Ricam odur ki, bu çok önemli yazımı sonuna kadar okumadan beğenip geçmeyiniz. Paylaşın ve arşivleyin.
Bu yazı, başlıkta da belirtildiği gibi;
Atatürk'ü yok sayıp, ''Türklüğü ayaklarımın altına aldım'' diyen, Andımıza karşı çıkan Türk düşmanı soysuz- sütsüz ve nursuzların okumaları, okuduktan sonra bir daha şerefsizlik yapmamak kaydıyla kuyruklarını kıvırıp üzerine oturmaları ve de bundan böyle ulu orta eşekler gibi anırmamaları için yazılmıştır!
YIL 1921
Türk evlâdı Sakarya’da Batının şımarık finosu ve beslemesi olan Yunanla savaşmaktadır.
Pakistan’ın milli şairi Muhammed İkbâl üzgündür, çünkü İslâm’ın yegâne hamisi olan Türk milleti zordadır.
Muhammed İkbâl bir bayram günü, Anadolu’da tüm İslâm âleminin ırzının, namusunun ve inancının mücâdelesini veren Türk Ordusuna ve Kumandanı Mustafa Kemâl’e destek vermek için Padişahi Câmii’nde bayram sabahı toplanan 250 bin Müslümana çok ateşli bir konuşma yapar ve der ki;
''Kardeşlerim!
Bayramlaşmak için toplandığımız şu anlarda çok bedbahtız. İçimiz kan ağlıyor. Sahrayıkebir serhatlerinden Tuna yalılarına kadar bütün İslam ülkelerinin içi kan ağlıyor. 10 asırdan beri İslam’ın bayraktarı olan Türkler savaşı kaybettiler. İslam’ın güneşi kararmak üzeredir. Biliyorsunuz, Anadolu’da Yunanlılar ve Avrupalı emperyalistlerle savaşan kardeşlerimiz Türkler, Kütahya ve Afyon savaşlarını kaybetmişlerdir. Reuter ve Havass ajanslarının bütün dünyaya yayınlarından Türklerin 5 gündür devam eden Eskişehir Savaşlarını da kaybetmiş olduklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Eskişehir düştü. Şu anda Türk kuvvetlerinin sağ kalan evlâtları yarasından kan sızarak vatanlarının son sınır taşına doğru çekiliyorlar. Durumları perişan ve ümitsizdir. Yunanlılara bütün dünyadan yardım yağıyorken, buna karşı Türkler, kadınları, çocukları ve ihtiyarlarıyla birlikte çok korkunç bir savaş veriyorlar. Fakat bütün dünyanın kuvvet yığdığı bir savaşta bir avuç yorgun millet ne yapabilir ki... Dua edelim kardeşlerim. Ehli İslam’ı ehli salibe karşı asırlarca müdafaa eden Türk askerini Allah muzaffer kılsın VE ONLARIN KUMANDANI ÇAĞIMIZIN HAZRETİ ALİ’Sİ, KAİDİ AZAM (BÜYÜK LİDER) MUSTAFA KEMAL PAŞA’YA zafer nasip eylesin.
Çünkü kardeşlerim Türklerin Ankara önlerinde dövüştükleri şu anlarda yeryüzünün hiçbir köşesinde bir tek müstakil İslam ülkesi kalmamıştır. Bütün İslam ülkeleri Avrupalı emperyalist güçlerin işgali altındadır. Azerbaycan ve Türkistan’ın Kızılordu tarafından işgaliyle istiklallerine son verilmesinden sonra yeryüzünün hiçbir köşesinde bir tek müstakil Türk devleti de kalmamıştır. Yalnız orada Küçük Asya bozkırlarındaki Ankara Kalesi burçlarında bir bayrak dalgalanıyor... Ay yıldızlı bir bayrak... Ve Ankara henüz düşmedi. O bayrak İslam’ın 10 asırlık zafer hatıralarını ve 10 asırlık şerefini de üzerinde taşıyan bir bayraktır. Dua edelim kardeşlerim, o bayrak kıyamete kadar yere düşmesin. Allah Türklere ve Mustafa Kemal Paşaya zafer nasip eylesin…..''
Muhammed İkbâl’in konuşması bitince, Pakistanlı Müslümanlar, büyük bir hüzünle secdeye kapanırlar ve doğrulduklarında ellerini semaya açarak göz yaşlarıyla dua ederler.
O an, 250 bin Müslümanın ‘’YARABBİ EHLİ İSLAM’I EHLİ SALİBE ÇİĞNETME’’şeklinde ki dualarıyla yer gök inliyordu.
BÜTÜN BU GERÇEKLERE RAĞMEN;
İt itliğini,
Soysuz soysuzluğunu yapacak,
Müstevli artıkları ise, Türk- Atatürk- Cumhuriyet, hatta ve hatta İslâm, Kur'an, ırz, namus, bayrak ve vatan düşmanlığına devam edeceklerdir.
NE VAR Kİ;
İtler ürecek,
Türk'ün kervanı yürüyecek inşallah