Hz Mevlana Yürek yanmayınca, göz yaşarmaz der,
Yüzyıllar boyu yazarı,çizeri, aşığı, ozanı yürek yangınından söz eder,
Insanoğlu nekadar güçlü görünsede pekçok şeye karşı zayıftır..
Vücudundaki bir ağrı,başına gelen ansızın bir kaza, en sevdiğini kaybetmek,veya ayrılık.
Hele Anaların evlatlarını kaybetmesi,
Hiç unutmuyorum,tanıdığım bir anne evladını kaybetmişti de, aşırı üzüntüden cigerinin yarısı sönmüştü.
Düşünebiliyor musunuz ?.
Ciğerin yanması, nasıl bir acı ola ki.?
Onun için Tüm analar Rabbim bizi evlatlarımızla terbiye etme derler,
Evlât,acısı gösterme, derler.
Tahammülü en zor ,duygudur ?
Yine ayrılık,en büyük üzüntülerdendir.
Hatta ölümle karşılaştırılır,
Ayrılıkla ölümü tartmışlar,
50 gram ağır geldi ,ayrılık denir,
Halk türküleri ,şarkılarımızın genel konusu ayriliktir..
Ayrılık insan duygularının en yoğun yaşandığı haldir..Yalnızlık,tüm vücudunuzu istila eder,yürüyecek haliniz,konuşacak dermanıniz ,elinizi kolunuzu koyacak ,yer,yön bulamazsınız..
Gözleriniz boşluğa bakar, birşeyler arar,ama bulamazsınız..
Eşyalara bakar,konuşmak ister,ses alamazsınız..
Sizi teselli edecek,söz yoktur,cümle icat edilmemiştir. .
Gönlü oyalamak lazım, nasıl?
Maddi manevî bu kişiye kalmıştır..
Oyalayabilirse helâl olsun dersin..
Ayrılık kalabalıkta bile yalnizliktir. .
Işte zamanımızda insan aynen bu duygular içindedir..
Yalnızlık bazılarına göre kafa dinlemek olarak algılanır,Ama Koronolu günler de bunları bire bir yaşadık.
Insan yalnız kaldı,hastalandı,ailesinden bile ayrıldı, hepten yalnız kaldı.
Cenazeleri yalnız kaldırıldı mutlu günlerinde,evlilik,doğum ,nişan gibi yalnız kaldılar..
En çok sevdiklerinden koptular..
Ölümün korkunç gözleriyle karşılaştılar.. Yine yalnız..
Atalar,"Yalnızlık Allaha Mahsustur",der
Demek ki insanoğlu yalnız yaşayamaz,yaratılışına ters...
Ama Bulaşıcı hastalıktan sonra yine gözlemlerimde insanlar yalnızlığa alışmış gibi.
Eskisi gibi gezmeler,toplantılar,günler önemini
Yitirmiş durumda..
Bundan şikayet var,ama kurtulmak için çaba yok..
Türk insani eski güzel hasletlerini unutuyor,terkediyor..
Özellikle, mutfaktaki pahalılık yangını misafir meselesini azaltıyor..
Hanımların misafir ağırlayacak bütçesi azaldı,adeta yok gibi..
Kendi ailesine anca yeter durumuna geldik,hatta ailesini bile besleyemeyen babalar ,
cogunlukta.
Yani Turkiyenin üretimden uzaklaşıp,hazır yiyici,dışa bağımlılık politikası insanımıza pekçok adet ve geleneğinden uzaklaştırmış,durumda..
Yani ayrılık değer ve kültürümüze de yansımıştır.
Duyguları zayıflatmış, bencilliğe yöneltmiştir. .
Bu durum uzmanlar tarafından incelenmeli,hal çareleri aranmalıdır..
Özellikle geleneklerin yaşandığı köklü aileler korunmalı,gelenek görenek, kültür özellikleri gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Bugün batı ekonomik,teknoloji olarak güçlüdür, ama fert olarak yalnızdır aile fedekarlığı dostluk yoktur..
Bu durumda insanını mutsuz etmektedir.
Ilim adamları bu konuda araştırmalar yapmaktadır..hatta batıda aileler çocuk yapmamakta,köpekleri çocuk gibi kabul edip,beslemektedirler..
Korkarım ,Türkiye'de aynı yoldadır. .
Özellikle kıyı kentlerimizde elinde köpek olmayan genç,aile yok gibidir..
HAYVAN sevmeye karşı değilim ama bugün çocukların aç yattığı bir ülkede köpeklerin bakımı için hatırı sayılır, bir para harcanmasına karşıyım
Yani meseleyi toparlayacak olursak,her alanda derin bir yalnızlığa, yakınımızda bile sevgisizlige
Mahkum bir haldeyiz,Ne Yazık ki..