• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • KAMU
  • SENDİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • HUKUK
  • TÜRK DÜNYASI
  • EĞİTİM MEMURLAR
  • Ara
SON DAKİKA:
15:30
Milletin su parasıyla kendine TOGG bile almış
11:34
İstanbul Emniyeti'nde yeni atamalar!
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Köşe Yazarları
  2. Türk Ocakları'ndan
  3. Kıskaçtan Çıkış: Doğu Akdeniz Meselesi
Yayınlanma: 05 Ocak 2020 - 14:55

Kıskaçtan Çıkış: Doğu Akdeniz Meselesi

05 Ocak 2020 - 14:55
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Kıskaçtan Çıkış: Doğu Akdeniz Meselesi
Türk Ocakları'ndan


 

Son dönemde gündemde tartışılan en önemli konuların başında, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve o çerçevede 27 Kasım 2019’da Türkiye ile Libya’nın meşru yönetimi arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması”na ilişkin anlaşma ile aynı zamanda imzalanan “Güvenlik ve Askerî İşbirliği Mutabakat Muhtırası” gelmektedir. Bu konu, hiç şüphesiz resmî platformlarda ve uluslararası hukuk içinde tekil bir mesele gibi tartışılacaktır. Ancak herkes biliyor ki mesele, dünyanın yeniden parsellenmesi, bölgemizin yeniden tanzimi istikametinde vuku bulmakta olan büyük mücadelenin bir parçasıdır. Bu gelişme ile birlikte Kıbrıs meselesi de yeni ve tamamen farklı bir mecraya girecektir.

2000’li yıllarda yapılan çalışmalara göre, Doğu Akdeniz’de tespit edilen doğal gaz rezervlerinin Avrupa’nın yaklaşık 30 yıllık ihtiyacını karşılayacağı söylenmektedir. Bu meseleyi yıllardır dile getiren Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Dr. Cihat Yaycı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan ikilisinin AB tarafından desteklenen planlarının hayata geçmesi durumunda, Türkiye’nin hakkı olan yaklaşık 189.000 kilometrekarelik yetki alanının 41.000 kilometrekare ile sınırlandıracağını ikaz etmiş; bu gerçekleşmeden yapılması gereken iki şeyi ise şöyle ifade etmişti:

“… birincisi, Anadolu ile Afrika kıyıları arasındaki ortay hatta dayanacak şekilde Türkiye-Libya MEB [Münhasır Ekonomik Bölge] sınırının belirlenerek bir anlaşmanın ivedilikle akdedilmesi,

- Diğeri ise, Karadeniz örneğinde olduğu gibi, Doğu Akdeniz’de Türk MEB’inin vakitlice ilan edilmesi ve KKTC’nin de bu politikaya uygun olarak MEB ilanında bulunması”dır.[1]

AB üyeliğinin sağladığı avantajla 2004’te Münhasır Ekonomik Bölge ilan eden GKRY ve adalar üzerindeki hâkimiyeti ile Türkiye’ye karşı tavrı açık olan Yunanistan, yıllardır Türkiye’yi, bölgedeki diğer ülkeleri de yanlarına alarak sıkıştırmaya çalışmaktadırlar. Türkiye artık Kıbrıs meselesinin çözümünde de bir kavşağa gelmiştir. 2000’lerin başlarında merhum Denktaş’ın uyarılarına rağmen Annan Planı’nın kabul edilmesi yönünde yoğun çabalar harcanmıştı. Neyse ki Rum kesiminin feraseti(!) sayesinde bu gerçekleşmedi. Bugün artık eski hatalardan ders çıkarılarak yeni bir aşamaya geçilmesi ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan edilmesi zorunlu hâle gelmiştir.

