~~Önemli olan mahşere kadar sürecek olan bâki dostluklardır.
Arkadaşlıklar ise, dostlukların başlangıç safhasıdır ki çoğu zaman arkadaşlıklar dostluğa eremeden çeşitli sebeplerle son bulabilirler. Yüzlerce arkadaşı olan bir insanın, bunca arkadaşlarının içinden çoğu kez bir dostu bile olmayabiliyor.
Dost çok kıymetlidir ve çok zor kazanılır. Zor kazanılan dostu kolay kaybetmemek için; dosta karşı özen gösterip vefayı, dürüstlüğü, sadakati, cömertliği, merhameti ve nezaketi elden bırakmamak gerekir. Dost bulunca yapışmalı ve onu bir daha bırakmamalıdır.
Allah adına olan dostluklar, dostluğun zirvesidir, daim ve ebedidir.
Bir de ''TÜRK- İSLÂM POTASINDA'' eriyip yok olarak ortak ülküler etrafında birleşip, vatan, millet, ezan, bayrak ve dahası Türklük adına dost olmak vardır ki işte bugün böylesi dostluklara, her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Ananın çocuğunu boğduğunu, babanın oğlunu, kardeşin kardeşi öldürdüğünü duyabilirsiniz lâkin dostun dosta kıydığını asla duyamazsınız, dostluklar böyle muhkem birlikteliklerdir.
Halk arasında söylene gelen ''Dostluklar, pazara kadar değil mezara kadar sürmelidir'' diye bir söz vardır.
Benim içinse dostluklar;
Değil mezara kadar sürmek, asıl ve en önemlisi mezarda da devam ettirilmelidir ki dostluk bir anlam ve değer kazansın.
Buna ahiret kardeşliği, buna mü'minin mü'mine vefası denir.
Bu davranış gerçek ülkücülere has bir dostluk anlayışıdır ki buradan bir kere daha 5000 ülkücü şehidimizi ve binlerce dava arkadaşlarımı bir kez daha rahmetle anıyor, şu an okumuş olduğum bir FÂTİHA ve üç İHLÂS'tan hasıl olan sevabı aziz ve mubarek ruhlarına,gönderiyorum.
17 Haziran 2015
ORHAN KILIÇOĞLU