10 Şubat faciələrimizin doğum günüdü. Evet, faciələrimizin doğum günü. Çünkü 10 Şubat 1828 tarihli Türkmençay sözleşmesinin kapandığı gündür. İşte bu işgalin ve bu işgal sonucunda bağlanan sözleşmenin sonucudur ki, Azerbaycan Türkleri bugün bile zorluklarla, sıkıntılarla, baskı, tehdit ve facielerle yüzleri. Öncelikle Azerbaycan'ın 200 bin metrekare. km'lik arazisi Çarlık Rusyası tarafından işgal edildi. Sonra ise işgal edilen bu 200 bin metrekare. km'lik toprak kısmen doğranaraq pay-kura edildi ... Ve bugünlere ulaştık ...
10 Şubat ilk önce Azerbaycan'ın büyük bir kısmının-200 bin metrekare. km'lik bölümünün Çarlık Rusyası tarafından işgal edilrək Rusya'ya birləşdirməsinin sənədləşdirildiyi ve yaklaşık 100 yıl sonra ise tamamının işgal edilmesine ve parçalar halinde kesilmiş doğranmış pay-kura edilmesine, paylaşılmasını neden olan gündü. Bugün Azerbaycan'ın bölünmesi yok, işgali idi. Buna bölünme demek çok yanlıştır. Gerçek şu ki, 1813 ve 1828 yılları arasında Azerbaycan'ın bir bölümü işgal edildi. Ama bize Azerbaycan'ın yadlar tarafından bölündüğü ve ya dağıtıldığı aşılanırdı. İki soru ortaya çıkar:
1. Neden bölündü veya paylaşıldı yok, işgal edildi?
a) Ona göre bölündü veya paylaşıldı yok işgal olundu ki, bu savaşı aparan ve bu savaşın sonucu olarak Gülistan köyünde bağlanan sözleşmenin taraflarından biri temiz Türk topluluğu olan Qacarlar tarafından kurulmuş devletin hakimiyetini Komple Azerbaycan torraqları üzerinde berpa isteyen Qacarlar, diğer tarafta ise bu torraqlara tarihsel yabancı olan ve bu bölgenin strateyi açıdan önemini bildiği için bu torraqlara sahip olmak isteyen Çarlık Rusyası idi.
b) Yirminci yüzyılın sonunda Rusya Federasyonu ve Ermenistan devleti tarafından Karabağ nasıl işgal edildiyse, XIX yüzyılın başlarında Azerbaycan'ın kuzey kısmı çar Rusiyas tarafından ele işgal edildi. Karabağ'ın işgaline bölünme diye bilmediğimiz gibi, buna da bölünme diyemeyiz. Her ikisi işğaldı ve birbirinden sadece bir fark var. XIX yüzyılın başlarında Azerbaycan Türklerinin kurmuş olduğu Qacarlar devleti uluslararası güçlerin karşıtlığına duruş getire bilmeyerek barış anlaşması imzaladı, çağdaş devletimiz ise tüm baskılara, tehditlere ve sıkıntılara rağmen arazi bütövlüyümüzdən olmuyor.
2. Neden Azerbaycan'ın bir bölümünün işgal olunduğu yok, bölündüğü veya dağıtıldığı bize aşılanırdı? Amaç ne idi?
a) Azerbaycan'ın bir bölümünün işgal olunduğu dendiğinde o zaman bu dönemde Azerbaycan topraklarında Azerbaycan Türklerine ait bir devletin olduğu ortaya çıkıyor.
b) Aynı dönemde Azerbaycan topraklarında Azerbaycan Türklerine ait devletin olduğu anlaşılan o zaman bu devletin tarihi ve bu devleti kuranların kimliğinin ortaya çıkması bize tebliğ olunan çar Rusyasının bize özgürlük, gelişme ve mutluluk getirdiği yalanının ortaya çıkması ile sonuçlanacaktı ki, bu da halkımızın işgale karşı mücadele hakkının ve ruhunun oluşmasına neden olacaktı.
c) Fars şovenizmi bizim dövletçiliyimizi kendi adına çıkarak "Azerbaycan İran'ın bir parçasıdı" səfsəfəsi, "Azerbaycanlılar türkləşmiş fars aşiretler" yalanı, Azerbaycan'ın 500 bin metrekare. km den büyük bir bölümünü işgal altında tuttuğu ve en nihayet 40 milyonluk Azerbaycan Türkünü asimliyasiya etmek çalışmaları yüze ve boşa çıkacaktı.
Bütün bunların olmaması için bize Azerbaycan'ın bir bölümünün işgal olunduğu yok, Azerbaycan'ın iki yabancı devlet tarafından bölündüğü aşılandı. Bu hem de bizde düşüklük, küçüklük, möhtaclıq rsixologiyası, komrleksi yaratmaya hizmet ediyordu. Buna da bir ölçüde başarılı olmuşlar. İşte bu Azerbaycan bölündü, paylaşıldı propagandasının ve düşüklük, küçüklük, möhtaclıq komrleksinin sonucu o oldu ki, sonradan işgal edilmiş Azerbaycan'ın Qüzey bölümündeki torraqlarımız paylaşıldı, Azerbaycan'ın giriş qarısı olan Dərbəndi Rusya kendisine aldı, Borçalını, Genel geçidi ve Qarayazını Gürcülere hediye etti, büyük bir bölümünde ise bu alanlarda hiçbir ilgisi olmayan ermenilerin devlet kurması sağlandı. Azerbaycan'ın güneyinde ise devletimiz imha edildi, dilimiz yasaqlandı. Sonra, sonra ise tarihe damgasını vuran, beşer kültürünün ilk kurucularından biri olan büyük bir millet küçüklük komrleksi ile ne diline, ne kültürüne ne de torraqlarına sahip çıkabildi. Yüz yılda dört kez bağımsızlık savaşına girdi. Bu savaşı kazandı, ama möhtaclıq psikolojisinden qurtula bilmediğinden kazandığını koruyamadı. En nihayet, cehdimiz başarılı oldu. Düzdü bugün de bu düşüklük, küçüklük ve möhtaclıq komrleksindən kurtulabilir, bilmeyenler belli eksikliklerin, sıkıntıların suçunu müstəqilliyimizdə görüyor, istediklerini alamayınca devletimize ve dövletçiliyimize karşı çıkıyor, iktidarda memnun kalmadıkları memurlardan, görevli öç almak için ağabey arıyor, iblisle de işbirliğine gitmeyi kabul ediyorlar .
Ama, eminiz ki, bağımsız devletimizin vatandaşı olarak doğan, büyüyen ve özgürlüğün tadını tadarak yetişen bugünkü gencliyimiz hem bu möhtaclıq ve küçüklük hastalığına yakalananların arzusunu gözünde koymak için, hem milletimizin adına ve devlet tarihimize leke olan Gülistan ve Türkmençay anlaşmalarının iptalini gerçekleştirebilmek için, hem de halkımızın binlerce şehit vererek kurduğu devletinin hakimiyetini 700 bin metrekare. km den büyük vatan torraqları üzerinde kıyamete kadar şeriksiz hüküm sahibi için bağımsız Azerbaycan Devletini koruyacak, güçlendirecek ve dünyanın söz sahibi devletlerinden birine dönüştürecektir.