Mevlana Horasan'dan göçüp, Anadolu topraklarına sığınmış bir gönül eridir...Karaman
oradan da ailesiyle Konya'ya gelmiştir...Babası Bahattin Velet vefat ettikten sonra babasının postuna oturmuş, Konya halkını her konuda yardım,irşat etmeye başlamıştır..
Mevlâna döneminin ilim deryasıdır.. Hem fen,matematik,uzay,tıp alanında bilgi sahibi,hem de Dini konuda bilgi sahibidir.
(Otoriteler Mevlâna için Peygamber değil ama kitabı vardır,derler..Mesnevi Kurranın açıklaması durumundadir)
Konyalılar için Mevlana çok sevilir, Hatta Şems-i Tebriziden bile kıskanırlar..
Vefatıyla ,Tüm Konya halkı ,Hatta Hiristiyanlar bile cenaze namazına katılmıştır..
Mevlâna Konya ile bütünleşmiştir. .
Bugün dünyanin heryerinden Mevlananın çağrısına cevap verip ,Dili ,dini ,soyu farklı insanlar vardır.
Ne der Mevlana ,
Gel ,gel..
Gel ne olursan ol,yine gel..
ister kâfir,ister mecusi ,ister Puta tapan ol,
Yine gel,
Bizim dergâhmız umutsuzlar dergahı değil,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da
Yine gel der..
Yani Mevlana Insanları Islamiyete çağırır, Rabbimin merhametinin nekadar engin olduğunu bildirir,anlatır.
Mevlâna da sevgi,hoşgörü, muhabbet,dost çok önemlidir,
Kibir, haset,görgüsüzlük, açgözlülük gibi duygular hep kınanır.
Onun için Mevlananın savunduğu fikirde kişi kendini bulur...Eğitir..
Türkiye kadar, Batı alemi de Mevlanayı tanır..
Hatta daha iyi tanır. .
Onun için Mevlana müzesine nezaman,hangi mevsim gitseniz gurupları aileleri görürsünüz..
Ben de pekçok zaman müzeyi gitmişimdir..
Öğretmenliğin zamanında, çalışırken öğrencilerimi götürmuşümdür...
Daha sonra tur olarak arkadaşlarımla gezmişimdir...
Ilk zamanlarda kapıdan girdiğinizde hafif bir ney sesi gelir, burnunuzda farklı bir koku duyardınız..
Yani mistik bir havaya bürünürdünuz.. Başka diyarlara gider,adeta kötülüklerden arınır ,maneviyat olarak zenginlesirdiniz ..
Mevlana'nın sandukası karşısında durur ,uzun süre bakar,beyninizle,ruhunuzla teslim olurdunuz..
Bildiğiniz tüm duaları okur ,çevrenizde de Kuran okuyan kişileri görürdünüz. .
Yani normal bir müze değildir,Mevlâna..
Âdeta ruhen kirden arınma yeridir..Bir nevi..
Devamında , babası Bahattin Velet, kâtibi Hüsameddin Çelebi,aile efradının sandukalarını gezerdiniz..
Ikinci bölümde Mevlana ve o döneme ait pekçok kıymetli eser vardı...
Kuranlar, kıyafetler, tespitler, Halılar, seccadeler, mangallar, Neyler ,rahleler ,çalgı aletleri v.s.vardi..
O bölüm ayrı bir güzeldi..Tek tek fotoğraflarını çeker, arşivinizde saklamak isterdiniz,öyle güzeldiler.
Bundan 2 sene önce geldiğimde ikinci bölümü ayırmışlar ,dışarıda küçük küçük odalar yapmışlar, oralara taşımışlar eşyaları . .Ilk geldiğimde rahatsız olmuştum.
Eşyaları küçük odalara almalarını kendi kendime eleştirmiştim..
Bunun altında başka bir neden var, diye düşünmüştüm. .
Bütün halde müzenin daha dolu dolu olması, bilgi ve maneviyatı açısından doyurucu oluyordu..
Dün misafirimle gezmeye gittiğimde ,kapıdan girdiğimde önce hissettiğim maneviyatı hissetmedim..
Biraz ilerlediginizde Mevlana'nın sandukalarından sonra bomboş bir alan ,o sihirli hali kaybolmuş..
Resim çekecek hiçbir eşya bulamıyorsunuz..
Arkadaşa disardaki odalarda eşyalar var diyorum,merakla dışarıya çıktığımızda odalara giriyoruz ki heyhat hiçbir şey yok..
Bir veya iki tane eşya var, diğer eşyalar adeta hiç olmuş. .
Sinir harbi içindeyim, önceki halini bildiğim için bukadar eşyaya ne olmuş,diye kendi kendime sorguluyorum..
Üzüntüm hat safhada bukadar eşyaya ne olmuş, diyorum..
Bu kadar Mevlana sevdalısı var,Konya'da bunu görmüyorlar mı ? diyorum..
Bunlar bize Ata yadigar-ı emanet, evlatlarımıza bırakacağımız değerler,eserler..
VE SORUYORUM ?
MEVLÂNA MUZESİNIN PEKCOK ESERİ ,EŞYASI NEREDE..NE OLMUŞ, KIMLER ELE GEÇİRMİŞ..
AKİBETINI SORGULAMAK GEREKMEZ Mİ ?