Nitekim Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve en son Libya ile varılan anlaşma karşısında takınılan tavır, bunu açıkça gösteriyor. Meselenin Kıbrıs ile ilgili yönü hakkında Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir’in şu görüş ve tespitleri de kayda değer:

"Kıbrıs sorunu eskiden Kıbrıs sorunuydu, şimdiyse Doğu Akdeniz sorunu oldu. Enerji, burada kendi başına bir faktör değil ama ciddi önemli bir faktör. Kıbrıs’ta Rumların 2003’ten sonra tek taraflı olarak Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmesi, diplomasi atakları, buna yönelik olarak da anlaşmaları imzalamaları diğer kıyıdaş ülkelerle ve en sonunda parsellemiş oldukları 13 tane sahayı, doğalgazı, petrolü aramaları için uluslararası şirketlere yine tek taraflı olarak arama izni vermeleri. Böyle tek taraflı yaklaşan bir uygulamada bu tek taraflılıkla adanın bölünmüşlüğünü bir nevi onaylayan bir halka karşı sizin de gidip, tekrar birleşelim, burada federasyon çözümüne gidelim demeniz zaten çok tutarlı olmuyor.”[2]

Unutmayalım ki tarih boyunca çok önemli bir deniz olan Akdeniz, büyük devletlerin, ticaretle iştigal eden şehir devletlerinin mücadelelerine sahne olduğu gibi bugün de önemini korumaktadır. Bu kapsamda, Doğu Akdeniz’in önemi de artarak devam etmektedir. Ulaşım ve nakliye bakımından Akdeniz de Karadeniz de son derecede önemlidir. “Akdeniz’de yılda ortalama 220.000’den fazla gemi seyir hâlinde bulunmakta, dünya denizlerinin sadece %1’ini kapsayan bir deniz alanı olmasına rağmen dünya deniz trafiğinin 1/3’ü Akdeniz’de gerçekleşmektedir.”[3] Bunun yanında Doğu Akdeniz, enerji kaynakları bakımından son derecede zengin bir potansiyele sahiptir. İşte bütün bunlar, bize Türkiye’nin son dönemde gerek petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini arttırması gerekse Libya ile anlaşarak Münhasır Ekonomik Bölgesini belirlemesinin ne denli büyük ve stratejik bir hamle olduğunu ortaya koymaktadır.

Burada tabii mühim bir ayrıntı var. Libya’daki iç savaşta Türkiye’nin anlaşma imzaladığı Fayiz es-Serrac başkanlığındaki meşru yönetim (Millî Mutabakat Hükûmeti), ülkenin başkentinde ve önemli iki kentinde kontrolü elinde bulundurmakla birlikte toprak büyüklüğü bakımından çok küçük bir kısmına (Nüfusun yaklaşık yarısı bu bölgededir.) hükmetmektedir. Buna mukabil Yunanistan, GKRY, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi karşı tarafta bulunanlar ile Fransa ise Bingazi ve Tobruk’ta üslenen Halife Hafter başkanlığındaki isyancı “Libya Millî Ordusu”nu desteklemektedir. ABD’nin, daha önce topraklarında himaye ettiği Hafter’i değil de meşru yönetimi destekler görüntüsü de Rusya’nın fiilî yardım yaptığı Hafter’in yanında olduğu vakıası da bölgemizde yaşananlar ışığında çok fazla bir anlam ifade etmeyebilir. Türkiye ile anlaşmadan sonra Hafter’in Trablus’a yönelik saldırıları arttırması, havaalanlarını tahrip etmeğe kalkışması, Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın Hafter’i ziyaret etmesi, ABD ve AB ülkelerinden bir kısmının tepkileri vs. Türkiye’den duyulan rahatsızlığın açık belirtileridir. Bu satırlar yazıldığı sırada Libya Millî Mutabakat Hükûmeti güçleri, Hafter güçlerine karşı harekât başlatmıştı. Türkiye’nin millî çıkarları açısından burada BM ve AB tarafından siyasi olarak desteklenen meşru yönetimin yanında yer alması ve bu siyasette sabitkadem olması son derecede hayatidir.

