Devlet bugüne kadar çalışanlarını sınıflandırmış ve her bir sınıf için ayrı bir kanun yapmıştı. Söz konusu yıllar yılı işçiler sendika hakkına sahip oldukları halde memurların böyle bir hakları yoktu. Sendika işçilerimize çok büyük haklar kazandırmış ve bu konuda Üniversite mezunuyum ilkokul mezunu bir işçi kadar maaş alamıyorum serzenişlerini birçok memurdan duymuştuk. Ayrıca işçiler emekli olduklarında memurlardan çok yüksek ikramiyeler almaktaydılar. Peki buna rağmen insanlar neden memurluğu tercih ediyorlardı? Tek nedeni iş güvencesiydi. Yani memur yıllarca az maaş almaya, sendikasız kalmaya ki “hala toplu sözleşme ve grev hakkına sahip değildir” razı oldu. Ancak görünen o ki bu emekleri boşa gidecektir.
Devlet çalışan tanımını teke indirerek aslında çok büyük bir risk almaktadır. Kuşkusuz bu riskin en büyüğü ise devlet kültürünün bitmesi; bunun yerine hükümetin devlete hakim olması, memurun da hükümetin memuru olması tehlikesidir. Devlet memurunu bağlayan sorumluluk yükleyen en temel maddeler şunlardır.
1-Sadakat: Madde 6 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/1 md.) Devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasaya sadakatle bağlı kalırlar. Kimi memuriyetler ise Anayasa ya bağlılık yemini ile başlar.
Eğer yasa gerçekleşirse sadakati hükümete veya partisine gösterecektir.
2-Tarafsızlık ve devlete bağlılık: Madde 7 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/2 md.) Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, görevleri süresince siyasi düşünce, din, dil, ırk ayrımı gözetmezler. Görevlerini tarafsız bir şekilde yerine getirirler.
Eğer yasa geçerse tarafsızlık kalmayacaktır partiye ve zihniyete göre muamele kaçınılmaz olacaktır.
3- İtibar: Madde 8 – Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlariyle göstermek zorundadırlar. Bu nedenle yüz kızartıcı suçlar içerisinde bulunamaz rüşvet ve suistimal yapamazlar.
Eğer yasa geçerse itibar sıfırlanacaktır. Yalakalık ve uşaklık prim yapacaktır. Şahsiyetli kişiler devlette çalışamayacaktır.
4-Yurt dışında davranış: Madde 9 – Devlet memurlarından sürekli veya geçici görevle veya yetişme, inceleme ve araştırma için yabancı memleketlerde bulunanlar Devlet itibarını veya görev haysiyetini zedeleyici fiil ve davranışlarda bulunamazlar.
5-Mal bildirimi: Madde 14 – Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler. Böylece haksız kazancın oluşması ve görevi kötüye kullanmanın önüne geçilecektir.
Eğer yasa geçerse suistimaller artacak, yolsuz artacak, kısa yoldan köşe dönmeceler artacaktır.
6- Basına bilgi veya demeç verme: Madde 15 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/7 md.) Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu konuda gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli illerde valiler veya yetkilerce verilir. Bu maddeyle iş yeri mahremiyeti sağlanmasına çalışılmıştır.
Eğer yasa geçerse devlet diye bir şey kalmayacağı gibi mahremiyette olmayacaktır.
Sonuç olarak zaten erozyona uğratılan devlet kültürümüz tamamen bitirilecek yerine benim adamım senin adamın dönemi gelecektir. Eğer gerçekten büyük devlet olmak gibi bir amacımız varsa bunun olmazsa olmazı şahsiyet sahibi, kimsenin karşısında eğilmeyecek, makam mevki tamahı yapmayacak, yasa ve kanunların çizdiği çizginin dışına çıkmayacak, önce şahsına sonra devlete itibar kazandıracak onurlu insanlara ihtiyaç vardır.
Sonuçta eğer memurun iş güvencesi elinden alınırsa kaybeden devlet olacaktır.