Milletlerin tarihten alması gereken çok büyük dersler vardır. Bizi yönetenlerin Atatürk'ten sonra değil ders almayı, olanları bile yok sayarak bazı hayranlıklarımız sonucu başımızın belalardan kurtulamadığı da bir vakadır. Cumhuriyet öncesi necip millet diye Arap'ı öne çıkarıp kendi neslimizi Etraki bi idrak diyerek rencide ettiğimiz devirlere şimdilerde geri dönmüş bulunmaktayız. Peygamber efendimize olan sevgi ve saygımız nedeniyle Araplara necip millet dediğimiz ifade edilirken. Tarihe bakıldığında nerede bir millet azdıysa yaradan o milleti ıslaha için ya bir peygamber veya bir evliya göndermiştir. Araplarınki de aynen böyle olup, o beldelere her dönem azgınlıklarını dizginlemek adına bir peygamber gönderilmiş olmasına rağmen azgınlıkları dün olduğu gibi bugünde devam etmektedir.
Bu çöl bedevilerinin tarihlerine bakıldığı zaman hiç bir zaman millet olamamış, hep kabile hayatı yaşamış bu nedenle de güçlünün uşağı olmuşlarıdır. Fıtratları gereği hep bencil, çıkarcı, hain ekmek uzatılan eli ısıran bir yapıya sahiptirler. Aşağılık kompleksi içinde oldukları için narsist bir yapı içerinde hareket ederler. O kompleksleri olacak ki, bu çöl bedevilerini özellikle kadına ve paraya yönlendirmiştir. Edinecekleri malla her şeyi satın alacaklarını, kadını köle olarak görerek kendi egolarını tatmine gitmişlerdir. Geçmişlerine bakıldığında her türlü felaketi yaşamış, bir türlü ders almamış ancak Peygamberlerimizin rehberliği ile kurtulabilmişlerdir. Kız çocuklarını diri diri çölde kuma gömen, bir birlerine güvenmeyen Peygamberimize bile eziyet edecek kadar ileri giden vahşilerdir.
Peygamberimiz ebedi mekanında rahatsız olmasın diye atlarının ayaklarına keçe bağlarken, demir yolu raylarını da keçelerle kaplayan bir ümmet olan Türk milletine ihanet edecek kadar haindirler. İngiliz ajanlarının kışkırtmasıyla İslam ülkesi ve Peygamberimizin mezarı şerifine kafir ayağı değmesin diye bekçiliğini yapan Türklere karşı ihanet içine girerek askerlerimizin karınlarını deşerek altın arayacak kadar aç gözlüdürler. Yedi düvel İslam'ın kılıcı diye Türkleri yeryüzünden silmeye kalkarken bunları bizi sırtımızdan hançerleyecek kadar beyinsizdirler. Kıbrıs barış harekatında Rum yaralıların yarasını sarmak için Enver Sedat karısı Cihan Sedat'ı Kıbrıs Rum kesiminin hapishanelerinde çalıştıracak kadar zavallıdırlar.
Bugün yaşamaları için dünyayı karşımıza aldığımız Filistin bizi bölüp parçalayarak düşmana muhtaç hale getirmek üzere dış güçler tarafından kurulan PKK'yı topraklarında besleyip yetiştirmişlerdir. Yıllarca topraklarında üst kurdurarak bebek katilini bize karşı kullanan ve haritalarında Hatay'ı kendi toprakları gösterenler katil Esatlardır. Doğu Akdeniz konusunda gerekirse Türkiye ile savaşırız diyen ve Rumlara destek verenlerde bu çöl bedevileridir. Bugün karşımıza askerleriyle dikilenlerde Suriye, BAE, Suudiler değil midir? Yemende, Katarda, Libya da ve bir çok İslam ülkesinde Müslümanları katledip de İslami sloganlar atanlardan başka ne beklenir? Suudiler değil miydi ülkemizi karıştırma adına buralara kadar gelip de muhalif Suudi yazarı kezzap kuyularında yakanlar.
İşte bu Araplara karşı bizim yöneticilerimiz ise çadırlarına kadar ayaklarına gidip fırça yemediler mi? Kendi ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını tehlikeye atarak bunlar bizim Müslüman kardeşimiz deyip her yerde yanlarında olurken aynı kişilerden her daim kazık yiyen hep biz olmadık mı? Bunlar öyle çıkarcı bir millet ki, sıkışınca tek dostumuz Türkler deyip bize koşan, rahatlayınca aleyhime geçen ne idiğü belirsiz yaratıklardır. Bunlar ilk kıblemiz Mescit'i Aksa'yı Conilerin emriyle Yahudilere satacak kadar haindirler. Biz ise "Yeni Osmanlıcılık" peşinde koşup bunları din kardeşlerimiz diye kucaklayıp, ülkelerini dahi savunmayıp kaçanları muhacir diye bağrımıza basarak kendi öz kardeşlerimize yabancı muamelesi yapmıyor muyuz? Onları bizim insanımızın işini ekmeğini elinden almasına, hastanelerimizde sıra beklemeden muayene olmalarına, üniversitelerde sıra beklemeden muayene olmalarına izin verirken vergisini ödeyip vatan uğruna şehit düşen Türk'e zulüm etmiyor muyuz? İşte politikamız işte halimiz.