Ömer Çelik Hükümet Sözcüsüdür. “Türkiye’de öteki yoktur herkes biz duygusu içerisindedir” diyor. Bir de seçim şarkısı vardı. Allah var çokta güzel bestelenmişti. “Yazımız bir kışımız bir, aynı dağın yeliyiz biz……..bir Allah’ın kuluyuz biz..” Ya da duvarları panoları süsleyen” Hep Birlikte Türkiye’yiz” meydanlarda dilde düşmeyen “Yaradılanı Yaradan’dan ötürü severiz” gibi kulağa hoş gelen sözler. Bunları hep duyduk duymaya devam edeceğiz gibi. Bu sözler hükümetin veya hükümet çevrelerinin kendilerine rehber edindikleri sözler ise hükümete muhalif olanları acaba kim bu kadar sindirdi? Kimdir bu kadar zalim davranan? Doğrusu merak ediyoruz.
Bir şeyler yanlış gidiyor ve birileri bu millete resmen yalan söylüyor. Ya zulüm görmediği halde görüyorum diyenler, ya da zulüm yaptığı halde yapmadım diyenler. Hal bu iken ve açık seçik millettin bir kısmının fena halde korkutulduğu ürkütüldüğü ortadayken ben bir şey yapmıyorum demek ancak budalaların inanacağı bir komikliktir.
Eğer bu ülkede baskı olmasaydı ve insanlar makam tefecilerinin vicdanına bırakılmasaydı 2002 de üye sayısı On Sekiz Bin olan bir sendika hükümetin her türlü desteğini arkasına alarak 2015 yılında Üç Yüz Otuz Bin olabilir miydi?
Eğer bu ülkede kardeşlik olsaydı ve baskı olmasaydı hükümetin bürokratları tetikçi davranıp kendilerinde olmayanların makamlarını mevkilerini gasp edebilirler miydi?
Eğer bu ülkede herkes kardeş görülseydi ve baskı olmasaydı herkes dinlendiğine dair kuşku içerisinde olur muydu?
Eğer bu ülkede herkes kardeş olsaydı ve baskı altında olmasaydı gazeteciler yazdıklarından dolayı dayak yerler miydi veya yazdıkları gazetelerden kovulurlar mıydı?
Eğer bu ülkede herkes kardeş olsaydı ve baskı olmasaydı iş yeri sahipleri dahi aman maliyecileri gönderirler diye korku içinde fısıldaşarak konuşurlar mıydı?
Eğer bu ülkede insanlar kardeş olsaydı ve baskı olmasaydı talimatlarla televizyonlara ve iş yerlerine el konulur muydu?
Eğer bu ülkede insanlar kardeş olsaydı ve baskı olmasaydı bir gazetenin köşe yazarı kendisini Hitler İlan edip şu gazetecileri kovarsanız belki gazetenizi kapatmayız diyecek kadar akla ziyan açıklamalar yapabilir miydi?
Eğer bu ülkede kardeşlik olsaydı ve baskılar olmasaydı hukuka güven bu kadar dip yapar mıydı?
Eğer bu ülkede kardeşlik olsaydı ve baskılar olmasaydı kimi idari hakimlerin verdiği kararlar uygulanmaz mıydı? Ya da uygulanan kararlar arkadan dolanıp uygulanmasa daha iyi olur dedirtecek şekilde Sakarya Merkezde oturan bir idareci en ücra ilçeye gönderilir miydi?
Bu uygulamaları çoğaltarak yazabiliriz. Kardeşlik söz ile olmaz. Kardeş kardeşin canına okumaz. Bir olmak birlik olmak biriz demekle hayata geçmez. Hatta kardeşlik hukuku diye bir hukuk vardır bunun altına girmeyelim yani kardeşlikten de feragat edelim. Sadece gerçek anlamda hakkın adaletin ve hukukun üstünlüğüne inanalım ve gereğini yapalım yeter!....