Bilindiği gibi Bakanlık 2024 yılında Yirmi Bin Öğretmen ataması yapılacak dedi ve süreç 20 Mayıs tarihi itibariyle başlamış oldu. Müracaat eden öğretmenler atanacak kontejanın 3 katı kadar puan üstünlüğüne göre 1 Temmuz itibariyle mülakata çağırılacaklar. Şimdiden bir telaş başladı ve acaba nasıl olacak sorusu mülakata girecek tüm adaya öğretmenleri ve yakınlarını sarmaya başladı. Haklı mıdırlar, sonuna kadar hakları vardır. Çünkü geçmişte yapılanlar yeniden gözümüzde canlandı.
2015 yılı idareci mülakatlarından önce dönemin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü M.Y’ ın yanına vardık ve haklı kaygılarımızı kendisine ilettik. Bize peki ne önerirsiniz diye sorduğundan adaletine güvendiğimiz şu il müdür yardımcıları ve ilçe müdürlerinini komisyonlarda görevlendirin. Belki o zaman adaylar güven duygusu içerisinde mülakata katılırlar diye öneride bulunduk. Akşam mülakat komisyonları yayımlandı ve bu arkadaşlar gerçekten listede vardı. Sabah listenin yeniden değiştiğini gördük. Nedenini sorduk. Ne yazık ki yerelde zinhar bizim uşaklardan başkası müdür olmayack diyenler Ankara’yı ayağa kaldırmış, onlar da hemen ili aramışlar. Malum yapıların önerdiği komisyonlarla bu mülakatı yapacaksınız diye baskı kurmuşlar.
Mülakatlar yapıldı ve sonuçlar açıklandı. Tam bir kıyım malum sendikanın üyelerine birileri üfürmüş hepsi uçmuş diğer adaylar yerde sürünüyor. Atamadan sorumlu İl Müdür Yardımcısı A.M ve atamadan sorumlu Şube Müdürü H.Y ikisinin kapısını çaldık. Aslında ikisinden de Allah korkusu zirveydi. İki sözlerden biri böyle başlar böyle biterdi. Ancak sonuç ortadaydı. Allah korkusu söz ile değil icraatla olurdu. A.M em küm etti fakat H.Y son derece pişkin bir şekilde biz adaletli bir mülakat yaptık demez mi? Tepkimiz sert olmasını olmuştu ancak sonuç değişmemişti. Buna benzer onlarca olay yaşadık. Okulların kapısına haksızlık afişleri astık, basın açıklamaları yaptık konuyu medyaya taşıdık, mahkeme kapılarını kendimize mesken yaptık, adaletin cenaze namazını kıldık, kendimizi siyaha boyarak bu ülkenin zencileri miyiz diye isyan ettik. Ne yaptıysak sonuç değişmedi. Ta ki Ziya Selçuk döneminde mülakat ve sınav puanı eşitlenince rahat bir nefes almaya başladık.
Bu yıl yapılan yönetici sınavlarında yine sınav puanı ve mülakat puanı müsavi verildi. Ancak yeni atanacak öğretmenler için yönetmelikte açıkça mülakat %50 sınav %50 hükmü konuldu. Efendim kimse kimseyi bilmeyecek, sınav adil olacak ve başka bolca süslü söz ifade ediliyor. Sen bunu küllahıma anlat diyor ya halkımız. Haklı mı, evet sonuna kadar haklıdırlar.
Sayın bakan sana kötü haberim var. Bu mülakatlardan dolayı şimdiden sağı solu aramaya başlayanlar oldu. Tepeden şu bakan, şu amirin, hatırlı dostun arayacak ancak sen zinhar olmayacak diyeceksin ha!.. Bu mümkün mü? Kimseye düşük puan vermezseniz bile bir kişiye bir puan dahi fazla vermiş olsanız hak yemiş olursunuz. Mülakatları yeniden gündeme getirmekle İl Müdürlerini, ilçe müdürlerini, sınav komisyonlarını hepsini ateşe attın sayoın Bakanım. Adil bir sınav yapsalar da ateşte yanacaklar, hak yeseler de ateşte yanacaklar. Tek farkla birinin ateşi hemen yakar ötekinin daha sonra.
Sonuç olarak; mülakatlar ne kadar düzenli yapılırsa yapılsın sınava girecek aday kazansa da kaybetse de kendisinde, yakınında bir soru işareti kalacaktır. Bu yüzden uyarıyor ve diyoruz ki; geçmişte yaşananlar göstermiştir ki bizde mülakat atteşten gömlektir ve siz bu gömleği giymeye heveslendiniz. Umarım birçok kişiyi yakmazsınız!..