Benliğime yenik düştüm,
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Günahlarla yandım, piştim;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Sahip olmadım dilime,
De ki ne geçti elime?
Bir şey kalmadı ölüme;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Hata, isyan dizi dizi,
Kayıp ettik “milli izi”,
Zora koştuk kendimizi;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Cilvesine, cilasına,
Kahvesine, elasına,
Kaldık dünya belasına;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Gül dalına baykuş kondu,
Yüreklerde sevgi dondu,
Aklımız şeytana kandı;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Dost kadrini bilemedik,
Muhabbetle gülmedik,
Hakkı hakça bölemedik;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Göçüp gitti kalpten huzur,
Arzular, iflasa hazır.
Yetiştir yardıma Hızır,
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Kara sevda hara gitti?
Âşık da, mâşuk da yitti.
Yâr yârini derde itti,
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Varlı güvendi varına,
Tosladı nefs duvarına.
Neler bıraktık yarına?
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Üvey bildik özden özü,
Dinlemedik büyük sözü,
“Bozuk ayar” çaldık sazı;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Aldandık köşke, saraya,
Kimi kul oldu paraya.
Davayı verdik kiraya,
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Acı gerçek gitmez hoşa,
Liyakatsiz geldi başa;
Feryat-figan etsek boşa;
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Anlatması dile kolay!
Bölücüyle düğün, halay,
“Türkü’m” demek ise, “olay”!
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Ahir zaman ahvali mi?
Ruhun cinnetlik hâli mi?
“İt Ömer” şimdi "Vali"mi?
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
Niyazkâr’ım erdin kışa,
Ecel gelse bakmaz yaşa,
Tövbe eyle, gelme tuşa!
Affet Rabb’im! Küsme gönlüm.
(Niyazkâr)