Necip Fazıl'ın ve siyasal islamcıların, mazlum, şehit, mağdur ilan ettiği İskilipli Atıf'ın Osmanlı siciline niye bakılmaz? Ömrünün son beş yılı üzerinde vaveyla koparılır? Bu durum anlaşılır şey değildir.
Tarihe kendi tezimizi destekleyecek tek yanlı bilgi toplamak için değil bizi gerçeğe götürecek bütün bilgileri topladıktan sonra karar vermeliyiz.
1905 yılında, dengesiz davranışları yüzünden Abdülhamit tarafından Bodrum'a sürüldü. Osmanlı Döneminde müderrislerin cami kapılarında cer açması (para toplaması) yasaktı, çünkü devletten en yüksek maaşı alıyorlardı. Bodrumda para toplarken ihbar edilmesi üzerine suçüstü yakalandı.
Cebini doldurduktan sonra eski medrese arkadaşlarından Kırımlı İbrahim Efendi'nin pasaportunu çalarak Kırım'a kaçtı. Zaten vaazlarından sonra cami cemaatinden para toplaması da bu kaçma planının hazırlığıydı.
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü. Bu defa katıldığı 31 Mart İsyanı'nda Beyazıt Meydanı'nda "Din elden gidiyor, başında fes olanlar kafirdir, kafirlerin kellesini kesin" bağrışları yüzünden İngiliz provakasyonuna destek verdiği için tutuklandı. Cezası idamdı ama Osmanlı geleneğinde müderrislere idam cezası verilemiyordu, bir haftalık hapisten sonra serbest bırakıldı.
Bu maceraperest İskilipli Atıf günümüz Müslüm Gündüz'ünün bir benzeriydi. 1913'te, Başbakan Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesi olayında suçlu bulunarak 5,5 yıllığına Sinop'a sürüldü. Sonra, Kuvvayı Milliye karşıtıdır. İngiliz casusu Robert Frew'in kurdurduğu İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucusu ve yöneticisidir. Bu İngiliz maşası Alemdar gazetesi'nde "Dinin ve devletin anahtarını İngiliz'in eline vermekte beis yoktur" diyecek kadar da Osmanlı düşmanıdır.
İskilipli Atıf dengesiz biriydi. Sadece Cumhuriyetle değil Osmanlı ile de kavgalıydı... Yukarıya sıraladığım bilgiler işlerine gelmediği için "Siyasal İslamcılar" tarafından görülmez, yok sayılır, inkar edilir...
Siz, "Dünya tepsi gibi düzdür" deseniz de dünya yuvarlaktır ve dönmeye devam ediyor.
Tek yanlı bilgilerle hüküm verenlere verdiğim rahatsızlık için özür dilerim
Alper Aksoy