İnsanoğlu ne çetrefil bir varlıktır. Çözülemeyen, karmaşık o kadarda yalın. Bazen bakarsınız, gönlünü görürsünüz, bazen bakarsınız gözlerinde kalırsınız, bazen de midenizi bulandırır.
Karmaşık,düpdüzgün ,mutsuz ,huzursuz, kindar, köy pınarları kadar duru ,berrak..
Ha ! bazen de hayatı kendine zindan eden ,birturlu mutlu olamayan çevresinde mutsuzluk saçan hasta kafalar..
Bugün insan karakterlerinden ziyade yorgun isani anlatmak isterim..
Hepimizde olur,elimiz, ayağımız tutmaz,enerjimiz biter,adım atacak haliniz kalmaz ya öyle yorgunluklar vardır
Zihin yorgunluğu birşey düşünemez olursunuz,dimahiniz durur, nereye yürüyeceginixi bile hesap edemezsiniz..
Dün ne yemiştim, ne yapmıştım hesabını yaparsınız..
Çaresini düşünür, herkese,tanıdığı eşe dosta sorar,pekçok ta reçete alırsınız.
Genellikle ben de aynıyım, diye başlayan dostlar ..
Kendi derdi sıkıntısını anlatır ki, senin ki onun yanı da kaybolur,hiç olur,gider..
Bir de gönül yorgunluğu vardır ki bana göre en önemlisi,tedavisizi budur.
Gönül hiçbir dilde karşılığı yoktur,tam anlamıyla..
Sadece Güzel Türkçemiz de kullanılan bir kelimedir..
Ne der Şair,
Gönül kime şikayet edeyim seni bilemem,
Yani şikayet mercigi yoktur,malesef..
İşte onun için Gönül yorgunluğu zor bir ruh halidir. Kimseye de anlatamazsınız..
Bunu ancak Gönül ehli kişiler anlar,buna hal dili lde denir..
Kırgınlığı hüznü, ayrılığı, yıkılmışligi, sevgisizligi,vefasızlığı, umutsuzluğu, Gönül kırıklığını vesselam.
Hani koşan insansindir da Mücadele edersin,yılmayan bir ruhun olsa bile Gönül yorgunluğuna mani olamazsın.
Biriken bir su damlası gibi tıp tıp Gönül duvarına çarpar, Dalgaların kıyıya vurduğu gibi..Bazen coşar, bazen yavaşlar..
Ama her vuruşu Gönül duvarında iz bırakır. .
Canını acıtır iki damla göz yaşı ile günü kurtarırsın.
İşte o kadar..
Akıllı insanlar buna çare ararlar, kendilerini iyi tanıdıkları için, ne yapmam lazım,tedavisi ne diye.
Genellikle bulamazlar..
Bazılarımız psikolojik dersiniz,doktora gitmeli..
Ama çoğu kişi kendi derdine yine kendinde arar..
Gönlü oyalamak lazım,dinlendirmek lazım,kenara çekilip sessiz kalmak lazım,yeni bir heyecan bulmak lazım,çevre değiştirmek lazım. .
Gibi çaraler vardır bence..
İşte burada bile anlaşılamaz,kişiden kişiye değişir, bu tedavi..
Adı üzerinde gönüldür, bunalan,sıkıntıya giren.
Hani şiir, edebiyatla meşguliyet bir çaredir, buna.
İşte akıl burada devreye girer, hesap kitap yapar,fikir uretir, varsayımlar üzerinde durur, çare sunar kişiye.
Kendince problemleri çözmeye çalışır, Akil..
Gönlü rahatlatmak için.. Başarılı olur mu ?
Bu her insana göre değişir, olamazsa kişi buhrana girer,psikolojik hastalanır..
Ama akılla iyi istişare edip, rahatlarsa meselelerini halletmiş olur
Bence en iyi çözüm, gönülle baş başa kalıp içinde meseleleri yaşamaktır.
Yorgunluğunu kabul ederek, iradene,,mücadeleye ideallerine dur diyerek.
Yeter nefes al,otur,dinlen diyerek..
Herseyi halledemezsin,önce kendini bir tedavi et ,gerisini Yaradana bırak diyerek.
Gel seninle Gönül muhabbet edelim,
Arayı kimseye alma sen Gönül
Ya ,Benim kimim var,kime yalvaralım,
Kaldir kalbindeki karayı Gönül..
Türküde dile geldiği gibi Gönülle muhabbet zordur.
Ama imkansız değildir .
Denemekte fayda var,bu aralar ben denemekle meşgulum..
Dinleneyim,durayım,oturayım,denize bakarak sükun bulayım, istiyorum..
Bakalım nasibimde ne çıkacak...