Söylemleriyle dini referans almış iktidarın ilginç siyasi davranışlarına bakıldığında ne söylenmeli diye düşündüm;
*
Müslüman bir siyasetçi olduğunuzu söylüyorsanız;
Bir yerde birileri fitne ateşini yakmışsa o ateşe benzinle değil, su ile gitmek olacaktır.
Müslüman, ateşi körüklemek isteyen bir anarşist ve terörist değil, ateşi söndürmek isteyen bir itfaiye kahramanıdır. Müslüman, suçluların hıncını masumlardan alan bir zalim olamaz. Müslüman, bir Türkün suçundan bütün Türkleri, bir Kürdün suçundan bütün Kürtleri cezalandıramaz. Müslüman, terörist olamaz, vandalist olamaz.
Patlamaya hazır bir bomba haline gelmiş bir toplumun yöneticileri ve siyasileri bombanın pimini çekmeye benzeyen konuşmalardan uzak durmalı, teskin edici konuşmalar yapmalıdırlar.
80 milyonu aşmış insanımıza sadece sözle değil, eylemle de kucak açılmalı. İnandığımız Allah ve onun âlemlere rahmet peygamberi nasıl rahmetinden inananı ve inanmayanı faydalandırıyorsa, yöneticilerimiz de 80 milyona öyle muamele etmelidirler. Akan kanı durdurmak, gerilimi dindirmek isteyenler, hiçbir kimseye ve kesime çeşitli adlar takarak, yaftalar yapıştırarak, karalamalar yaparak ötekileştirmemelidirler.
*
Uğruna savaştığınız şu dünya, ölünce sizin olmadığını anlayacaksınız. Mülkün sahibinin Allah olduğunu göreceksiniz. Sizin olmayan bir dünya için yaktığınız canların hesabı size sorulduğu zaman, ne diyeceksiniz, saklanmak için delik arayacaksınız ama bulamayacaksınız. Cehennemin dibine atıldığınız zaman, “fani dünya ve fani hevesler için bir sürü canı yakmanın, birçok gönlü kırmanın hiç gereği yokmuş, eyvah, eyvah ki eyvah diyeceksiniz ama bu eyvahların da işe yaramadığını göreceksiniz. Öyleyse gelin hep beraber, yeniden Müslüman olalım, Müslüman gibi yaşayalım, Müslüman gibi dürüst duruş sergileyelim. Kırıp dökmekten vazgeçelim, kardeş olduğumuzu hatırlayalım, kırıp döktüklerimizden helallik isteyelim ve Müslüman ölelim. Yüce Yaratıcı da bunu istiyor zaten:
*
İbadetleriyle Müslüman olduğunu gördüğümüz siyasilerimizin, yöneticilerimizin samimiyetlerini test etmek seçmenin asıl görevi olmalıdır. Çünkü demokratik sistemlerde asıl patron seçmendir.