Seçim yapıldı. Ancak ülkede belirsizlikler yarım yamalak kalan işler gittikçe çoğalmakta ve insanlar ne olacak havasında beklemektedir. Öte yandan terör belası tekrar başımıza tebelleş olmuş eli silahlı guruplar İstanbul da bile devlete ve millete meydan okumaktadır. Elbette Hükümetin ne olacağı belirsizliği siyasetin zaafı ve zamana oynaması, ya da oyun tezgahları olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Bu belirsizliğin en büyük faturası da hakları gasp edilen ancak hukukça kısmen de olsa haklı bulunan mağdurların çalacak kapılarının olmaması. Çalınsa dahi yeni hükümet bekleniliyor bahanesiyle bu kapıların yüzlerine kapanmasıdır.
Birinci belirsizlik; Danıştay Dava Daireleri İdari Kurulu bir karar verdi. Arkadaş sen müdür yardımcılarını hukuksuz atadın ve müdürleri de altı ay birlikte çalışmadıkları şube müdürleriyle değerlendirdin. Bu uygulaman haksızdır ve gereğini yap dedi. Sanki Uganda Cumhuriyeti Hükümetine söylenmiş gibi ilgililerde hiçbir kıpırdama emaresi yok. Ya arkadaş çıkın bir açıklama yapın deyin ki Türk Milleti adına karar veren mahkemeyi tanımıyoruz, ya da tanıyoruz kararları şu tarihte uygularız Allah aşkına bunu söylemek çok mu zordur?
İkinci belirsizlik; Bir diğer garabet Anayasa Mahkemesinde yaşanmaktadır. Ey Yüce Mahkeme yüz binleri ilgilendiren bir meselede karar verdin. Bunu çıkıp kamuoyu ile paylaşman gerekmez mi? Bu ne zor bir işmiş ki günlerdir bir gerekçeli karar yazıp yayınlayamadınız. Siz idarecileri oyalarken fırsat düşkünü MEB yetkilileri mülakat yaparak kadrolaşmak için çoktan tezgahlarını kurmuş durumdalar. Neye karar verdiniz ne diyorsunuz karar yazılana kadar milleti meraktan çatlatmasanız olmaz mı?
Bir başka belirsizlik öğretmene Rotasyonda yaşanmaktadır. Öğretmen emekli olmuş ancak normu güncellenmiş değildir. Yani hala kendi okulunda görünmektedir. Tam da Rotasyon için müracaatlar başlarken normları boşaltılmış ancak rotasyon da tayin isteyen öğretmen bu okulları isteyemiyor. Çünkü bu okullar açık ilan edilmemiş. Bunu gören öğretmen doğal olarak bu okullarda öğretmen eksiği var ama açmamışlar diye itiraz etmektedir.
Milli Eğitimde belirsizlikler bitmiyor. Mülakat sonucu açık ilan edilen birçok okul atama yapılacak kurumlar arasında görünmüyor. İdareci adayları aramakta bu okullar neden kapalı diye sormaktadırlar. Milli Eğitim yetkilileri tatmin edici cevap vermeden her biri için bir bahane uydurarak işi kapatmaya çalışmaktadır.
Son olarak Ağustosta öğretmen ataması yapılacak ancak KPSS de kimine göre on Türk Eğitim Sen’e göre ise sekiz tane soruda hata vardır ve bu durum dava edilecek deniliyor. İşin garibi ÖSYM hala soruları inceletceğim diyerek buradaki belirsizliği sürdürmektedir. Arkadaş siz bugüne kadar nerdeydiniz? Soruları incelemek yeni mi aklınıza geldi? Ne yapacaksanız bir an önce yapın ve insanları tekrar mağdur etmeyin. Şimdi atama yapılır öğretmen kardeşim gider görevine başlarda mahkeme iptal kararını o zaman verirse bu mağduriyeti kim nasıl giderecektir.
Sonuç olarak bu belirsizlik milletimize devletimize çok şey kaybettirir. Ne yazık ki hamasette hepimiz aynı şeyleri söyleriz. Hukuk Devleti deriz, hak deriz, adalet deriz, hatta çok güzelde barış kardeşlik deriz. Ne gariptir ki icraatımız hep aksi oluyor. İşte değerlerin içini boşaltmak diye ben buna derim.