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın Gölcük Tersane Komutanlığında “Yeni Tip Denizaltı Projesi 1. Gemisi Pirireis'in Havuza Çekme ve 5. Gemisi Seydialireis'in İlk Kaynak Töreni”nde yaptığı konuşmada, Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin balıkçılıktan ancak yüzde 1 oranında pay alabileceği bir düzene razı olmayacaklarını söylerken sarf ettiği şu sözler dikkat çekicidir:

“Şayet KKTC ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek bırakınız ekonomik faaliyetleri, bize denize girecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar. Karşımızdakilerin hak, hukuk, adalet, ahlak, insaf diye bir dertleri kesinlikle bulunmuyor. Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne karşı öyle bir kinleri var ki, ellerinden gelse bizi sadece Anadolu'dan söküp atmakla kalmayacak; dünyadan kökümüzü kazıyacaklar.”

Ezcümle Türkiye, “Büyük Orta Doğu Projesi” adı altında yürütülen ve coğrafyamızı devletçiklere bölmeyi ve uzun yıllar istikrarsızlaştırmayı hedefleyen çalışmalara karşı son yıllarda Suriye’de attığı doğru adımlardan sonra, Doğu Akdeniz’de haklarımızı koruma istikametinde yürüttüğü siyasette, Libya’nın meşru yönetimi ile anlaşarak çok mühim ve stratejik bir hamle yapmıştır. Bu hamlenin Yunanistan ve diğer bazı mahfillerde yol açtığı tepkiler, Yunan Hükûmeti’nin isyancı Hafter ile görüşmek üzere Dışişleri Bakanını göndermek gibi uluslararası hukuka aykırı bir eylemde bulunması, atılan adımın, imzalanan anlaşmanın isabetini açıkça göstermektedir. Mesele çetrefil ve tuzaklarla dolu olabilir ama bu gibi meselelerde, “Türkiye’nin Libya’da ne işi var?” şeklinde bir yaklaşımla doğru bir siyaset geliştiremeyiz. “Mavi Vatan”da Türkiye’yi kıskaca alma girişimlerine bir şekilde karşılık vermeliyiz. Bunu da uluslararası hukuka uygun bir şekilde yapıyoruz. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklüğünün hak ve çıkarlarını savunmak ve korumak, sorumluluk ve yetki sahibi herkesin görevidir. Hükûmet’in yanlışlarını eleştirmek, doğru bildiğini söylemek elbette muhalefetin görevidir. Ancak millî çıkarların ne olduğu konusunda geniş bir mutabakat zeminine ihtiyacımız vardır. Türkiye, istese de istemese de Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerden etkilenecektir. Bunlara sırtımızı dönmek gibi bir seçeneğimiz yoktur.


 



[1] Cihat Yaycı, Libya Türkiye’nin Denizden Komşusudur, ASAM Yay., İstanbul 2019, 3. bs., s. 130-131.



[2] https://tr.sputniknews.com/ceyda_karan_eksen/201911221040687102-kibris-sorunu-artik-dogu-akdeniz-sorunu-haline-geldi/



[3] Cihat Yaycı, “Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye,” Bilge Strateji, C: 4, S: 6, Bahar 2012, s. 7.

 

