• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • KAMU
  • SENDİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • MEVZUAT
  • TÜRK DÜNYASI
  • EĞİTİM MEMURLAR
  • Ara
SON DAKİKA:
00:43
Türk Eğitim Tarihinin en büyük kıyımının mimarı Yusuf Tekin Bakan yapıldı
00:33
Erdoğan yeni bakanlar listesini açıkladı
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Köşe Yazarları
  2. Misafir Yazılar
  3. Tarihi Rahat Bırakın “Tarihçiler”
25 Ocak 2020 - 13:34

Tarihi Rahat Bırakın “Tarihçiler”

25 Ocak 2020 - 13:34
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Tarihi Rahat Bırakın “Tarihçiler”
Misafir Yazılar
Misafirin Sözü

 


Tarih bilimi sosyal bilimlerin ağır taşlarından birisidir. Dilbilim ile birlikte ait olduğu toplumun tüm kültürel kökenlerini içinde barındırır ve mevcut yaşamın olmazsa olmazlarındandır. Bir tanıma göre “geçmişin kaydı değil gelecek için bir arşiv” olan tarihin önemine değinmeye kimi zaman gerek dahi duyulmamaktadır. Çünkü belleksiz insan ne ise belleksiz toplum da aynıdır. Bunun bilinciyle olsa gerek Türkiye Cumhuriyeti yükseköğreniminde hemen her üniversitede tarih bölümü bulunmaktadır. Devlet üniversitelerinden örgün öğretimde 93 üniversitede 94 adet tarih bölümü bulunmakta, kontenjan sayıları 103-41 aralığındadır. Yine devlet üniversitelerinde kontenjan sayısı 103-41 aralığındaki ikinci öğretim sayısı da 59 adettir. 15 adet vakıf üniversitesinde ve yurtdışında bulunan 5 üniversitede tarih bölümü bulunmaktadır. Açıköğretime bakarsak, İstanbul Üniversitesi’nde 1025, Anadolu Üniversitesi’nde 2563 kontenjanlı tarih bölümleri vardır.

Peki, bu öğrencilere ne oluyor? Bu, konumuzun dışında olsa da genelinin polis veya işsiz kaldıkları bilinmektedir. Bu irdelenmeye değer bir başka konudur. İşin içinde bir de çok hazin bir tablo daha var. Yalnızca tarih bölümünde değil tüm bölümlerde yaşanabilecek hazin bir tablo; ölümler. Bu ölümler aslında acı bir gerçeği daha saklamaktadır. Zira bu yetişmiş kesim önce ruhen ölmektedir! Çünkü etraftan gelen bilinçli ya da bilinçsiz baskılar ve buna zorlu yaşam koşulları eklenince onları intihara daha çok meyilli hale getiriyor. Kontenjan sayılarının neredeyse 80-90 arası olduğu görülüyor ve bunlar yıllar yılı değişkenlik gösterdiğinden veyahut bölümü bırakanlar/bırakmak zorunda kalanları da çıkardığımızda ortaya korkunç bir sayı çıkıyor…

Yeniden sorunsalımıza dönersek, bu mezunların hepsi “tarihçi” mi oluyorlar? Bu durum hem tahmin edileceği üzere hem de açıkça görüleceği üzere olanaksızdır. Çünkü ülkedeki tarih bölümlerinde genel ilkelerin başında milliyetçi/milli değerlere/milli kültüre ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir nesil yetiştirme geliyorsa da büyük bir sıkıntı yaşanmaktadır. Ülkede neredeyse basının kaçamak sözcüğü olan “karşıt görüş” sıfatına sığınmış, milli şuura aykırı düşünen birçok tarih mezunu bulunmaktadır! Ayrıca konumuzun ana temasını oluşturan nitelikli mezun kısmını da unutmamak gerekir. Soruyorum size, bu kadar çok mezun veren bir bölüm, ki vaatleri arasında gizli işsizlik bulunmakta, nitelikli bir öğretim gerçekleştirebilir mi? Ben size içeriden bilgisini vereyim: kocaman bir hayır! Ben dâhil tarih bölümü mezunları kesinlikle tarihçi değillerdir. Bunu idrak ettiğimiz vakit, eksikliklerimizi gördüğümüz vakit, nitelikli öğretime bir adım daha varmış olacağız.

