GEL-GİT BAKANLIĞI
Teklifimdir; bu bakan ve bürokratları bakanlığı idare ettiği sürece Bakanlığın adı Gel-Git Bakanlığı olsun.
Sadece son birkaç aylık icraatları bile Bakanlığa bu adın verilmesi için yeterli nedendir.
2011-2012 Eğitim ve Öğretim yılında Ortaokullarda okutulacak haftalık ders saati 29+1 dir. Yani 30 saattir. Kafalarına güneş mi geçti ne bu ders saatini 35 çıkarttılar. Bundan ne var efendim ha 30 saat ha 35 saat ne fark eder ki? Fark eden şudur? Birincisi öğrenci ve veliler açısında erken girip çıkmalar ve buna göre yapılan planlar bozulmuş olur. İkincisi ve en önemlisi ise öğretmenler açısındadır. 30 sınıfı olan bir ortaokulda ders saati haftalık 30 olunca toplam Dokuz yüz saat ders işlenmiş olur. Bu saat 35 e çıkınca 1050 saat ders olur. Farkı Yüz Elli saattir. Bunun kaldırılması durumunda bir öğretmenin ortalama Yirmi beş saat ders girdiğini varsayarsanız 6 öğretmen norm fazlasına düşer. Sadece bir okulda durum buysa Türkiye genelinde durum nasıl olur varın siz hesaplayın.
Sonuçta mağdur edilen öğretmen ve bu icraatları destekleyen bakanlığa destek veren de öğretmendir. Ne diyelim tasası da bize düşüyor.
Rotasyon 8 yıl aynı yerde çalışanlar içindir dediler, sonra 12 yıla çıkarttılar. Öğretmenlerin çoğu tayin istedi okul değiştirdiler. Sonra yok 15 yılı aynı okulda çalışanlara uygulayacağız dediler tayin isteyen öğretmenler bir şok yaşadılar. On Beş yılını dolduran öğretmenler tercihleri yaptı ve gidecekleri okulların açıklanmasını beklerken galiba dolunay zamanı geldi yine bir Gel-Git yaşandı ve rotasyondan vazgeçildiği söylendi. Ne var bundan efendim diyenler modülün ucu size denk gelmediği için böyle diye bilirsiniz. Eğer denk gelseydi dost düşman herkesin nasıl zıpladığınıza şahit olduğunu görecektiniz. Yine binlerce öğretmen mağdur edilmiştir, Fatma Gülün suçu ne diye soranlar gibi bizim günahımız ne düzenimiz bozuldu. Alıştığımız evimize yakın yol parası vermediğimiz okuldan uzaklara tayinimiz çıktı. Sonuçta yine mağdur edilen öğretmenler oldu ve bu icraatları destekleyen sendikayı da destekleyen öğretmenler oldu, tasası da bize düştü.
Sigortalı eşlere üç yıl çalışma zorunluluğu getirmişlerdi. Parçalanmış onlarca mağdur aile doğurdular. Sonra da bunun böyle olmayacağının farkına vardılar. Sigortalı çalışma süresini bir yıla indirdiler. Şimdi mağdurlar bunun atama dönemine yetiştirilmesini dört gözle beklemekteler.
Görevde yükselme sınavları 12 Eylül de yapılacaktı. Adaylar kitap edindi harıl harıl ders çalışmaya başladılar. Son açıklamalara göre bu sınav 5 Aralığa ertelenmiştir. O zamana kadar onlarca yönetmeliğin değişmeyeceğini kim garanti edebilir?
Atama yönetmeliği yayınlandı. Buna göre Mesleki Okullara yalnızca Meslek Dersleri Öğretmenleri idareci olarak atanacaklar. Dünyanın belki de en saçma uygulaması. Oysa okutacağı ders şartı vardı. Yine bir Gel-Git yaşadılar. Kültür bölümü derslerine girenlerin suçu ne? O zaman Liselere ve Ortaokullara da Kültür dersleri öğretmenleri dışında kimse yönetici olmamalıdır. Bunu istemek onların hakkıdır. Hatta kültür dersi öğretmeni olarak atanan idarecisi olmayan okullarda emre itaat etmeme gibi bir hakları da saklıdır.
Sonuç olarak ameller niyetlere göredir. Niyetiniz ve gündeminiz farklı ise bu kadar dengesizliği yaşamanız normaldir. Bazen vicdan yastıkta rahat uyutmaz onun için sabah dediğinizi akşam inkar edebilirsiniz. Bundan dolayı resmiyette adınız ne olursa olsun vicdanlarda adınızın Gel-Git Bakanlığı olması kaçınılmazdır.