''Erdoğan- Kılıçdaroğlu- Binali- Bahçeli fark etmez, tamamı birden aşağıda okuyacak olduğunuz sözlerimin muhataplarıdır''
Ey milletim!
Uyan artık!
Uyan da peşinden gittiğin siyâsi liderlerinin seni cehenneme taşıdığını göre ve kendine çeki düzen ver!
Peşinden giderek biat ettiğin liderlerin hiçbirinin ne Allah’a kullukla, ne vatana- millete sadakatle, ne de haram- helâl düşüncesiyle zere kadar ilgileri yok iken;
Sokakları ve umuma açık parkları fuhşa teslim olmuş, yolsuzluk, hırsızlık, adâletsizlik gibi hayasızlıkların cemiyeti için için kemirdiği bir memlekette, bütün bu pislikler karşısında susan dev bütçeli DİYANETİN de İslâm ile en küçük bir bağı kalmamış demektir!
Erdoğan- Kılıçdaroğlu- Binali- Bahçeli fark etmez, tamamı birden yukarıda ki sözlerimin muhataplarıdır!
Allah ve O’nun sevgili resulü Muhammed Mustafa’nın yolundan gitmeyen lâkin Allah'ı ve Peygamberi de dilinden düşürmeyen siyâsi liderlerin ve de onlarla beraber olanların yolları mutlaka; bu dünya da felâkete, ahiret hayatında ise cehenneme çıkar.
Cenab- ı Allah, dünyayı insan için yaratmış ve insanı zübde-i âlem olarak kâinatın merkezine koymuştur.
Mevcut siyâsi liderlerin içinden bir tekini gösterebilir misiniz ki Allah’ın kâinatın merkezine koyduğu insanı, O'da duygu ve gönül dünyasının merkezine koymuş olsun. Tamamında, ne İslâm'ın muhabbeti, adâleti, nuru ve ne de Türk'ün asaleti var!
Çok defa siyasi partiler ve azgın liderleri; insanları cehenneme taşıyan vasıtalar olmuştur ki bugünkülerin de her biri ayrı bir cehennem arabasıdır.
İçimizden hangi birimiz, bilhassa Müftüler, İmamlar, yarın mahşer günü, o yere göğe sığdıramadığımız siyâsi liderinizin amel defteriyle hesaba çekilmek isteriz ki?
Meselâ;
Erdoğan’ın amel defteriyle mi?
Bahçeli’nin amel defteriyle mi?
Yoksa Binali ve Kılıçdaroğlu’nun amel defterleriyle mi?
Bunların topuna değer vermeyin. Çünkü hiçbiri değere lâyık değillerdir (Allah’a kullukları ve Kur’an’a uygunlukları açısından)
Niçin diye sual edecek olursanız, bunun cevabını buraya sığdırmanın imkânı yok.
BİR ÖNEMLİSİ DE;
Türk milletinin, istiklâli ve İstikbâlinin, ırzının- Namusunun- Mukaddesatının ve henüz daha doğmamış kız çocuklarının bekâretlerinin adına endişe duyup, ne yapabilirimin derdine düşen bir tek siyâsi liderin olmadığını yeminle söyleyebilirim.
EY BENİM ASİL VE SOYLU MİLLETİM!
Bunların hiçbirine ve hatta Milletvekillerinin tamamına değer verip itibar etmeyin, çünkü bunların tamamının senin namusun adına en küçük bir endişeleri dahi yok!
Din adına ortaya çıkarak, bu sözüme itiraz eden olursa kendisine ''Hadi be edepsiz'' derim.
VAKİT GEÇ OLMADAN;
Birilerinin, Allah, Kur'an ve İslâm adına ortaya çıkıp, kelleyi koltuğunun altına alarak gerçekleri yüksek sesle haykırmasının zamanı şimdi değilse, ne zamandır?
NOT;
Burada yazıp söylediklerim, Kur'an'ın ASR suresi ve ''Emri bil maruf nehyi anil münker'' yâni ''Kötülüklerden men etme ve iyilikleri emretme'' maksatlı olup, farz ibâdetlerden NAMAZ kadar önemli olanıdır.
NAMAZ VE TÜRKOĞLU
İslâm’ın şartı,
Dinin direği,
Mü’minin mirâcıdır.
Mirâç, yükselmek demektir.
Namazını edâ ile; arın ve yüksel Türkoğlu,
Senin için yükselmenin sınırı yoktur!
Sen, mâide 54 de övülen bir milletin; istikbâl ve istiklâl garantisisin…
Sen, seçilmiş ve öğülmüş,
İslâm’a muhtar ve hâdim kılınmış,
Ve mazlum milletlerin ümidi olan,
Şerefli bir milletin evlâdısın…