Seccade ne güzel ne gizemli bir kelime. Secde yapılan bez. Yaradana, yüce varlığa, kulun kula karışmadığı, müdahale edemediği, sana ait sınır.
Seccade dosttur insana, ne sırlarımızı muhafaza eder, ne sırlarımızı gözyaşı dökerek anlatmış, kapanmış, dua üstüne dua etmişizdir.Kimseye yakın olmadığımız kadar seccade bize yakındır. Günde beş vakit yüz süreriz.
Yüce Rabbim Kuranı Kerimde pek çok ayetinde, Bana şirk koşmayın, Namaz kılın, Zekat verin, yoksula yardım edin buyuruyor.
Dua müminin silahıdır, buyrulur.
İsrail Oğulları(Yahudilere) Rabbim sizden dua ve gözyaşını kaldırdım, buyurur.
Dua ve gözyaşı ruhun kirden arınması, sakinleşmesi, sıkıntısının, yürek daralmasının geçmesi demektir.
Demekki mutlu olmanın sırrı seccadenin alnımızı öpmesi, bizim derdinizle hemhal olması, sırrımıza vakıf olmasıyla mümkün. Tüm nefsani dıygulardan arınıp, uzaklaşıp Yaradana yalvarmak, yalvarmak.!
Bazen yüreğimiz bedenimize öyle ağır gelirki; seccadeden başımızı kaldıramayız, gözyaşlarımıza hakim olamayız, işte o ruh hali seccadenin alnımızı defalarca öpmesi, okşamasıdır. Hiç hissettiniz mi?
Üstat Neçip Fazıl Kısakürek ne diyor, Şiirinde
Somurtuş ki bıçak nara, ki tokat
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat,
Yalnız seccademin yüzünde şefkat,
Beni kimsecikler okşamaz madem,
Öp beni anlımdan sen öp seccadem.
Zindanlarda tek dostu seccadesi
Mümmünin niyazkarı, Yaradana sevdası, riyasız miracı, aracısız dergahı. Ne büyük mutluluk.
Hz Ali savaşta sırtından okla yaralandığında, namaz kılarken oku çıkarınız, buyurur. Nasıl bir Divana duruş, Yaradanın huzuruna varış. El pençe durup, Yaradanım Emrindeyim, halim sana ayandır, diyebilmek.
Kulluk bu olsa gerek, diye düşünüyorum.
Acizlik, pişmanlık, hiç olduğunu hissetme, Bahşedilenleri hissederek şükretme. Seccadeye kapanıp, onun şefkatine sığınma. Rabbimin merhametinden, rahmetinden umudunu kesmeme. Sabır, huzur, huzur.
Son okuduğum roman, Mustafa Necati Sepetçioğlunun, Ahmet Yeseviyi anlatan;Aydınlığın Yüzüydü.
O dönemdeki , Dinbazlar, Sözde din adamları, halkın dini dıygularını sömüren hocalar, Ahmet Yeseviyi(Piri Türkistan) kendileri için engel olarak görürler. Kötü kalpleriyle kötülük düşünürler, canını nasıl yakarız, pasif hale getiririz planları yaparlar. Beş yaşındaki oğlunu kaçırıp, kafasını kesip, cuvalın içinde babasına gönderirler.Haberi duyan Ahmet Yesevi hazretleri Seccadesine kapanır, uzun süre gözyaşı döker, dua eder, Yaradandan sabır ihsan etmesini diler. Çevresindekilerin intikam sözlerine karşılık, sabır sabredeceğiz, der. Peygamber efendimizin hayatı örnek olmasa, seccadesinin sükütü olmasa bu acıya tahammül edilir mi? ,
Cevabınızı duyar gibiyim, çok zor.
Demekki dertlerimizin çaresi, rahatlama yeri, hicranımızın sükütü için Seccademize iyi sarılmalı derdimize dermanı orada aramalıyız, diye düşünüyorum, DOSTLAR.