Bu sene Miraç Kandiliyle,Nevruz aynı güne denk geldi..Ben bu tür olaylara Rabbimin bir lütfi olarak bakarım..Sıkıntılı bir günde mutluluk,huzur diye düşünürüm.
Yüce Yaradan'a ayrı bir şükrederim. Rabbim senden ümit kesmedim,asla kesmem..Sen Yücelerden yücesin ,hiç bilmeyiz nicesin ama mümmün kulların yüreğinde, yanındasın. Şah damarımızdan yakınsın..Bize yardım et,yüreğimizi rahatlat, ferahlaştir..Umudumuzu Hayallerimizi, yaşama sevincimizi elimizden alma ,sağlık sıhhat ver,Musibetleri başımızdan defet diye dua ederim.
Rabbim duyup,yüreğimi genişletir, rahatlatır. Buna inanır, yarinlarin çok güzel olacağına inancım birkat daha artar...
Bugün aynı zamanda nevruz..
Türkün Ergenekondan çıkış, baharın başlangıç tarihidir..
Ergenekon tarihi şöyle anlatılır. Göktürklerin Hakanı , ordusunu toplar ,avlanmaya çıkar. Bir kısım askerini yurtta bir kısmınıda yanına alır..
Güç ikiye bölünmüştür.
Düşmanlar bunu fırsat bilip ,bir kısmını avda bir kısmınıda obada ,yurtta katleder, öldürür. Sürülerini, atlarini kaçırırlar..
Obada birkaç aile kalmıştır. Onlarında birkısmı yaralıdır..
Obaya dönen askerlerde durumu görünce çok üzülürler. Toplanırlar, ak saçlı, ak sakallı aklı yetenler artık biz burada duramayız. Kendimize bir yurt bulalım, derler..
Kalan koyun, keçi, atları alırlar, göçmeye başlarlar. Uzunca bir yürüyüşten sonra Yüksek dağlarla çevrili bir yere varırlar..
Hertaraf yemyeşil, pınarlar şırıl şırıl akıyor, Gökyüzü masmavi, Ormanlık bir yer..
Burası,Koca Tanrının, Börklü Tanrinin bize hediyesi derler ,Şükredip, adaklarını kesip,yüce Yaradana şükrederler....
Orayı yurt edinirler . Gel zaman git zaman orada çoğalırlar..Öyleki sığamaz olurlar.
Ergenekon yurdun adı,
Börteçine kurdun adı,
Dörtyüz sene durdun hadi
Çık ey!Yüzbin mızrağım, der.
Ozanlar kopuz eşliğinde..
Tekrar Han, ak saçlı, ak sakalları toplar, Milletimiz bu vatana sığmaz oldu, artık çıkmamız lazım. .
Atalarımız bize anlatırdı, dağların arkasında topraklarımız varmış, oralar bizim vatanımızmış.
Düşmanın eline geçmiş.
Bizim tekrar buradan çıkıp, topraklarımızı almamız, lazım..Siz milletimin uluları ne dersiniz ,der..
-Hanım , buyrun senindir, Ama bu dağlardan nasıl çıkacağız, geçit kapanmış,yol yok cevabını verirler...
Han ,hep beraber düşünelim, araştıralım, fikirlerimizi birleştirip, bir çıkış yolu bulalım, der..
O günden sonra bu mesele herkesin ilgilendiği, meşguliyetlerinin içine girer..
Birgün bir demırci ustası Hakanın yanına gelir..
Hanım, dağlarda dolaştım, av avladım, dağları inceledim, der..
Hakan evet der, Bir dağın böğründe bir demir madenine rastladım, onu eritebilirsek oradan çıkabiliriz, der
- Han heyecanlanmıştır, nasıl olacak bu,demirci ustası der,
-Hanım, dağın çevresine bir sıra odun ,bir sıra kömür sıralayacağız, büyük körükler yapacağız..
Ateşi yellendirecegiz , bu şekilde dağ eriyecek der.(O dönemde, Türkler madenleri tanıyorlar,kullanıyorlar, körüğü biliyormuş, )
-Hakan heryere salma çıkartır. .Her aile bir araba kömür, bir araba odun getirecek,der..
Herkes,çok heyecanlanır, arabaları atları koşarlar, oduna,kömüre giderler..
