YEPYENİ YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİK TASLAĞI YOLDA MIDIR?
Bazı Kamu gazetelerinde yeni yönetici atama yönetmeliği taslağı başlıklı bir haber yayınlandı. Haber içeriğine bakıldığında bakanlığın mahkemeler karşısında düştüğü zor durumu kurtarmak başta olmak üzere mevcut idarecilerin yetersizliğini gördüğünü bu yüzden böyle bir çalışma yaptığını yazmaktalar. Gerekçe ne olursa olsun mevcut haliyle Milli Eğitim de verimliliğin sağlanamayacağı açıkça ortadadır. Ya bugüne kadar olduğu gibi yıllar yılı birçok neslin yok olmasına seyirci kalınacaktır, ya da hakikaten Devlet ve Millet bekası düşünülerek ciddi bir Milli Eğitim politikası üretilecektir.
Açıkça ifade edilmese de bugüne kadar bakanlık yönetimi “çıkar guruplarının” marjinal radikal gurupların yoğun baskısı ve etkisi altında kalmıştır. Bu yüzden şahsi hesaplar millet ve devlet bekasının önüne geçmiş Milli Eğitim gayri milli emellere alet edilmiştir. Başta andımızın okullarda kaldırılması olmak üzere birçok vatan şairinin ve yazarın eserleri ders kitaplarından çıkartılmıştır. Bu yetmezmiş gibi milli hassasiyetleri olan Okul kurum müdürleri ya sindirilmiş ya da görevlerinden alınmıştır. Benzer baskılar öğretmenler üzerinde de görülmüş dahası öğretmenlerin idarecileri tetikçi olarak görmesinden kaynaklanan güvensiz bir ortam oluşmuştur. Bundandır ki ders saatimi doldurur giderim, gerisinden bana ne anlayışı ortaya çıkmıştır. Öğretmen veli anlaşmazlıkları çoğalmış öğretmene şiddet artmış, idari soruşturmalar çığ gibi büyümüş, yer değiştirmeler artmıştır. Eğitim yaz boz tahtasına dönmüş veli şaşmış, öğrenci şaşmış, öğretmen, sendikacı, denetmen vel hasıl eğitim ile ilgili tüm birimler şaşkın şaşkın bakmıştır.
Oysa Milli Eğitimin en temel amacı iyi insan yetiştirmek unutulmuş bunun yerine öğrenmeye dayalı bir eğitim modeline ağırlık verilmiştir. Çinli Atasözünde olduğu gibi “Balık tutup vermektense balık tutmayı öğret” anlayışı terk edilmiştir.
Ne yazık ki günlük çıkar peşinde koşturan guruplar bu tablonun baş mimarlarıdır ve kimi devlet büyüklerimizden de destek görmüşlerdir.
Yusuf Has Hacip insanı iki guruba ayırır. Biri kişi- herif diğeri ise yanılguk yani yanılandır. Bakanlık yine yanılanlar sınıfına dahil olmuştur. Yaradılış bakımından iyi ve kötü insanları da iki guruba ayırır. Biri doğuştan iyi yani fıtratı iyidir ötekisi doğuştan kötüdür yanı fıtraten kötüdür. Fıtratı iyi olan kötü ortamda yetişirse kötü olur ancak o ortamı terk ettiği andan itibaren özüne döner. Demek oluyor ki Bakanlık iyi ortamların çoğalmasını sağlamak için uğraşmalıdır. Hakeza kötü insan ise iyi ortamda iyilerle yaşarsa iyi olur, ancak terk edilmeye gelmez ortamı değişir veya kötülerin içinde kalınca fıtratına döner yani kötü olur.
İnsanoğlunun taşıdığı değere genelde karakter denir. Yani nasıl ki altının ayarı varsa insanın da kaç ayarlık olduğu karakterinden bilinir. İşte bu karakterin sağlamlığı ancak zaaflarımız dediğimiz terazide ölçülür. Mesela değerleriniz terazinin bir kefesinde, öbüründe çıkarınız varsa tercih size kalmıştır. Çıkarlarınızı değerlerinizden üstün tutarsanız siz birey olarak zaaflarla dolusunuz, cemaat mensubuysanız cemaat falan değil çıkar şebekesisiniz. Konfüçyüs bu durumu şöyle değerlendirir: “Şeref sahibi insan kendi karakteri ile ilgili kafa yorarken, şeref yoksunları ise mevkilerini düşünürler. Şeref sahibi insanlar adaleti arzularken, şeref yoksunları ise menfaatlerini düşünürler.
Sonuç olarak Milli Eğitimi bugün milli eğitimde hakim unsur çıkarları değerlere tercih eden, adaleti menfaatlere kurban eden bir anlayış hakimdir. Bu anlayışın değişmesi için mevcut kadroların da değişmesi gereklidir ve elzemdir.2009 dan bugüne 11. Taslak veya yönetmelik yayınlanmıştır. Merak ediyor ve soruyoruz. Acaba yepyeni yönetici atama taslağı yolda mıdır?