Bilindiği üzere Cumhurbaşkanımız üç gün önce 15 000 sözleşmeli ve 10.000 de akademiye olmak üzere 25000 öğretmen alımını duyurdu. Akademiye alınacak olan öğretmenler ancak iki yıl sonra filen göreve başlamış olacaklardır. Hiç kimse onları bu rakama dahil ederek şişirme yapmasın. Yani önümüzdeki Eğitim ve Öğretim yılı için yalnızca On Beş Bin öğretmen alımı vardır.
87000 öğretmen açığının olduğu bir yerde 15000 öğretmeni almak elbette öğretmen açığını karşılamayacaktır. Çünkü bu atamaların göreve başlamaları en iyi ihtimalle eylül ayında olacaktır. Bilindiği gibi öğretmenlerin emeklilik dilekçeleri Haziran ayında alınmaktadır. O zamana kadar emekli olacak öğretmenleri de hesaba katarsanız öğretmen açığı kolaylıkla yüz bini bulmuş olacaktır. Bu şu demektir ki bu atamalar ancak açığın yüzde 15 i karşılanmış olacaktır.
Bu atamalarda iki önemli açmazı görüyoruz. Birincisi öğretmen atamalarındaki yetersizlik ikincisi kontenjan tercihleridir.
Atamadaki yetersizlikleri bir yana bir de alanlara alınan öğretmenler açısında büyük bir dengesizlik vardır. Söz gelimi İstanbul’un yalnızca dört ilçesi Arnavutköy, Sultangazi, Gaziosmanpaşa ve Eyüpsultan ilçelerinde 3240 öğretmen açığı vardır. Bu öğretmenlerin 2450 si sınıf öğretmenlerinden oluşmaktadır. Şimdi dağılıma bakalım. 15000 öğretmenin 4378 i sınıf öğretmeni 3087 si özel öğretim 1802 si Din Kültürü ve Ahlak 1321 i özel öğretim ve kalanı diğer branşlar. Bu rakamlara göre sınıf öğretmenliğine verilen sayılar oldukça yetersiz kalıyor.
Peki sınıf öğretmenliği neden önemlidir? Çünkü kültürümüzde ağaç yaş iken eğilir sözü var, var olmasına da ne yazık ki bunu idrak edecek bir eğitim yönetimimiz yoktur. Her şeyden önce ilkokul diğer adı temel eğitimdir. Çocuğun davranışlarının şekilleneceği yerdir. Birinci sınıfa henüz yeni başlamış bir yavrumuzu branşına bakılmaksızın hiçbir deneyimi olmayan bir ücretli öğretmene teslim edip ve bu öğretmene aylık 18000 lira ücret verirseniz nasıl bir verim bekleyebilirsiniz? Allah aşkına biraz duygudaşlık yapalım. Siz ücretli öğretmen olsanız daha dolgun bir ücretle ve sigortalı daimi bir iş bulsanız hemen ücretli öğretmenliği bırakmaz mısınız? İşte en sık yaşanan olaylardan bir budur. Ücretli öğretmeni okula bağlayacak hiçbir etken yoktur. Üstüne üstlük sigortası tam yatmıyor, nöbet ücreti alamıyor, bayram seyran okul tatil oluyor bir ücret verilmiyor. Neden daha iyi bir iş bulunca gitmesin ki?
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Bugün elinizin tersiyle kulağınızı tutuyorsunuz. Önceliğiniz sınıf öğretmeni ataması olmalıydı. Çünkü çocuk okula başlarken hem eğitilecek hem de temel becerilere sahip olacaktır. Bunları en mükemmel şekilde işleyecek öğreticiye ihtiyaç vardır. Her anlamda rol modeli olacak öğretmeni önemsemezseniz çocuklarımızı ve dolaysıyla geleceğimizi önemsememiş olursunuz. Eğitime bakışınızı sorgulatmış olursunuz. Bu yüzden eğer mutlaka ücretli öğretmen çalıştırmak istiyorsanız bu en son sınıf öğretmeni olmalıdır. Öğretmen atamalarında her zaman sınıf öğretmenliğini öncelemeli ve ilk sıraya almalısınız.