Gelen odun ve kömür muntazam şekilde yığılır. .
Dağın yan taraflarına kocam kocaman körükler yerleştirilir..
Tutuştururlar,körüklerlede yellendirirler..Dağ alev alır, adeta ateş dağları sarar. .
Budun, toplanmış merakla bakmakta ,Yaradana sıginmaktadir. ..
Bir bakarlar ki dağ yavaş yavaş erimekte sırtlara doğru akmaktadır. .
Herkes kaçmaya başlar, çünkü eriyen lavlar geniş bir alanı kaplamıştır. Demirci ustası bunu görür, herkesin uzaklaşmasını ister. .Diğer çıraklar kaçarken maalesef usta kaçamaz,lavların altında kalır. .
Uzun zaman yanan dağ, nihayet sönmeye başlar. .
Soğumasını beklerler,bu arada Demirci ustasının Yaradana uçtuğunu öğrenen halk çok üzülür, Yas tutarlar, ağıtlar yakarlar...
Hakan ve yoldaşları dağın çevresinde inceleme yaparlar bir atın ve arabanın geçeceği genişlikte yol açılmıştır. .
Tüm obaya hazirlanin göç var,denir..Oba seviçlere garkolur, bayram ederler,heyecanla toplanmaya başlarlar...
Hazırlıklar bitince , Hakan önde arkasında Budunu(Halk, millet) yürümeye başlarlar...
Açılan Yoldan ilerlemeye başlayınca önlerine bir bozkurt geçer. .Herkes şaşırır. .
Ulumaya başlar bir yola bir Hakana bakarmış..
Hakan anlamış, Bozkurt öne düşüp, yürümeye başlamış. .
Bozkurdu takip etmişler, Börteçine Göktürkleri eski topraklarına eriştirmiş..
Bozkurt ,tekrar uluyarak veda etmiş, kaybolmuş. .
Hakan milletine yurdumuz,topraklarımız burası, buraya yerleşeceğiz, der..
Ve Acuna haber gönderirler, Biz Ergenekondan Çıkıp geldik, Yurdumuza yerleştik,dostsaniz dostlugunuzu gösterin, düşmansanız düşmanlığını gösterin, diye elçiler, gönderirler. .
Dost olanlar dostluklarını bildirir ,hediyeler gönderir, Düşman olanlar ordularını göndermişler.
Göktürkler hepsini yenmiş, Ikinci Göktürk imparatorluğunu kurmuşlar.
Kurucusu Ilteriş Kağandir..(Tarihte biz buna ikinci Göktürk imp.kuruluşu diyoruz )
Ama Ergenekondan çıkışlarını hiç unutmamışlar, Her sene 21 Martta Nevruz Bayramı olarak kutlamışlar.
Hakan ve beyleri bir örsün üstüne demir koyarak çekiçle dövmüşler. .Demirciyi unutmamışlar, ahde vefa..
Ateş yakip üstünden hoplamışlardır..( Inanca göre ateş temizliktir, temizlenmek amacıyla)
Milletleri ayakta tutan milli mazisinin motiflerini, olayları, kahramanlıkları unutmamak,unutturmamaktir.
Ben meslek hayatım boyunca Nevruzu Okulumda hem kutladım büyük çapta, hem kutlatmisimdir. .
Hicbir şey yapamasam ateş yakar çocuklara anlatır,üstünden hoplatirdim. Arkasından piknik yapardık. .
Başbuğ ,sağken devlet için de, okullarda,üniversitelerde resmen kutlanırdı.
Hatta Rahmetli Süleyman Demirelin bile örsün üzerinde demir dövdüğünü yaşları benle olanlar,hatırlayacaktır. .
Türk Milleti Yüce bir millettir. Gönlünde öyle
Dağların yüce yerlerine mekan tutmuş ki Yaradanina belki daha yakın olsun diye..
Bu Riyasız yakınlık onu hertürlü dertten,sıkıntıdan,felaketten,afetten korumuş, kollamış. .
Önüne Bozkurt verip, yol göstermiş..
Canlar onun için dert edinmeyin "Allah var gam yok..
Alacağım, termosumu,gideceğim su kenarina hiçbirşey yapamasam,çay içip, Nevruzumu kutlayacağım. .
Siz ne yaparsınız, bilmem gayrı...