Prof.Dr. Mehmet ÖZ




Yazarın Diğer Yazıları

  • Büyük Orta Doğu Yangını - 23 Haziran 2025
  • Fesih ve Ötesi* - 09 Haziran 2025
  • 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun - 25 Nisan 2025
  • Bayramınız Kutlu Olsun - 04 Nisan 2025
  • "Hukuk ve Hakkaniyeti Kaybetmemeliyiz. Yoksa Türkiye Kaybeder." (Abdullah Gül) - 25 Mart 2025
  • "Terörsüz Türkiye" ama nasıl? - 02 Mart 2025
  • "Terörsüz Türkiye": Yeniden "Çözüm Süreci" mi, Terör Örgütünün Kayıtsız Şartsız Teslim Oluşu mu? - 24 Şubat 2025
  • Hamas Durum Değerlendirmesi Yapmak Zorunda - 22 Ocak 2025
  • Suriye'de Yeni Dönem Başlarken - 27 Aralık 2024
  • Osmanlı Kuruluş Ve Klasik Döneminde Bilim Ve Bilim Zihniyeti Hakkında Bazı Notlar[1] - 13 Aralık 2024
  • Ekim Ayı Türkiye Gündemine Dair Bazı Notlar - 18 Kasım 2024
  • Cumhuriyet'imizin 101. Yılı kutlu olsun - 29 Ekim 2024
  • Numan Kurtulmuş Yanlış Konuşuyor - 20 Ekim 2024
  • 801 Yıl Arayla Tarihin Seyrini Değiştiren İki Savaş: - 28 Ağustos 2024
  • Sorun ve Çözüm - 02 Ağustos 2024
  • Bu Topraklardaki Türk Milli Varlığını Gelecek Yüzyıla Taşımak - 02 Haziran 2024
  • İstişare - 04 Mayıs 2024
  • Yerel seçimler: uyarı mı, dip dalga mı? - 28 Nisan 2024
  • Yerel seçimler: uyarı mı, dip dalga mı? - 08 Nisan 2024
  • Adalet - 25 Mart 2024
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
ilan.gov.tr
Gazete arşivi için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Köşe Yazarları
Toplu Sözleşme Sosyal Medya Anketi
Kadriye Demirel (AES Antalya il Temsilcisi , Eğitim koçu)
Toplu Sözleşme Sosyal Medya Anketi
Aziz Dolu Atabey
Aziz Dolu Atabey
Türkler bin boydur biri de Moğol'dur
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Türk Kültür Coğrafyası-1
Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
Memur Emeklisi Cezalı mıdır?
Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
Hayatın Satır Araları: Gündelik Anların Derinliği
Yusuf İPEKLİ
Yusuf İPEKLİ
Araç muayenesi
Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
Diyanetten Alkışlanacak Cuma Hutbesi
Birliğimize Kast Edenlere Verilen Değeri, Anlamak Mümkün Değil
Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı
Birliğimize Kast Edenlere Verilen Değeri, Anlamak Mümkün Değil
Avrupa Turundan Fransa Paris
Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
Avrupa Turundan Fransa Paris
Haydut Devlet İsrail Bölgede Barışı Ve İstikrarı Engelliyor
Misafir Yazılar
Haydut Devlet İsrail Bölgede Barışı Ve İstikrarı Engelliyor
Ankara, Adam Gibi Dinle!
Orhan KILIÇOĞLU
Ankara, Adam Gibi Dinle!
Siyonizm Nedir Ve Siyonizmin Tarihçesi
Av.Faruk Ülker Ümraniye Türk Ocağı Eski Bşk
Siyonizm Nedir Ve Siyonizmin Tarihçesi
Siyasi Bir Durum Değerlendirmesi
Ali Kemal Gül
Siyasi Bir Durum Değerlendirmesi
Büyük Orta Doğu Yangını
Türk Ocakları'ndan
Büyük Orta Doğu Yangını
Kerbela Çeşmesi
Şerife Güven
Kerbela Çeşmesi
Bayramın Kutlu Olsun
Köksal Cengiz
Bayramın Kutlu Olsun
Trabzon'umuzu-Rum ve Pontus diye bilenlere!..
Şevket Sezer
Trabzon'umuzu-Rum ve Pontus diye bilenlere!..
Çok Okunan Haberler
Öğretici: Açlık Sınırı 26.115 TL, Yoksulluk Sınırı 85.066 TL Olmuşken Refah Payı Şarttır!
Öğretici: Açlık Sınırı 26.115 TL, Yoksulluk Sınırı 85.066 TL...
Konya'da sağlık skandalı: Hastasından ameliyat parası isteyen doktora gözaltı!
Konya'da sağlık skandalı: Hastasından ameliyat parası isteyen doktora...
Haziran enflasyonu TÜİK'e göre yıllık yüzde 35, ENAG'a göre yüzde 69
Haziran enflasyonu TÜİK'e göre yıllık yüzde 35, ENAG'a göre yüzde...
Ana Sayfa
GÜNDEM
KAMU
SENDİKA
DÜNYA
EKONOMİ
SİYASET
HUKUK
TÜRK DÜNYASI
EĞİTİM
MEMURLAR
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Gazete Manşetleri
  • EKONOMİ
  • HUKUK
  • KAMU
  • MEMURLAR
  • SENDİKA
  • TÜRK DÜNYASI
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Gazete Manşetleri
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim