaplarsak bile 2010 yılında Asgari ücretin üç katına yakın maaş alan memur bugün neredeyse asgari ücret düzeyinde maaş almaktadır. 2010 yılında çıplak maaşıyla 14 çeyrek altın alabilen memur bugün 5 çeyrek altın alabilmektedir. 2010 da çıplak maaşıyla 980 dolar alabilen memur bugün 450 dolar alabilmektedir.
Peki, bunun bir de gıda boyutuna bakalım. 2010 da kilogramı 2 lira olan ekmek 2021 Aralık ayı itibariyle yaklaşık 13 lira olmuştur. Yani ekmek fiyatı 6 kattan fazla artmıştır. 2010 12.30 olan beş litrelik yağın fiyatı bugün en ucuz markasıyla 135 lira fark on kattan fazladır. 2010 yılında Süt bir litre sütün fiyatı 75 kuruş ila 1 lira arası iken bugün 9 liradır. Fark on kat. İstediğiniz gıda ve emtia ile karşılaştırın memur maaşlarında ciddi bir düşüş görürsünüz. Ayrıca 9/1 bir öğretmen 2010 yılında 1302 lira maaş alabiliyorken bugün 4700 lira maaş alabiliyor. Fark en kaba hesapla 3.5 kat diyelim. Diğer bütün temel ihtiyaçların fiyatı on kat ve üzeri artmışken memurun maaşı 3,5 kat artıyorsa alım gücünün ciddi anlamda düştüğünün resmidir.
Sonuç olarak dost acı söyler babında yukarıda rakamlarla ifade ettiğimiz gibi Ocak ayında memura ve emekliye yapacağınız %20 lik bir zam kimseyi tatmin etmez. Hatta yüzde ellilik bir zam dahi tatmin etmez. Ancak bir nefes aldırır. Buna göre adım atılması temennisindeyiz.
Ne yazikki memur yine teşekkür edilerek masada satıldı. Biz iş bırakmalıyız başkanım bedeli ne ise öderiz. Yeter artık sahada kimseye bu durumu anlatamıyoruz.