Şimdi işin bir başka boyutu daha var. Birçok eksiğiyle mezun olan bizlerin yanında bir de tek belge gördükten sonra – hatta gariptir belge bile görmeden ortaya çıkanlar da bulunmakta – ortaya tarihçi kimliği ile atılanlar bulunmaktadır. Bakınız, sosyal bilimler özellikle bizim toplumumuzda gerçekten çok büyük ilgi uyandıran bir alandır. Alan demekte bir gariplik yoktur nitekim toplum arasında yapılan tarih genellikle bilimsel olmamaktadır. İşte bu noktada bizim bakmamız gereken bir karşılaştırma bulunmaktadır. Öyle ki toplumumuzda bir resmi tarih – popüler tarih anlayışı çekişmesi var. Popüler tarih yukarıda belirttiğimiz tarih biliminin ağır bir taş olmasının altında ezilmektedir. Çünkü sanılanın aksine popüler tarihle ilgilenen büyük bir kitle, kalemini siyasal rüzgâra göre oynatmaktadır. Resmi tarih anlayışına popüler tarih alanından büyük suçlamalar atılagelmektedir. Bu suçlamalar bitmeyecek gibi gözükmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, resmi tarih anlayışının her ne kadar bilimsel nesnellik kuralına aykırı yanları bulunabilirse de bilimsellikten kopan bir tarih anlayışı popüler tarih anlayışına nazaran pek görülmez. İşte bu nokta yapılabilecek karşılaştırmayı, örneğin bir hukukçunun asla karşılaşmayacağı bir soruyla örneklendirebiliriz. Tarih mezunu bireyin popüler kültürde işlenen karşıt tarih görüşü üzerine bir soruyu yanıtlarken genellikle karşı karşıya kaldığı suçlama, resmi tarihi öğrendiği, ki buradaki atıf yalan tarihtir, gerçekleri bilmediği yönündedir. İşte bu ilginç varsayım toplum nazarında ilgi ve kabul görüyor. Oysaki 4 yıllık “nitelikli” ve bilimsel bir lisans eğitimi alan tarih mezunu öğrencinin yanıtına bu söylemle karşı çıkmak abesle iştigaldir. Nitekim bir hukuk mezunu öğrencinin verdiği yanıta “hayır size yanlış öğretmişler, siz resmi hukuk öğreniyorsunuz bu öyle değil böyle” dediğinizde ne kadar komik duruma düşüyor iseniz, tarih mezunu bir bireye vereceğiniz temeli olmayan atıflarda da komik duruma düşmüş oluyorsunuz. Bizim toplum olarak sosyal bilimlerden en çok bilgi kirliliğine sahip olduğumuz “alan” tarih olsa gerektir. Böyle bir örneklemin asla hukuk ve tarih bilimlerini karşılaştırma için yapılmamış olması da bilinmelidir. İki bilimin de kendi gerçeklikleri ve kuralları içinde değerlendirilmesi gerektiği aşikârdır. Ancak toplumumuzda maalesef, spor ve siyasetten sonra en çok ahkâm kesilen alan tarihtir. Örnek yalnızca buna atıf yapmak içindir. Ayrıca kendi tarihini kendi tarihiyle kavga ettiren bir başka millet var mıdır bunun sorgulanması gerekmektedir.

Buraya kadar tarih bölümü açısından bakılsa da unutulmaması gereken bir diğer nokta, lisans/yüksek lisans/doktorada tarih bilimi ile ilgilenmeyen veya başka bir sosyal bilim dalında olan kimi kişiler gerçek bir tarihçi hatta çoğu tarihçi geçinenden daha nitelikli bir tarihçi olabilmektedir. Örneğin aslen bir edebiyatçı olan Hüseyin Nihâl Atsız’a veya güncel olarak, gazeteci olarak tanınan Murat Bardakçı’ya kim tarihçi sıfatını uygun görmez? Bu noktayı gözümüzden kaçırmadan tüm değerlendirmeleri bir daha irdelemek yerinde olur.

Tarihçi unvanı Turan’lara, Togan’lara, Uzunçarşılı’lara, İnalcık’lara, Köprülü’lere, Ortaylı’lara, İnan’lara, Kafalı’lara ve daha birçok aydın bilim insanına verilir. Tarihçilik, yani bilimsel tarihçilik anlayışıyla hareket eden bir bilim insanı veya aydın dışında artık günümüzde adının önünde tarihçi yazan birçok zat-ı muhtereme seslenmek istiyorum: Tarihi rahat bırakın “tarihçiler”!

Ramazan Yaman(Türk Ocakları)

