Bugüne kadar bizi Ortadoğu ülkelerinde ayıran en temel farklılık demokratik parlamenter bir sisteme sahip oluşumuzdu. Bundandır ki çok yüksek petrol geliri olan Arap ülkelerine rağmen Türkiye gelişmişlik alanında bir mesafe kaydetmiş birliğini ve beraberliğini bugüne kadar muhafaza etmiştir. Bu sistemin en önemli kazanımı ise kuvvetler ayrılığının oluşması ve yürütmenin bile zaman zaman kendi içerisinde bir oto kontrol sistemini geliştirmesidir. Bunun en açık örneğinini Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i dönemin hükümeti ittifakla seçtiği halde onlara minnet duymayarak Şubat 2001 de Anayasa kitapçığını fırlatması olayıydı. Anayasa bunu diyor; bu yetki bana aittir alın okuyun, keyfi davranamazsınız mealindeki sözlerin doğruluğu ve yanlışlığından ziyade Devleti temsil eden kişinin tarafsızlığının ne kadar önemli olduğunu anlatan önemli bir örnektir.
2014 Yılı Ağustosu na kadar Cumhurbaşkanı bir siyasi lideri görüşmeye çağırdığı zaman o liderin ben gitmem deme gibi bir lüksü yoktu. Çünkü Cumhurbaşkanı Devleti temsil ediyordu ve çağrıya icabet bir devlet göreviydi. Böyle bir bakış açısı bile bu makam için tarafsızlığın ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Abdullah Gül yedi yıl görev yaptığı halde Cumhurbaşkanına hakaretten tek kişi tutuklanmazken, ancak tamamen taraflı hale gelen bu makam şimdi tartışılır hale geldi ve ne yazık ki 2014 Ağustos ve 2015 yılı Şubat tarihleri arasında yani yedi ay içerisinde 8 kişi tutuklanmıştır.
Son 18 aylık görev dönemlerine baktığımız zaman Ahmet Necdet Sezer e hakaretten 26 kişiye Abdullah Gül’e hakaretten 139 kişiye Recep Tayip Erdoğan’a hakaretten 1300 kişiye dava açılmıştır. Taraflı Cumhurbaşkanımıza Abdullah Gülü’n on katı A.Necdet Sezer’in 60 katı kadar dava açtırmıştır. Bu rakamlar makam saygınlığının nasıl tehlikeye atıldığının açık bir göstergesidir.
En kısa tarihiyle iki bin yıllık devlet geleneğimizde örneğin Hun İmparatorluğunda üç ayrı meclis bir de onların üzerinde aksakalılar meclisi vardı. Atilla gibi bir cihan İmparatoru bile tek başına karar verici değildi. Başkanlık sistemi bu yüzden devlet geleneğimize aykırıdır.
Benim töreme göre kararı Hakan vermez Toy verirdi.
Benim Törem de devletin en zirvesi kayıtsız şartsız halkın tamamına eşit mesafededir. Ancak başkanlık sisteminde yalnızca kendisine taraftar olanlara imkan tanıyarak muhaliflerine eşit davranmaya bilir.
Benim Törem de devletin en tepesindeki kişi devletin ve milletin birliğinin temsilcisidir. Oysa Başkanlık sisteminde böyle bir temsiliyeti kabul etmeyenler olacaktır ve birliğin zedelenmesi söz konusu olabilir.
Benim Töremde devleti yöneten kişinin yanında imtiyazlılar yoktur. Oysa seçimle gelen başkan oy avcılığı için birilerine şirin görünüp tavizler vermesi kaçınılmazdır.
Benim Törem de Devleti yöneten kişi için Devletin ve Milletin bekası her şeyin üzerindedir. Oysa seçimle gelecek olan başkanın seçilmek için devletin bekasından taviz verecek bir takım işler içerisine girmesi kaçınılmaz olabilir.
Benim töremde uzun bir süre kurultaydan sonra Toya alınan Beyler karar verici olmuş ve yetki dağıtılmıştır. Oysa şimdi başkanlık diye tutturanların kuvvetler ayrılığı bile canlarını sıkmaktadır. Kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler uyumu diye ısrar etmekteler.
Bugün Başkanlık diye tutturanlar hemen yanı başımızda bölünüp parçalanan Irak ve Suriye nin hangi sistemle idare edildiklerine lütfen baksınlar. Sık sık darbelerin yaşandığı Mısır a bir baksınlar, Latin Amerika ülkelerine baksınlar,hangi sistemle idare ediliyorlar. Şurası açık bir gerçektir ki diktatörlüğe en uygun sistem başkanlık sistemidir. Juan Linz’in 53 ülkede yaptığı araştırmada başkanlık sistemiyle idare edilen 25 ülkeden yalnız beşinde demokrasinin kural ve kaideleri işlemektedir. Bu da %20 ye tekabül etmektedir. Oysa parlamenter sistemle idare edilen 28 ülkeden 17 sinde demokrasinin kural ve kaideleri tam olarak yerleştiği görülmüştür. Bu da % 61 gibi bir rakama tekabül etmektedir.
Sonuç olarak; bizde Hakan taraf değildir. Siyaseten taraftarlığını o makamlara taşıyan kişi güvenir olamaz, derleyip toparlayıcı olamaz bu yüzden başkanlık sistemi bize göre değildir.