Milletimiz sandığa gitti ve seçimini yaptı. Herkes gibi bizler de milletin takdirine saygı duymak zorundayız ve hayırlı işlerin olması umudundayız. Ancak hükümet milletten yüzde doksan oranında bir destek alsa bile yazanlar bir yanlış buldu mu eleştirmek görevini yerine getirirler. (Basını kastediyorum)
Kuşkusuz meselelere bakış farklılıkları vardır. Kimi vatandaş yol köprü derken ben haklar ve özgürlükler diyorum. Kimi vatandaş baraj, tünel derken ben hukuk ve adalet diyorum. Kimileri kömür makarna derken ben devlette sürekliliğin esas alınması kurallı kaideli bir devlet anlayışı diyorum. Bunun gibi onlarca bakış farklılığı ortaya koyabiliriz. Elbette herkes kendi bakış açısıyla meseleleri değerlendirmekte ve tercihini bu bakış açısıyla kullanmaktadır. Bu ülkede benim baktığım noktadan meselelere bakan kişi sayısı az olmalı ki mevcut hükümet iktidarını dört yıl daha sürdürme yetkisini almış bulunmaktadır.
Yukarıda sıraladığımız kriterleri tahlil ettiğimizde mesela devleti yönetenler dört kez ağızlarıyla aldandıklarını itiraf etmişlerdir.
Oysa ciddi devlet yönetiminde böyle bir söylem olmaz, çünkü kararlar kolektif aklın ürünüdür. Tek bir kişinin ağzından çıkan sözler değildir.
Yönetim anlayışında normalleşme olacak mı?
Ciddi devlet basını demokrasinin dördüncü gücü olarak görür ve asla baskılamaz.
Basına yönelik baskılar bitecek mi?
Ciddi devlet hür teşebbüse girişim imkanı sağlar ve eşit davranır. Birini ötekine düşman etmez devlet gücünü kullanarak istediği şirkete el koymaz.
Bu konuda hukukun üstünlüğü sağlanacak mı?
Ciddi devlet yönetiminde sivil toplum arasında ayrım yapılmaz. Bilakis tüm sivil topluma güçlensinler diye destek verilir.
Fikir ayrılığına düştüğünüz sivil topluma düşmanlık bitecek mi?
Ciddi devlet yönetiminde Hakim ve Savcılara dahası adalet sistemine güven yüzde otuz altılarda olmaz. Vatandaşın en çok güveneceği kurum adalet sistemi olmalıdır.
Adalet sistemi güvenilir hale getirilecek mi?
Ciddi devlet yönetiminde ötekileştirme olmaz. Şu mezhep mensupları ya da şu siyasi düşüncedeki kişiler öteki görülmez. Yetenekleri varsa millet menfaatine bunlardan istifade edilir.
Ötekileştirmeler son bulacak mı, farklılıklara saygı duyulacak mı?
Ciddi devlet yönetiminde süreklilik vardır.
Devlette süreklilik sağlanacak mı?
Ciddi devlet yönetiminde kişi hak ve hürriyetleri korunur, din ve vicdan hürriyeti sağlanır, kılık kıyafet başta olmak üzere vatandaş hiçbir şey dikte edilemez.
Kişi hak ve hürriyetlerine saygılı olunacak mı?
Ciddi devlet yönetiminde günlük kanun ve yönetmelikler çıkartılamaz. Çünkü bin düşünür bir karar verilir öylece gereği yapılır.
Devlet yönetiminde istikrar sağlanacak mı?
Özellikle bizim devlet kültürümüzde Hakan tarafsızdır.
Cumhurbaşkanı her siyasi düşünceye, partiye eşit mesafede duracak mı?
Kısa bir özetini yazdığım ciddi bir devlet olmanın en önemli temel unsurları bana göre bunlardır. Çünkü bunlar yok olduğu zaman devlet ayakta duramaz. Bunların gereği yapıldığı zaman vatandaşın devletine bağlılığı artar ve en önemlisi birlik beraberlik pekişir.
Yok bunun aksini düşünenler sizi temin ederim ki Saddam da, Esat ta, Kaddafi de kendi ülkelerine yollar da köprüler de yapmışlardı. Devleti ayakta tutan yol, köprü, baraj değil evet bunlar ihtiyaçtır ve doğrudur. Asıl olan aşiret yönetir gibi değil, ciddi bir devlet yönetme anlayışının sergilenmesidir.
Sonuç fabrika ayarlarına geri döneceğiz diyen Sayın Başbakan; bu saydıklarımız fabrika ayarları içinde var mıdır ve gereği yapılacak mı? Sabırla bekleyip göreceğiz.