Yazarın Diğer Yazıları

  • Kaybedeceği seçim Erdoğan'a böyle hediye edildi - 02 Haziran 2023
  • Ya demokratik cumhuriyet ya yolsuzluk cumhuriyeti - 24 Mayıs 2023
  • İktidara Kimler Gelirse Gelsin Türk'ün Ülkü, İlke Ve Hedefleri Değişmemelidir - 17 Mayıs 2023
  • Milliyetçi seçmene sözünüz nedir? - 08 Mayıs 2023
  • Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi: 3 Mayıs 1944 - 03 Mayıs 2023
  • Malum sen veya sarı sendikalar - 17 Nisan 2023
  • Ters Köşe - 05 Nisan 2023
  • Oyumu kime vereceğim? - 30 Mart 2023
  • Teyitli bilgi: Masayı Akşener devirmedi! - 04 Mart 2023
  • Eğer TSK ya görev verilseydi ve 17 Ağustos depremi örneği - 09 Şubat 2023
  • Sinan Ateş'i öldüren tetikçiyi kaçırmak için Bolu'da gerçekleşen esrarengiz buluşma - 07 Şubat 2023
  • Sinan Ateş cinayetinde çözülen düğüm - 02 Şubat 2023
  • Sinan Ateş soruşturması | MHP milletvekilinin olduğu eve giden polise tayin, savcının iznine uzatma; kilit isim Çep, arandığı dönemde evindeymiş! - 27 Ocak 2023
  • Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında neler oluyor; - 20 Ocak 2023
  • Suikast şeması - 12 Ocak 2023
  • Sinan Ateş'in şahadeti... - 03 Ocak 2023
  • Vefalı Türk Ve Örnek Müslüman Mehmet Akif - 30 Aralık 2022
  • Vaktiyle bir atsız varmış… Var olsun ! - 11 Aralık 2022
  • İyilik böyle mi emredilecekti? - 10 Aralık 2022
  • Amasra'daki maden ocağında yaşanan facianın düşündürdükleri - 05 Kasım 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 9
ilan.gov.tr
Gazete arşivi için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Köşe Yazarları
Öğretmenler Yeni Milli Eğitim Bakanını Tarif Etti
Kadriye Demirel (Eğitimci, Eğitim koçu)
Öğretmenler Yeni Milli Eğitim Bakanını Tarif Etti
Yaşar YENİÇERİOĞLU Meb Emk.Şb.Md.TES Eski Gnl Skr.
Yaşar YENİÇERİOĞLU Meb Emk.Şb.Md.TES Eski Gnl Skr.
Dizilerde Moğollar
Hatıralarda kaldı
Mehmet Karataş Ülkü-Bir Eski Gn.Bşk
Hatıralarda kaldı
Remzi ÖZMEN Kamu-Sen İst Başkanı
Remzi ÖZMEN Kamu-Sen İst Başkanı
Yiğidi öldür fakat hakkını yeme!
Ah Güllerim Ah
Namık Özer ERDOĞAN Atatürk Eğ.En.Eski Md.
Ah Güllerim Ah
Serdar Gündüz Şb. Müd. Liyakat-Sen Genel Seketeri
Serdar Gündüz Şb. Müd. Liyakat-Sen Genel Seketeri
Eğitim Yönetiminde İş Akış Şemalarının Kullanımı
Sedat DEĞER
Sedat DEĞER
9 Soruda Öğretmenlerin Zorunlu Hizmetten Sayılacak Süreleri
En çok canımı acıtan nedir bilir misiniz?
Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı
En çok canımı acıtan nedir bilir misiniz?
 İlham Aliyev'in tebrik mektubu
İhtiyar Abdal Karabağ Gazisi subay
İlham Aliyev'in tebrik mektubu
Fas Gezimizden Şafşavan ve Fes...
Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
Fas Gezimizden Şafşavan ve Fes...
Kaybedeceği seçim Erdoğan'a böyle hediye edildi
Misafir Yazılar
Kaybedeceği seçim Erdoğan'a böyle hediye edildi
Dördüncü ve en büyük tehlikeye dikkat!
Orhan KILIÇOĞLU
Dördüncü ve en büyük tehlikeye dikkat!
Türk Milliyetçiliği Yükselen Değerdir
Av.Faruk Ülker Ümraniye Türk Ocağı Eski Bşk
Türk Milliyetçiliği Yükselen Değerdir
Dr.Sakin ÖNER
"Türk" Ve "Atatürk" Süz Türkiye İsteniyor
Türkçülük
Ali Kemal Gül
Türkçülük
14 Mayıs seçiminin mesajı: Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını da Türk milliyetçileri inşa edecektir
Türk Ocakları'ndan
14 Mayıs seçiminin mesajı: Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını da Türk milliyetçileri inşa edecektir
Deprem İstanbul Atatürk Eğitimin yiğit ülkücüsü Halit Dalar'ı bizden aldı.
Şerife Güven
Deprem İstanbul Atatürk Eğitimin yiğit ülkücüsü Halit Dalar'ı bizden aldı.
O Bahar Gelecek
Av.Alev SEZEN M.A. Adli Bilimler Uzmanı
O Bahar Gelecek
Çok Okunan Haberler
MİT'e alacağız yalanıyla hayat karartan iki yüz karası okul müdürü meslekten ihraç edildi
MİT'e alacağız yalanıyla hayat karartan iki yüz karası okul müdürü...
Yeni milli eğitim bakanına 41 maddelik
Yeni milli eğitim bakanına 41 maddelik "to do lıst" önerisi
İlk ve ortaöğretim bursluluk sınavları başvuruları alınmaya başladı
İlk ve ortaöğretim bursluluk sınavları başvuruları alınmaya başladı
Ana Sayfa
GÜNDEM
KAMU
SENDİKA
DÜNYA
EKONOMİ
SİYASET
MEVZUAT
TÜRK DÜNYASI
EĞİTİM
MEMURLAR
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • EKONOMİ
  • KAMU
  • MEMURLAR
  • MEVZUAT
  • SENDİKA
  • TÜRK DÜNYASI
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim